Türkleri kestik dedi aforoz edildi
Abone olKıbrıs'taki gerçeklerin Rum halkından saklandığını ve hala yaşayan katillerin yargılanmasını söyleyen araştırmacı-yazar Angastiniyotis'e ambargo uygulandı.
Kıbrıs’taki gerçeklerin Rum halkından saklandığını ve hálá
yaşayan katillerin yargılanması gerektiğini söyleyen araştırmacı
Rum yazar Antonis Angastiniyotis’e Rum basını yayın ambargosu
koydu. Rumlar, 1974’te 3 Türk köyünde çoğunluğu çocuk ve kadın 126
kişiyi topluca katlettiler. Katillerin bir bölümü sağ, sadece Rum
yönetimi yetmez, tüm Rum halkı Türklerden özür dilemeli. Kurban
yakınlarına tazminat ödemeli ve katiller de yargılanmalı. 1974’te
Rumların 3 Türk köyünde yaptığı katliamı belgesel haline getiren
Kıbrıslı Rum yazar Antonis Angastiniyotis, ülkesinde aforoz edildi.
Gerçeklerin Rum halkından saklandığını ve hala yaşayan katillerin
yargılanması gerektiğini söyleyen yazara, Rum basını yayın
ambargosu koydu. 1974’te Türk Barış Harekatı sırasında Muratağa,
Sandallar ve Atlılar köylerinde çoğu kadın ve çocuk 126 Türk’ün
topluca katledilmesini, ‘Kıbrıslı Türkler’e Barbarlıklar ve
Madalyonun Öteki Yüzü’ adıyla belgesel yapan Antonis
Angastiniyotis, Hürriyet’in sorularını yanıtladı ve bir Rum olarak
‘Rum katliamı belgeseli’ hazırlamasının nedenlerini anlattı.
BUNLARI BİLMİYORDUK Neden böyle bir belgesel yapmaya karar
verdiniz? 30 yıl boyunca kapılar kapalıydı. KKTC ile bizim
aramızdaki kapılar 2003’te açıldı. Ama ben daha öncesinde Alfa
televizyonunda kameramanlık yapıyordum ve çeşitli siyasi görüşmeler
nedeniyle KKTC’ye geçiyordum. Ne zaman KKTC’ye gelsem. Geçiş
noktasının Türk tarafında, Rumların gerçekleştirdiği katliamların
fotoğraflarını görüyordum. Merak ettim çünkü biz bu iddiaları
bilmiyorduk. Daha sonra internetten araştırma yaptım ve Muratağa
Katliamı ile ilgili bilgilere ulaştım. Bizim eğitim sistemimizde
böyle anlatılmaz. Kıbrıs sorunu, ‘1974’te Türk ordusu geldi ve
Rumları öldürdü’ şeklindedir. Ben öyle öğrendim, 4 çocuğum da
okulda bunları öğrenir. Ancak kahvehanelerde yaşlılar farklı
konuşurdu, o da sınırlı şekilde. KAMERAMAN KORKUP KAÇTI Bir yıldır
yaptığım araştırmalar sonucunda madalyonun öteki yüzünün de
olduğunu öğrendim. Bunun üzerine belgesel hazırlamaya karar verdim.
Kanın ve acının milliyeti ve bayrağı yoktur. Ben gerçekleri arayan
biriyim. Halkımın da bilmesini istedim. Çocuklarım ve gelecek
nesiller gerçeği bilmeli. Birisi çıkıp bunları söylemeliydi, ben
oldum. Bir gün, gelecek nesiller benden övgüyle bahsedecek. Bir
kameraman arkadaşımla Muratağa Sandallar ve Atlılar köyüne geldim.
Ancak kameraman Türklerin katledilmesinin belgeselini yapacağımızı
öğrenince korktu kaçtı. Bunun üzerine Türk yetkililerden bilgilere
ulaşmak için yardım istedim ve her türlü kolaylığı sağladılar.
Bizimkiler yayınlamadı Belgesel filmimi Rum televizyonlarına
yayınlamaları teklifinde bulundum. Yayınlamadılar, sansür koydular.
Böyle bir belgeseli yayınlamalarını da beklemiyordum çünkü onlar da
korktu. Ama kendi insanıma duyurmalıydım. Kıbrıs Türk televizyonu
BRT’ye götürdüm ve kısa bir bölümünü yayınladılar. 74 katliamının
belgeselini yaptı 14 Ağustos 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı sürerken
Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerine saldıran Rumlar,
kadın-çocuk ayrımı yapmadan 126 Türkü kurşuna dizerek toplu mezara
gömdü. Bu olay Kıbrıs tarihine Muratağa Katliamı olarak geçti. Rum
yazar Antonis Angastiniyotis, belgeseli nasıl çektiğini şöyle
anlattı: ‘Katliamların hálá sağ olan tanıklarının röportajları var.
Eski fotoğraflar var. Muratağa’ya belgesel için gittiğimde Rum
olduğumu öğrenince köyde yaşayanlar önce benden korktu. Sonra birer
birer gelip konuştular. Yaşadıklarını, gördüklerini anlattılar.
Arif adlı katliamdan kurtulmuş bir Türk ile katliamı yapan Rumların
köylerine gittik. Onlar hálá orada yaşıyorlardı. Geçmişi unutmak
kolaydır ama bu katliam geçmiş değil. Yaşatanlar ve yaşayanlar hala
sağ. Katiller hiç yargılanmadı.’ Teyzem bile ağladı Belgesel
hazırladığını bilenler nasıl tepki gösterdi? BRT’de yayınlanacağı
gün, eşimin köyündeydik. Türk televizyonları Rum tarafında
izlenemiyor. Eşimin yaşlı teyzesinden anteni ayarlamasını istedim.
‘Türk köpeklerin televizyonunu mu izleyeceğiz. Olmaz’ dedi. Sonra
ikna ettim. Öldürülmüş çocuklar ve katliam belgeselinden kısa
bölümü izleyince ağlamaya başladı. İşte benim zafer anım buydu.
Önceki gün Rum devlet televizyonu RIK’ten arayıp ‘getir kasedini
bir bakalım’ dediler. Götüreceğim bakalım ne olacak bilmiyorum. Tek
hedef gerçekler Rum yönetiminin tepkisinden endişe etmiyor musunuz?
Ailem ve yakın çevrem, ‘Türklerin propagandasına alet olacaksın’
dediler. Ama ben gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorum. Yönetim
üzerime daha çok gelirse gerekirse KKTC’ye gelir yaşarım. Annem
babam zaten Magosa göçmeni. 74 öncesinde Magosa’da yaşıyormuş.
Türklerden de çok arkadaşım oldu. Tepkilerden korkmuyordum.
Belgeseli hazırlamaya başlarken zaten göze almıştım. Kimseden
korkmam ANGASTİNİYOTİS, kitap haline getirdiği eserinin önsözünde,
katliamı gündeme getirme gerekçesini şöyle anlatıyor: ‘Bana tekrar
tekrar eski yaraları niye deştiğim ve geçmişi niye unutulmaya terk
etmediğim soruluyor. Yanıt son derece basittir. 40 senedir bu adada
yaşadığım halde ancak geçen yıl gerçeklerin diğer yarısını
keşfetmeye başlamış birisi olarak her bulduğum gerçek ruhumda derin
yaralar açıyor. (...) Konuşursan sana hain derler, yaşamın tehdit
edilir, dostlarının çoğu sana sırtını döner. Tamamen yalnız
kalabilirsin. Yalnızlık artık beni korkutmuyor. Bir süreden beri
geceleri Muratağa’dan bir yığın çocuk yatağıma çıkar ve birlikte
küçük masallar okuruz. Onlar hikayelerini dünyaya anlattığım için
memnun bana gülümserler, ben ise küçük vücutlarındaki kurşun
yaralarını sayamadan ayrıldıkları için hıçkırıklara boğulurum.’
Haber: Ömer Bilge Kaynak: Hürriyet