Türkiye'yi tarikatlar mı yönetiyor?
Abone olYaşar Hoca, "Benim kozmik barometrem bir yıldır kırmızı alarm veriyor.. Ülkeyi tarikatlar yönetiyor' diyor..
Türkiye'nin uçurumun kıyısında olduğuna dikkat çeken Prof. Yaşar
Nuri Öztürk'le, Star Gazetesi muhabiri Esin Dalay konuştu.. İşte o
ropörtaj: Kozmik barometre kırmızı alarmda Yaşar Nuri Öztürk'ün son
kitabı 'Kuran Verileri Açısından Laiklik' yayımlandı. İlim adamı
Öztürk, 120 sayfalık başvuru kitabı niteliğindeki eseri Türkiye'nin
içinde bulunduğu tehlikeli gidişata dikkat çekmek için yazdı.
'Benim kozmik barometrem, 20 yıldır sarı alarm veriyordu, 1 yıldan
beri kırmızı alarm veriyor. Daha nasıl söyleyeyim? Dikkat tehlike,
diyor. Kendimize çeki düzen vermenin zamanı çoktan geldi de,
geçiyor bile' diyen Prof. Öztürk'e göre, şu anda Türkiye'yi
tarikatlar konfederasyonu yönetiyor. Bize yıllardan beri lailklik,
din ve dünya işlerinin birbirinden ayrılması diye öğretildi. Oysa
siz 'Kuran Verileri Açısından Laiklik' adlı kitabınızda bunun doğru
olmadığını söylüyorsunuz... Bu söylem yanlıştı. Şimdi bu söylemle
birlikte bunun aksi yapılmaya başlandı. 60 yıldır da aksi
yapılıyor. Laiklik tamamen devlet yönetimiyle ilgili bir olaydır.
Laikliğin özü, yönetimin Allah adına, din adına değil,
yöneticilerine vekalet veren toplum adına olmasıdır. Din ile dünya,
birbirinden ayrılmamıştır ve ayrılmaz. Hele Müslüman bir ülkede
böyle bir şey asla olmaz. Bir taraftan böyle dediler, öbür taraftan
da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarikatlar konfederasyonuna döndü.
Tarikatlar konfederasyonu Türkiye'yi yönetiyor. Hani, nerede din ve
dünya işlerinin birbirinden ayrılması? Ama bunun yerine yönetimin
Allah adına, din adına değil, kitle adına, parlamento adına
yapılması, kanunların parlamento adına yapılmasının altı
çizilseydi, ki laiklik budur, çok iyi yerlere gelirdik. Burada kim
yanlış yaptı? Devleti yönetenler, siyasetçiler ve sonuçta bütün
Türkiye yanlış yaptı. Aydınları bunun içine koymak gerekiyor.
Bilerek mi yapıldı? Bir kısmı bilerek yaptı, bir kısmı da farkında
olmadan. Laikler ve Müslümanlar diye özellikle son yıllarda bir
ayrıma gidiliyor. Laik insan Müslüman olamaz mı, ya da Müslüman
laik olamaz mı? İşte Batı'nın içimize soktuğu hıyanet söylemlerinin
birincisi budur. Bu Batı'dan bizim içimize sokuldu. İçimizdeki
gafil dinciler de bunu tekrarladılar. Bunun esas imal yeri
Almanya'dır. Sonra Amerika'da Hundington bunu destekledi. Ortak bir
projedir. Türkiye'yi çökertme projesidir. Ve buralara gelindi. Bu
Müslüman'a da, Türkiye'ye de yapılabilecek en büyük hainliktir.
Laik bir insan aynı zamanda pekala Müslüman olabilir. Hem de çok
iyi Müslüman olabilir. Nitekim ülkemiz de böyledir... Bu kadar
aptal ve aymaz mıyız? Evet, bu kadar aptal ve aymaz olduğumuzu
maalesef tarih tescil etmek üzere. Kimse kusura bakmasın. Ve ben
bunu dünyada belki de söyleyebilecek en son insanım. Bunu da bana
söylettiler. Kur-an açısından laiklik nedir? Kuran açısından
laikliğin ne olduğunu ben kitabımda anlattım. Laiklik bir tavırdır.
Bir tarzdır, bir sistemdir nihayet, bir bakış açısıdır, bir
yaklaşımdır. Bu yaklaşıma Kuran nasıl bakar? Gidip de Kuran'da
laiklik kelimesini aramak ahmaklığına düşenler vardır. Böyle bir
şey olmaz. Kuran'da çarpım cetveli de yoktur. Ama gerçekte vardır.
Kuran, bakış açılarını değerlendirir. Onun açısından bu doğru
mudur, yanlış mıdır, eğri midir? Kuran, peygamberliğin bittiğini
söyleyerek zaten laikliğin altını imzalamıştır. Ne demek bu? Artık
Allah adına yönetenler devri bitti. Yönetim, ilkeler adına
olacaktır. İlkeler de evrensel ilkelerdir. Aklın ilkeleridir.
Vahyin ilkeleridir. Zaten hiçbir yönetim bunları, eğer gerçekten
insana saygılı ise bir yönetim ise dışlamaz. Despotik, zalim
yönetimler ise her şeyi alet ederler. Müslüman ülkelerde
despotizmin, Kuran başta olmak üzere her şeyi alet ettiğini
görüyoruz. Şimdi, Ortadoğu'nun despot idarelerine gidip laikliği
soruyorlar. Bunların 'laikliğe, İslam'a uygundur' diye onay vermesi
mümkün mü? Adam altındaki sandalyeyi atıp da kendi kendini mi ipe
çekecek? Bunlara soramazsınız. Bunlar zaten bin yıldır dini
saltanat aracı yaptılar. Laikliği Kuran'a soracaksınız, koltuğa
oturanlara değil. Ve yönetimi elinde tutanlara değil, hele
despotlara hiç değil. Kuran'a sordunuz mu işte bu benim
söylediklerimi göreceksiniz. Laiklik, Müslümanlığın düşmanı olarak
lanse ediliyor... Bu, despot idarelerin manipülasyonudur. Laikliğin
Kuran'a uygun olduğunu söylerseniz, Ortadoğu'da bir şey yerinde
kalır mı? Yer yerinden oynar. İslam dünyasında yer yerinden oynar.
Türkiye'de Atatürk'ün getirdiği ışık ve dirayetle 70 yıldır gidiyor
bu. Ama maalesef Türkiye'de de bugün çivileri oynatıyorlar. Bunu
biraz açar mısınız? Bakın bugün Türkiye'de çok korkunç oyunlar
oynanıyor. Laiklik, belki tarihinin en büyük tehlikesiyle yüz yüze.
Bir oyun oynanıyor ve sanıyorum hepimiz bu oyuna geliyoruz. Öbür
yanda birtakım istatistiklerde, sonucu önceden belirlenmiş
istatistiklerde, Türkiye manipüle ediliyor. Aydınlar manipüle
ediliyor. Büyük oyunlar oynandı mı, bunun arkasından çok büyük
sıkıntılar gelir. Kaygılarınızı açar mısınız? Fevkalade kaygılıyım.
Kaç yıldan beri bunu söylüyorum, bir yıldan beri özellikle altını
çize çize söylüyorum, Avrupa Birliği de bu oynanan oyunlarda
paravan olarak kullanılıyor. Paravan ve destekçi. Avrupa,
Türkiye'ye tarihinin en büyük kazığını atıyor. Kimse farkında
değil. Batı Türkiye'ye tarihinin en büyük kazığını atıyor. Avrupa
'hasta adam'ın anasını ağlatmak, gırtlağını sıkmak üzeredir. Bunun
kimse farkında değil. Gerçekten de farkında değiller mi? Bazıları
farkında, kullanıyorlar. Bazıları farkında değil, bazıları ise çok
iyi farkında, kendisine kalkan olsun diye, midesini tuta tuta
kullanıyor. Öğürmemek, kusmamak için. Bütün bunları alt alta
koyduğunuz zaman anlama durumunda olanlar, benim ne dediğimi gayet
iyi anlarlar. Anlama durumunda olmayanlar da kafalarına yedikleri
zaman anlarlar. Ama şunu bir kez daha söyleyeyim, bütün bunları alt
alta koyduğunuzda, Türkiye'nin canına okunmak isteniyor. Türkiye'ye
biçilmek istenen İslam ülkesi yaftası nedir sizce? Türkiye,
kelimenin olabileceği en iyi manada Müslüman'dır. Şimdiki o değil.
Türkiye'yi İslam dünyasında farklı olmaktan çıkarmak için,
Türkiye'yi Arap-Emevi hurafe islamının içine sokmak ve işini
bitirmek istiyorlar. Ötekilerin işi böyle bitmiştir. Bir tek
Türkiye istisnadır. Şimdi Türkiye'nin işini bitirecekler. Bu
laiklik kitabımda bunun altını, laiklik bağlamında çizdim. Bunu
takip edecek yeni bir kitabım var; 'Batı Stratejileri ve İslam
Dünyası'. Orada 'Türkiye Gerçeği' diye ayrı bir bölüm var. O
bölümde bunları veriyorum. Ama mesele budur. Hakikaten kimse
felaket senaryosu falan yazdığımız gibi birtakım hezeyanlar
savurmasın. Bu hezeyanlarla zaten kitleyi kandırdılar. Ve buralara
geldik. Türkiye gerçekten çok kötü bir durumda. Muhalefet görevini
yapabiliyor mu? Muhalefet, muhalefetini yapar. İşte muhalefet
benim. Söylüyorum. Ne yapar başka muhalefet? Türkiye çok kötü bir
durumda. Peki bu kitap, bütün bu söyledikleriniz ışığıda gecikmiş
bir kitap değil mi? Gecikmiş de denebilir. Tam vaktini bulmuş da
denebilir. Baktığınız yere göre değişir. Laikliğin dibinin oyuluşu
tabii 50 yıllık bir geçmişe dayanıyor. Oradan bakarsan tabii ki
gecikmiş. İslam dünyası genelinde gecikmiş bir kitap. Ama bence
biraz gecikmiş olmakla birlikte tam vaktinde çıkmıştır. Umarım
mesajı ve amacı kavranır da, ait olduğu yere oturur ve bundan ibret
ve ders alması gerekenler de o dersi alır. Ben özellikle din
kardeşlerimin okumasını çok istiyorum. Yani dindarların, dincilerin
değil. Onlar zaten okusa da, onlara bir şey vereceğini sanmam.
Onların çünkü görevi başka. Halkın, özellikle dindarların okumasını
çok istiyorum. Dindarlar bu ülkede çok büyük kahır çekiyorlar. Hem
inkarcı dinsizlerden, hem de din tüccarı dincilerden eziyet
görüyorlar. Bunu dindarların çok iyi okumasını istiyorum.
Aydınların görevi ise zaten okumak. Okumuyorlarsa onlar da kendi
görevlerini yapsınlar. İlk kez mi bu kadar tedirgin oluyorsunuz?
Evet, ben hep tedirginim. Bütün dünyanın bildiği tabirimi bir kez
de burada söyleyeyim... Benim kozmik barometrem, 20 yıldır sarı
alarm veriyordu, 1 yıldan beri kırmızı alarm veriyor. Daha nasıl
söyleyeyim? Dikkat tehlike, diyor. Kendimize çeki düzen vermenin
zamanı çoktan geldi de, geçiyor bile...