Türkiye'yi dünyaya şikayet ediyorlar
Abone olKapatılan DEP’in eski milletvekillerinin, bazı dünya liderleri ve uluslararası kuruluşlara gönderdiği Türkiye ile ilgili şikayet mektubu büyük tepkilere yol açtı.
DEP milletvekillerinin Türkiye’yi dünyaya şikâyet eden mektupta
“sayın” diye hitap ettikleri teröristbaşını “barışın pusulası”
olarak göstermeleri sert tepkilere yol açtı. Siyasiler, bozguncu
zihniyetin AB’den cesaret aldığını kaydetti. Cezaevi'ndeki
kapatılan DEP’in eski milletvekilleri Leyla Zana, Orhan Doğan,
Hatip Dicle ve Selim Sadak’ın bazı dünya liderleriyle uluslararası
kuruluşlara gönderdiği şikayet mektubu büyük tepki gördü. Mektupta
teröristbaşı Abdullah Öcalan’dan “sayın” diye söz edilmesi ve
“barışın pusulası” olarak gösterilmesi, eski DEP’lilere yönelik
öfkeyi daha da artırdı. Eski DEP milletvekillerinin, 30 bin kişinin
ölümüne neden olan terörü, ‘demokratik kanalların tıkalı olması’na
bağlamaları da komik olarak nitelendirildi. Üzüntü verici AKP
Ankara Milletvekili Eyyüp Sanay, girişimin “fevkalâde üzücü”
olduğunu belirtirken şöyle konuştu: “30 bin insanı katletmiş
birisini, barışın pusulası olarak göstermek fevkalâde üzücü ve
dikkat çekicidir. Avrupa Birliği yolunda Türkiye’de hala huzurun
olmadığı imajını vermeye çalışmak ve bunun için dünya liderlerine
mektup yazmanın, barışla, vatanseverlikle, insan haklarıyla uzaktan
yakından bir ilgisi yoktur. Dileriz bu tip girişimde bulunanlar
aklıselimlerini toparlarlar, birlik ve huzura giden yolun Abdullah
Öcalan’dan değil, milletin varlığını ve birliğini bütün olarak
kabul etmekten geçtiğini öğrenirler.” CHP Merkez Yürütme Kurulu
(MYK) Üyesi Bihlun Tamaylıgil de, geçen dönemde yaşanan terör ve
kaybedilen canların hiç bir zaman unutulamayacağını kaydederek
şunları söyledi: Gereken cevap verilecek “Türkiye’de terörle bir
etki yaratan zihniyetin barışı konuşma düşüncesini ben anlamlı
bulmuyorum. Hem büyük can ve ekonomik kayıplara neden olacaksınız,
hem de barıştan söz edeceksiniz. Bunlar bu kadar basit olmamalı.
Hukukun çizmiş olduğu karar süreci vardır ve bu çerçevede gereken
cevap uluslararası arenada verilecektir.” Bozguncu zihniyet DYP
Genel Başkan Yardımcısı Kamil Turan da girişimi “bozguncu zihniyet”
olarak niteleyerek, “30 bin kişiyi öldürterek mi barışın pusulası
olunuyor? Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil. Öcalan ne yazık
ki, geçmiş hükümetlerin gafletinden ötürü kendisini ölüm cezasından
kurtarmıştır. Kendisi 35 bin Türk insanının katilidir. Canını ipten
kurtarmışsa, o ve taraftarları oturup Allah’a şükretmelidirler”
dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır ise, bölücü terör
örgütünün hedefine ulaşmaya çalıştığını belirterek hükümeti
suçladı. AKP iktidarının yanlış politikaları sonucunda ayrımcılığın
hızla siyasallaştığını kaydeden Şandır şöyle konuştu: “AB uyum
yasaları adı altında yapılan hukuki düzenlemeler maalesef
Türkiye’nin bölünmesiyle ilgili talepleri çok güçlendirmiştir. Bu
tip girişimler önümüzdeki günlerde Türkiye’nin başını çok
ağrıtacaktır. Ülkeyi yöneten AKP Hükümeti, en kısa zamanda gereken
tedbirleri alıp bu yöndeki eylemleri durdurması gerekmektedir.
Abdullah Öcalan, bir siyasi lider haline getirilmek istenmektedir.
Türkiye’de öncelikle iktidar ve birtakım çevrelerin gerçekleri
görmesini bağımsız Türk yargısının Öcalan’la ilgili verdiği idam
cezasını değiştirmiş olmanın bedelinin Türk milletine ve Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’ne ödettirilmesi asla affedilmeyecektir.
Öcalan’ın idam cezasını kaldıranlar meseleyi çözmek durumundadır.”
AB’den cesaret alıyorlar ANAP Genel Başkan Yardımcısı Şamil Ayrım
da, “Kendi içimizdeki bir takım sıkıntıları dışarı şikayet ederek
çözmeye kalkarsak hiç bir sorunu çözemeyiz. Aynı hatayı hükümet
yetkilileri de yapıyorlar” dedi. Bu konuda siyasilere ve sivil
toplum örgütlerine büyük görev düştüğünü belirten Ayrım, “Avrupa
Birliği’nin son raporundan cesaret alarak bu işe girişiyorlar.
PKK’nın terör örgütü olduğunu ilan ediyorsanız ve terörle mücadele
konusunda ısrarlıysanız, o zaman terörist grupları da
barındırmamanız lâzım. Yoksa herkese zarar verirsiniz” diye
konuştu. Kaynak: H.O. Tercüman