Türkiye'yi acıya boğmuştu! İddianame tamamlandı
Abone olAĞRI'da, geçen yıl kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in ölümüyle ilgili iddianame tamamlandı. İddianamede babasının tutuklanan kuzeni ile Leyla'nın iki amcasının da aralarında bulunduğu 6 tutuksuz sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ve 14'er yıla kadar hapis cezası istendi.
Ailenin avukatı Ali Artuk, "İddianamede ilginç olan Leyla'nın
ölümüne neden olan sebep ve mekanizmanın tespit edilememesidir"
dedi.
Ağrı kent merkezinde yaşayan Şükran-Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6'ncısı olan Leyla Aydemir, 15 Haziran 2018 tarihinde Ramazan Bayramı'nın ilk günü, gittikleri merkeze 15 kilometre uzaklıktaki dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde kayboldu.
Köylüler tarafından bulundu
Günlerce aranan,
tüm Türkiye'nin bulunması için seferber olduğu Leyla'nın, 18 gün
sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde su içerisinde
yüzüstü cansız bedeni bulundu. Üzerinde sadece 'nazar boncuklu'
kolyesi kalan minik Leyla'nın kıyafetleri de yine daha önce
defalarca aranan, cansız bedeninin bulunduğu yerde, bir hafta sonra
tarlaya ot biçmeye giden köylüler tarafından bulundu.
Amcasının oğlu tutuklandı
Erzurum Adli Tıp
Kurumu'nda yapılan otopside, Leyla'nın açlıktan ve susuzluktan
öldüğü ihtimali üzerinde duruldu. Leyla Aydemir'in ölümüyle ilgili
başlatılan soruşturma kapsamında baba Nihat Aydemir'in gözaltına
alınan amcasının oğlu Mehmet Ali Aydemir (32), 18 Temmuz'da 'kasten
öldürme' suçundan tutuklandı. Ağrı M Tipi Kapalı Ceza İnfaz
Kurumu'nun kapalı olması nedeniyle Aydemir, güvenlik gerekçesiyle
Elazığ'daki cezaevine sevk edildi.
Bir yıl sonra iddianame kabul edildi
Türkiye'yi acıya boğan olaydan yaklaşık bir yıl sonra hazırlanan iddianame, Ağrı 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede Leyla'nın babasının kuzeni Mehmet Ali Aydemir, amcaları M.A. (28), Y.A. (42) ile B.D. (47) ve eşi H.D. (55), A.A. (37) ve eşi Y.A. (40), hakkında; 'çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'iştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan da 14'er yıla kadar hapis cezası verilmesi istendi.
İddianamedeki otopsi raporunda, ölü muayene ve otopside çürüme ve suda kalmaya bağlı değişiklikler gözlemlendiği, yapılan incelemede belirgin ölüme müessir travmatik bulgu ile cinsel travma bulgularına saptanmadığı vurgulandı. İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1'inci Adli Tıp İhtisas Kurulu'ndan gelen raporda, kafa, göğüs ve batın boşluğunda, kafa içi kanama, beyin doku harabiyeti, beyin kanaması, iç organ ve büyük damar yaralanması bulunmadığı belirtildi. Raporda, şu tespitlere yer verildi:
"Mevcut verilerle çocuğun ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediği, çocuğun ölümünün ölü olarak bulunduğu tarih olan 2 Temmuz 2018 tarihinden önceki 3 gün ile kaybolduğu tarih olan 15 Haziran 2018 tarihi arasında meydana gelmiş olabileceği, otopsisinde; mide açıldığında boş olarak görüldüğü, ince ve kalın bağırsaklar insize edildiğinde rektum seviyesine kadar boş olduğu ve gıdai içerek olmadığı bildirilmekle birlikte (göz kürelerinde çöküklük, aşırı zayıflama gibi) çocuğun uzun süreli (ölümüne neden olabilecek düzeyde) aç susuz kaldığına dair bulgular tanımlanmadığı cihetle; çocuğun mevcut verilerle; aç ve susuz kalarak öldüğünün tıbbi delilleri bulunmadığı."
Baba Nihat Aydemir'in avukatı eski Baro Başkanı Ali Artuk, "Sanıklar hakkında, organize bir şekilde ve iştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma ve küçük çocuğu kasten öldürme suçundan dava açılmıştır. İddianamede ilginç olan önceden 'açlıktan ve susuzluktan öldüğü' ifade edilen küçük çocuğun ölümüne neden olan sebep ve mekanizmanın tespit edilememesidir. Sanıkların 20 Eylül'de yargılanmalarına başlanacak" dedi.