Türkiyeye Rum Dora kazığı
Abone olBakoyanni Gül ile görüşürken çıkacak olası krizden de haberdardı, ancak hiçbirşey söylemedi.
Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos, pazartesi günü
Lüksemburg'da yapılan Avrupa Birliği toplantılarındaki veto
tehdidini, Yunanistan ile birlikte planladıklarını açıkladı.
Papadopulos'un ifadelerine göre, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora
Bakoyanni İstanbul'da Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüşürken
çıkacak
olası krizden haberdardı, ancak, 'habersizmiş' gibi davrandı. Rum
lider Papadopulos, 'en başından, hedef ve amaçları birlikte
planladık. Ben Dora'dan görüşmeler yapmasını istedim, Yunanistan
sayesinde bu sonuca ulaştık" dedi. Rum yönetimi Dışişleri Bakanı
Yorgo Yakovu da, "Dora, bilim ve araştırma müzakere başlığında
Türkiye'nin izleyeceği tutumu çok iyi biliyordu, bizim tutumumuza
çok destekleyici oldu" diye konuştu. Oysa Yunan ve Rum basını, Dora
Bakoyanni'nin veto tehdidinden haberi olmadığını, son anda
öğrendiğini ve tepki gösterdiğini yazmıştı.
Bu buluşmadan iki gün sonra, bilim ve araştırma başlığındaki
fiili
müzakerelerin açılıp kapanması toplantılarına, Rumların çıkardığı
veto
krizi damgasını vurmuş, kriz Rumların 'Kıbrıs'a atıf' taleplerinin
kabul
edilmesiyle güçlükle aşılmıştı.
Bakoyanni, Gül ile ikili görüşme yapmıştı
Dora
Bakoyanni ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül 10 haziranda Dolmabahçe
Sarayı'nda biraraya gelmiş, Bakoyanni, görüşmenin ardından
''Türkiye'den iki beklentimiz var'' açıklamasında bulunmuştu.
Bakoyanni, beklentilerini, "Türkiye'nin AB kriterlerini başarıyla
tamamlaması ve genel olarak bölgede güven oluşturulması için
müzakerelere devam edilmesi" olarak açıklamıştı.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile iki halk arasında güven ortamı
yaratılması konusunda fikir birliği içinde olduklarını belirten
Bakoyanni, Yunanistan'ın Türkiye'nin AB yönelimini stratejik bir
tercih olarak desteklediğini belirtmişti.
Türkiye - AB fiili müzakereleri başladı
AB ile
Türkiye arasındaki fiili müzakereler, Kıbrıs Rum kesiminin tüm
engelleme çabalarına karşın 12 haziranda başladı. Kıbrıslı
Rumların, Türkiye ile fiili müzakerelerin 'bilim ve araştırma'
başlığında açılıp kapanmasına yönelik itirazları, AB Genel İşler ve
Dış İlişkiler Konseyi'nde aşıldı. Son ana kadar Rum kesiminin
itirazlarının giderilmesini bekleyen Ankara, AB'nin Ortak Tutum
Belgesi'ni inceledi ve Ortaklık Konseyi'ne katılma kararı aldı. Bu
gelişmenin ardından Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Başmüzakereci
Ali Babacan, Lüksemburg'a hareket etti.
Kıbrıs Rum yönetimi ile varılan uzlaşmaya göre, AB'nin
müzakerelerle
ilgili Ortak Tutum Belgesi'ne eklenen bazı ifadelerle fiili
müzakerelerin
yolu açıldı. Belgede, Gümrük Birliği ve Ek Protokol içinde olmak
üzere
Ortaklık Anlaşması gereklerinin yerine getirilmesinin önemi
vurgulandı.
Bu konuda sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde bütün
müzakere sürecinin etkileneceği kaydedilen belgede, ''AB, bu
çerçevede 21 eylül 2005 tarihinde Kıbrıs ile ilgili yayımladığı
deklarasyona atıfta bulunuyor'' denildi.
Belgede, gelişmeler çerçevesinde gerektiği takdirde fiili
müzakerelerin başlatılacağı bilim ve araştırma faslına geri
dönebileceği belirtiliyor. 'Bilim ve araştırma' faslıyla ilgili AB
müktesebatının sınırlı olması nedeniyle fiili müzakerelerin aynı
gün açılıp kapatılmasına itiraz eden Rum kesimi, bunu 'Türk liman
ve havaalanlarının açılması ve tanınma'yla bağlantılı hale
getirmeye çalıştı.
Türkiye 3 Ekimde müzakerelere başladı
Türkiye
ile AB arasındaki müzakereler 3 ekim tarihinde başlamıştı.
Türkiye'nin 3 ekimde AB ile müzakerelere başlamasından önce
Avusturya'nın 'imtiyazlı ortaklık' ta diretmesi krize neden
olmuştu. Avusturya, Müzakere Çerçeve Belgesi'ne 'imtiyazlı
ortaklık' ibaresinin girmesi için uzun süre direnmişti. 25 üyeli
birlik içinde tek kalan Avusturya'nın sonunda direnci kırılmış ve
Müzakere Çerçeve Belgesi onaylanmıştı. Avusturya ile yürütülen
pazarlıkların uzun sürmesi nedeniyle diplomaside pek sık
uygulanmayan bir kural işletildi. Pazarlıkların yürütüldüğü
Lüksemburg'ta saatler gece yarısına iki dakika kala 23.58'de
durdurulmuştu.
AB Dönem Başkanlığı'nı yürüten İngiltere, bu süreçte Türkiye'ye
önemli ölçüde destek vermişti. AB kulislerinden sızan bilgilere
göre, İngiltere'nin diplomasideki başarısı müzakerelerin
başlamasında etkili oldu.