Türkiye’ye komplonun kesin delili Serdar Turgut yazdı
Abone olHabertürk Wasinton temsilcisi Serdar Turgut, Reza Zarrab'ın tanık olduğu Hakan Atilla davasında Türkiye'ye kurulmaya çalışılan, yeni kapsamlı komplonun ipuçlarını yazdı.
Reza Zarrab'ın tanık olduğu Hakan Atilla davasını yakından takip
eden yazar Serdar Turgut, bugünkü köşesinde "Çok daha
büyük başka davaların hazırlığının yapılmakta olduğunu sunulan
delillerden, savcıların kullandığı cümlelerden, çağrılan tanıkların
tavırlarından anlamış durumdayım." diye yazdı.
Zarrab üzerinden hükümeti hedef alındığı davayla ligili değerlendirmelerde bulunan Serdar Turgut, edindiği bilgi ve izlenimleri bugünkü yazısında paylaştı.
2013 YILINDA KARAR VERİLMİŞ: (...)Amerika aslında “teröre yardım eden, hukukun işlemediği, dış politikasında tehlikeli oyunlar oynanan bir ülke” olduğu iddialarıyla ilerde Türkiye’ye davalar açmaya çalışacak ve Türkiye’yi daha da zorlayabilmek için kimi yaptırımlara yasal temel sağlamaya uğraşacak gibi görünüyor.
Amerika Türkiye’yi hedefine koymaya 2013 yılında çoktan karar vermiş bile, yani bu Trump’ın kararı değil bir devlet kararı. Bir süre Ortadoğu politikalarında bir arada hareket eden Türkiye ve ABD bir aşamada ayrışmaya başlamışlar ve Amerikan devleti büyük ihtimalle bugün ortaya konulacak yeni ulusal güvenlik stratejisi doğrultusunda hareket etmemeye başlayan, yeni Ortadoğu planına uymayan Türkiye’yi hedefine koymuş. Washington bunun sorumlusu olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı görüyor ve onu hedef alıyor.
BU DAVADA SANIK KİM?: Bugün son haftasına
girilen bu davada resmen sanık olarak Hakan Atilla olsa da asıl
amacın başka olduğu davanın neredeyse her dakikasından belli
oluyor.
- Bir dava düşünün, savcıların delil olarak sunduğu, üzerine “Amerikan Devleti belgesidir” damgasının vurulduğu nerdeyse bütün belgeler, ses kayıtları, tapeler 17-25 Aralık tarihinde düzenlenen ve Türkiye’de darbe girişimi olarak yargılanan operasyonlardan elde edilmiş.
- Aslında 15 Temmuz darbe girişiminde FETÖ ile ABD işbirliğinin olduğunu düşünen Türkiye, bu davada savcıların sunduğu belgeleri delil olarak Washington’a gönderebilir.
ESKİ CIA BAŞKAN YARDIMCISI DAVİD COHEN - Savcının en büyük tanığı olarak çıkardığı David Cohen eski CIA Başkan Yardımcısı, para avcısı olarak tanınıyor ve Amerikan Hazine Bakanlığı’nda da başkanlık yapmış bir insan. Yıllardır Hakan Atilla ile görüştüğü biliniyor ve hatta Hakan Atilla ilk tutuklandığı gün “Onu tanıyor musunuz?” diye FBI yetkililerine sormuş, ama buna rağmen onun tutuklanmasını da içeren planın yapılmasında David Cohen’in de büyük rolü olduğuna inanıyorum ben. Çünkü eski bir CIA görevlisi olarak bu, onun görev tanımları arasında yer alıyor.
TERÖR FİNANSMASI İFTİRASI: - Cohen, Amerikan devletinin terör finansmanı konularını araştıran en önemli yetkilisi. Eğer Türkiye’ye de bir terör finansmanı iftirası atılacağı, bu davada ortaya çıktığı gibi doğruysa, bunun da hazırlığını David Cohen’in başını çektiği devlet birimlerinin yapmış olması büyük ihtimal.
- Davada Deutsche Bank ve Citibank’ın terörün finansmanının takibini iyi bilen üst düzey yetkilileri savcı tarafından tanık olarak getirildi; onlar da Türk bankalarından yapılmış olduklarını söyledikleri bazı işlemleri anlattılar.
FİRARİ ESKİ POLİS ERDOĞAN'I SUÇLADI SAVCILIK DEVLET KAYITLARINA GEÇİRDİ- Savcılığın delil olarak sunduğu evrakları getiren firari eski polis, hiç durmadan Türkiye’de olduğunu, hukukun olmadığını, yasal güvencelerin kalmadığını iddia etti ve Erdoğan’ı suçladı. Savcılık bunu devlet kayıtlarına geçirdi.
YAKALANAN EL KAİDECİLERİN SORGUSU: Bana uzun zamandır Washington’daki bağlantıları çok iyi olan Amerikalı gazeteci arkadaşlarım, PYD’lilerin ve Şam rejiminin, yakaladıkları El Kaide’cilerin sorgulamalarından çıktığını söyledikleri ve Türkiye bağlantılarını gösterdiğini iddia ettikleri dokümanları CIA’ya verdiklerini ve bunların Washington’da bir dosyada toplandığını anlatıyorlardı.
Başımıza belanın, komplonun nasıl adım adım örülmekte olduğunu görüyorsunuz değil mi? Yani Washington’da, ABD’nin bugün açıklanabilecek yeni ulusal güvenlik stratejisi konsepti doğrultusunda ‘Türkiye’yi hedefe koyma kararı’ çoktan verilmiş, ama son günlerde bu davayla bundan sonra yapılacak işlere de yasal kılıf hazırlanmaya çalışıldığı ortaya çıktı.