Türkiye'ye iki güçlü destek
Abone olAvrupa Birliği ile müzakerelerin start alacağı 3 Ekim tarihine geri sayım başlarken, bugün İngiltere ve Almanya'dan Türkiye'ye güçlü destek geldi. İşte ayrıntılar...
İngiltere Dışişleri Bakanı Straw, üyeliğin bütün Avrupa'nın
çıkarına olduğunu belirterek 'İstanbul Asya'da bulunmak zorunda
değil' derken; Almanya Dışişleri Bakanı Fischer 'Kapıların
Türkiye'nin yüzüne kapatılması' şeklindeki görüşleri tehlikeli ve
sorumsuzca bulduğunu söyledi. İngiltere Dışişleri Bakanı Jack
Straw, Alman Die Welt gazetesi için yazdığı bir makalede
Türkiye'nin AB üyeliğini savundu. Straw, ''İstanbul Asya'da
bulunmak zorunda değil'' başlığıyla yazdığı makalede, AB'nin,
Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlanması yönünde aldığı karara
bağlı kalmasının önemli olduğunu belirterek, ''Türkiye'nin
geleceğinde ve reformları sürdürmesinde hepimizin çıkarı var. Şimdi
bir hata yaparsak, kapımızın önünde bir anda bir kriz ortaya
çıkabilir'' dedi. İstanbul'da El Kaide örgütünün düzenlediği
bombalı saldırıdan sonra Türkiye'de kendisiyle sıkı şekilde
dayanışma gösterilmesinden çok etkilendiğini kaydeden Straw, bunun
da farklı kültürden insanların arasını açmaya çalışan teröristlerin
başarısız kaldığının bir işareti olduğunu ifade etti. Okulda
kendisine İstanbul'un Avrupa'yla Asya'nın tam ortasından geçtiğinin
anlatıldığını ve Türkiye'de Asya'nın etkisinin de olduğunu belirten
Straw, şunları kaydetti: ''Yine de biz Avrupa'da uzun zaman önce
Türkiye'yi nerede görmek istediğimize karar verdik. ABD, İngiltere
ve Fransa 1952 yılında Türkiye'yi NATO'ya davet ettiler. Türkiye
1963 yılında da Ortaklık Anlaşması'nı imzaladı. Bu da Gümrük
Birliği'nin kurulmasına vesile oldu. Böylece Türkiye'ye bir AB
üyelik perspektifi verilmiş oldu.'' Sonuçta Türkiye'nin, şartları
yerine getirdiği takdirde AB üyesi olmasına karar verildiğini
hatırlatan Straw, AB'nin genişlemeden başka seçeneği olmadığını,
durağan bir Avrupa'nın dünyada rekabet edemeyeceğini kaydetti.
Türkiye ile ekonomik ilişkilerin de çok iyi olduğunu ve (Başbakan
Recep Tayyip) Erdoğan hükümetinin çok önemli reformlar yaptığını
belirten Straw, istikrarlı ve refah içinde bir Türkiye'nin bölge
ülkelerine de çok önemli bir işaret vereceğini ifade etti. Straw
ayrıca, Kıbrıs konusunun önemli bir sorun olduğunu, bu konuda da
BM'nin çabalarını desteklediklerini kaydetti. Almanya: Türkiye'ye
kapıların kapatılması sorumsuzca Almanya Dışişleri Bakanı Joschka
Fischer ise, Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı
Angela Merkel ile Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel
Başkanı Edmund Stoiber'in, ''AB kapısının Türkiye'nin yüzüne
kapatılması'' şeklindeki görüşlerini tehlikeli ve sorumsuzca
bulduğunu söyledi. Fischer, Bild gazetesinde Türkiye'nin AB
üyeliğine karşı çıkan CDU'lu Hessen eyaleti Başbakanı Roland Koch'a
karşı Alman hükümetinin Türkiye politikasını savundu. Fischer,
''Türkiye'nin yüzüne kapının kapatılması körlük derecesinde
tehlikeli ve sorumsuzca. Geniş çaplı modernleşme ve Türkiye'nin
kesin bir şekilde Batı'ya bağlanması sürecinin sürdürülmesinde
büyük çıkarlarımız var. İslamiyet ile demokrasinin, açık toplumun,
insan ve kadın haklarının, modern bir serbest pazar ekonomisinin ve
özgür basının birbirleriyle bağdaştırılması, 21. yüzyılda
güvenliğimiz açısından büyük öneme sahip'' ifadesini kullandı.
Türkiye'nin bu konuda merkezi bir rol oynayabileceğini ifade eden
Fischer, ''Bu fırsattan istifade etmemek ve reddedilen bir
Türkiye'den doğacak olumsuz gelişmelerin tehlikesini görmezden
gelmek, dış politik yeteneklerin olmadığını gösterir'' dedi.
Muhalefet partilerinin, Türkiye'nin AB üyeliğini seçim malzemesi
yapmak istediklerinin çok açık olduğunu kaydeden Fischer,
Adenauer'den Kohl'e kadar 42 yıldan bu yana eski başbakanların da
söz verdikleri şekilde, şimdiki Alman hükümetinin de Türkiye ile
ucu açık üyelik müzakerelerine başlanmasından yana olduğunu
söyledi. Türkiye'ye bugüne kadar verilen sözde durulmamasının çok
tehlikeli olduğunu vurgulayan Fischer, şimdilik üyelikten kimsenin
söz etmediğini, Türk hükümetinin yaptığı büyük reformlara rağmen
Türkiye'de hala yapılacak işler olduğunu, ancak 3 Ekim'de
müzakerelere başlanmasının hiçbir şekilde bir risk oluşturmadığını
belirtti. Türkiye ile müzakerelerin gerektiği takdirde
kesilebileceğini hatırlatan Fischer, müzakerelerin 10 ila 15 yıl
sürebileceğine, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda da bu sürecin
sonunda karar alınacağına işaret etti. Koch ise, Başbakan Gerhard
Schröder'in, bir Türk gazetesinin tesislerini gezerek seçim
mücadelesi yaptığını ve Türk kökenli seçmenleri aldatmaya
çalıştığını öne sürdü. Fransa ve Hollanda'da yapılacak
referandumlarda Türkiye'nin AB üyeliğinin kabul edilmesi şansı
olmadığını iddia eden Koch, kendilerinin iktidara gelmeleri
durumunda daha gerçekçi bir Türkiye politikası izleyeceklerini
söyledi. Türkiye'nin farklı bir kültürden geldiğini ve gelecekte 80
milyonluk nüfusuyla AB'ye kabul edilemeyeceğini ileri süren Koch,
bu nedenle imtiyazlı ortaklık önerisiyle Türkiye'ye karşı daha
dürüst davranmak istediklerini kaydetti.