Türkiye'ye 'deklarasyon' desteği
Abone olAB Komisyonu, Türkiye'nin, Ankara Antlaşması'nın Ek Protokolü'nü imzalamasının Kıbrıs Rum Kesimi'nin bu ülke tarafından tanınması anlamına gelmeyeceğini teyit etti.
Ankara, Ek Protokol'ü imzalamak için Dönem Başkanı İngiltere'nin
mektubunu bekliyor
AB Komisyonu sözcülerinden Amadeu Altafaj Tardio, günlük olağan
basın toplantısında bir soruyu yanıtlarken, Türkiye'nin Ek
Protokolü imzalamasıyla birlikte sunacağı deklarasyonun analizini
yapmak için erken olduğunu, söz konusu deklarasyonun içeriğinin
henüz bilinmediğini söyledi.
''Deklarasyon elimize geldiği zaman inceleyeceğiz. Kıbrıs dahil tüm
üye ülkeler de inceleyecek'' diyen sözcü, AB'nin 25 üyeden
oluştuğunu, ancak hukuki açıdan, protokol imzalanmasının Kıbrıs Rum
Kesimi'ni tanımak anlamına gelmediğini vurguladı.
İmza ve deklarasyon konularında tüm unsurların masaya
yatırılacağını ve tartışılacağını ifade eden sözcü, ''biz,
protokolün imzalanmasının, ekimde müzakerelerin başlaması için son
koşul olduğunu belirttik'' diye konuştu.
AB Komisyonu sözcüsü, Türkiye'nin yapacağı deklarasyonun her
kelimesinin inceleneceğini de sözlerine ekledi.
Sözcü, 'müzakerelerin başlaması için Türkiye'nin Kıbrıs Rum
Kesimi'ni tanıması şart mı'' şeklindeki soruya ise yanıt vermedi ve
deklarasyonun hukuki açıdan incelenmesinin önem taşıdığını, üye
ülkelerin siyasi bir karar almalarının söz konusu olduğunu
tekrarladı.
Ankara, İngiltere'nin mektubunu bekliyor
Türkiye ise Gümrük Birliği anlaşmasını Kıbrıs Rum Kesimi dahil 10
yeni AB üyesini kapsayacak şekilde genişletecek Ek Protokolü
imzalamak için, İngiltere dönem başkanlığının mektubunu
bekliyor.
Türkiye ile AB arasındaki uyum protokolü metni üzerinde aylar önce
anlaşmaya varıldığını ve Ankara'nın imzaya hazır olduğunu yaklaşık
iki hafta önce AB dönem başkanlığına resmen ilettiğini
belirtiliyor.
AB dönem başkanlığından beklenen mektup gelir gelmez imzan
Brüksel'de atılacak. Türkiye ile AB arasında mektup teatisiyle
yürütülecek olan imza süreci, İngiltere'nin AB daimi temsilcisinin
imzalı Ek Protokolü Türkiye'nin AB daimi temsilcisi Büyükelçi Oğuz
Demiralp'a iletmesiyle başlayacak.
Demiralp'in Türkiye adına imza atmasının ardından süreç, imzalı
metnin, Türkiye'nin Ek Protokolü imzalamasının Kıbrıs Rum Kesimi'ni
tanıdığı anlamına gelmeyeceğine yönelik deklarasyonla birlikte AB
dönem başkanlığına gönderilmesiyle tamamlanacak.
İmza sürecinin ardından, deklarasyonun uyum protokolünün ayrılmaz
bir parçası olacağını belirten kaynaklar, protokolün TBMM'de
deklarasyonla birlikte görüşüleceğini söylediler.
"Deklarasyon müzakere edilmeyecek"
Kaynaklar, bugüne kadar sadece ana unsurlarına ilişkin AB tarafına
bilgi verilen deklarasyonun tek taraflı yapılacağını ve bunun
müzakere edilmeyeceğini belirttiler.
Ankara'nın bu tutumu üzerine, İngiltere'nin ellerindeki verilerden
yola çıkarak diğer AB üyesi ülkeler arasında 'dengeleme faaliyeti'
yürütmeye başladığını kaydeden kaynaklar, konuya ilişkin AB içinde
temasların sürdüğünü, Ankara'nın AB içindeki görüşme sürecinin
tamamlanmasını ve AB'nin ''imzaya hazırız'' demesini beklediğini
ifade ettiler.
İngiltere dönem başkanlığından mektubun yakın zamanda gelmesi
bekleniyor.
AB'de Türkiye endişesi
Avrupa Birliği'nde Türkiye'nin üyeliğine ilişkin tartışmalar
sürerken Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker'den konuyla
ilgili bir açıklama geldi. Juncker, Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan
insanların AB'nin genişlemesine şüpheyle bakmalarının nedeninin,
özellikle Türkiye'nin üyeliğinden duydukları endişe olduğunu öne
sürdü.
'Frankfurter Allgemeine Zeitung' gazetesine demeç veren Juncker,
''Batı Avrupalıların daha fazla büyüyecek bir Avrupa'ya şüpheyle
bakmalarınınsebebi, özellikle Türkiye'nin üyeliğinden duydukları
endişedir. Türkiye'nin üyeliği istenmediği için, aniden Macaristan
ya da Polonya da artık istenmeyebilir'' diye konuştu.
'İmtiyazlı ortaklık' önerisiyle ilgili görüşünün sorulması üzerine
Juncker, ''bu kavram bana, somut olarak her yönüyle ne anlama
geldiğini kavrayamadığım için, hiçbir zaman fazla bir şey ifade
etmedi. Ancak, müzakerelerin ucunun açık olacağı gerçeği göz önünde
bulundurulursa, günün birinde Türkiye ile ilişkilerimizi ortaklık
ile tam üyelik arasında bir yere yerleştirmemiz gerektiğini tespit
etmemiz bana yanlış gelmiyor'' dedi.
Kaynak: