Türkiye’nin yüzde kaçı kendine Müslüman diyor ?
Abone olTürkiye’nin kıyı bölgelerindeki dindarlık anlayışıyla, ülkenin orta bölgelerindeki dindarlık anlayışının farklılık gösterdiği, Türkiye’de ya...
Türkiye’nin kıyı bölgelerindeki dindarlık anlayışıyla, ülkenin
orta bölgelerindeki dindarlık anlayışının farklılık gösterdiği,
Türkiye’de yaşayan insanların yüzde 99.2’sinin ise kendini
‘Müslüman’ olarak tanımladığı kaydedildi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi tarafından,
“10. Din Sosyolojisi Anabilim Dalı Koordinasyon Toplantısı”
düzenlendi. Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen
toplantıya; OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Mahmut Aydın, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin
Peker, Din Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı ve Organizasyon
Koordinatörü Prof. Dr. Erkan Perşembe, Diyanet İşleri Başkanlığı
Strateji Geliştirme Daire Başkanı Dr. Necdet Subaşı ve çeşitli
üniversitelerin ilahiyat fakültelerinden gelen akademisyenler
katıldı.
“DİNİN TANIMI VE İŞLEVLERİ YENİDEN KODLANMAKTADIR”
Toplantının açılış konuşmasını Prof. Dr. Erkan Perşembe yaptı.
Prof. Dr. Perşembe daha önce farklı üniversitelerde düzenlenmiş
olan, “Din Sosyolojisi Anabilim Dalı Toplantıları”nın 10.’sunun
OMÜ’de gerçekleşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Prof. Dr. Perşembe toplantının ana temasının “Tüketim Kültürü ve
Müslüman Kimliğinin Değişimi” olduğunu ifade ederek, “Tüketim
kültürünün metalaştırdığı hayatın içinde din ve geleneksel değerler
dönüşmekte ve yeni tarz dindarlıklar ortaya çıkmaktadır. Popüler
tüketim kültürü, dindarlıkla ilgili kategorilere yeni anlamlar
kazandırmaktadır” diye konuştu.
Modernlik bilincine dayalı popüler tüketim kültürünün insani
ilişkileri üretim ve tüketime endeksli bir sistem içinde
değerlendirdiğini dile getiren Perşembe, “Dindarın mütevazı
yaşantısı bu değerler karmaşası içinde gerçekliğini yitirmekte, haz
odaklı tüketim yönelişi ahlaki değerler ve dini anlayış üzerinde
çarpıcı değişiklikler yapmaktadır. Artık dindar bir kişinin
dünyası, küreselliğin düşünce çeşitliliğiyle olduğu kadar onun
beslediği kararsız eğilimlerle de birleşen yeni bir bünye
oluşturmaktadır. Dinin tanımı ve işlevleri yeniden kodlanmaktadır”
dedi.
“TÜKETTİĞİN KADAR VARSIN ANLAYIŞI GİTTİKÇE YAYGINLIK
KAZANMAKTADIR”
OMÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Peker, “İlahiyat
fakültelerinde yapılan anabilim dalları koordinasyon toplantıları
15 yıla yakın bir süredir devam etmektedir. Bu toplantılarda
anabilim dallarının problemleri ele alınıyor. Bunun yanında son
yıllarda artık koordinasyon toplantılarında bir konu özellikle
derinlemesine inceleniyor ve bu konu hakkında sempozyum
düzenleniyor. Bu toplantıda da tüketim kültürü ve Müslüman
kimliğinin değişimi ele alınacak” şeklinde konuştu.
Tüketim kültürünün olumsuz sonuçlarına da dikkat çeken Prof. Dr.
Peker, şöyle konuştu: “Tüketim kültürü tüm dünyada olduğu gibi
bizim insanlarımız üzerinde de oldukça etkili olmaktadır.
‘Tükettiğin kadar varsın’ anlayışı gittikçe yaygınlık
kazanmaktadır. Ben bu tarz toplantıların olumlu sonuçlar
doğuracağına inanıyor ve toplantının düzenlenmesinde emeği geçen
herkese teşekkür ediyorum.”
“DÜNYADAKİ DALGALANMALARA AÇIK-EDİLGEN BİR TOPLUMUZ”
Rektör Prof. Dr. Hüseyin Akan ise yaptığı konuşmada, “Dünyadaki
akımlara göre dini anlayışımız şekilleniyor. 80’lerden önce daha
sosyal adaletçi bir tavır benimsenirken, bugün aşırı/lüks tüketimi
hoş gören bir anlayış egemendir. Özellikle, 1980 yılından sonra
toplumumuzu dünya toplumuna, sistemimizi dünya ekonomik sistemine
entegre eden bir dönüşüm yaşadık. Ortak zevkler, ortak tarzlar,
ortak bağımlılıklar küreselleşmenin getirdiği özellikler olarak
belirginleşti. Küreselleşmenin iyi bir şey olduğu ve kaçınılmaz
olduğu benimsetildi. Peki, küreselleşme kaçınılmazdır deyip onun
ocağına odun taşımak gerekir mi? İnsan olarak daha çok tüketmeye,
daha çoğuna sahip olmaya ve daha güçlü olmaya yatkın oluşumuz
toplumun biçimlendirilmesini ve yönlendirilmesini kolaylaştırıyor”
ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DE YAŞAYAN İNSANLARIN YÜZDE 99.2’Sİ KENDİNİ DİNDAR VE
MÜSLÜMAN OLARAK TANIMLIYOR”
Konuşmaların ardından Strateji Daire Başkanı Dr. Necdet Subaşı,
“Türkiye’de Dini Hayat Araştırması ve Temel Bulgular” başlıklı bir
konferans verdi. Konferansında 2013 yılında Türkiye Diyanet Vakfı
ve TÜİK işbirliğiyle gerçekleştirilen Türkiye’de dini hayat
araştırmasından elde edilen bulguları paylaşan Subaşı şu bilgileri
verdi: “TÜİK bu araştırmayı kendi kategorilerine göre 12 ayrı
bölgede gerçekleştirdi. Araştırma 2013 yılının 15 Mayıs - 23 Eylül
tarih aralığında yapıldı ve 18 yaşın üzerindekilere yöneltilen
sorulardan oluştu. Araştırmada 37 bin 624 hane belirlendi. Bunların
26 bin 600’ü kentte, 11 bin 24’ü kırsalda yer aldı. ‘Türkiye
dindarlaşıyor mu?’ diye bir yargı var. Evet, dindarlaşıyor daha
doğrusu toplum kendini dindar hissediyor. Ama bölgesel farklılıklar
da dikkat çekiyor. Türkiye’nin kıyı bölgelerindeki dindarlık
anlayışla, ülkenin orta bölgelerindeki dindarlık anlayışı farklılık
gösteriyor. Yapılanan araştırmaya göre Türkiye’de yaşayan
insanların yüzde 99.2’ si kendini Müslüman olarak tanımlıyor.”
(İHA)