Yeni bir dönem başlıyor!
TBMM Meclis Başkanı'nı seçti.
Bugün, yarın kabine açıklanacak.
"İlk günkü aşkla" yola çıkan
Davutoğlu ve arkadaşları 4 yıl daha Türkiye'nin
idaresini elinde bulunduracak.
4 yılın sonunda, ahali bir kez daha sandığa gidecek,
AK Parti'ye ya "tamam"
diyecekler, ya da "devam" kararı verilecek
yeniden!
Asgari ücrette sorun yok gibi gözüküyor.
Emekli maaşları yılda bin 200 TL artacak.
Yatırımlar devam ediyor.
Üçüncü köprü...
Üçüncü havalimanı...
Yollar, köprüler... yarım kalan işleri bitirecekler 4
yılda...
"Kibir" ve "riya"dan uzak bir yönetim sergilemeyi de
başarabilirlerse, 2023 yılı hedefi zor
olmayacak!
Peki...
Ya muhalefet?
"Kibir" ve "riya"dan uzak bir yönetim sergilemeyi
de başarabilirlerse, 2023 yılı hedefi zor olmayacak!
Asıl muhalefet ne yapacak?
"Saray" takıntısı sürecek mi, yoksa yeni
bir yol mu izlenecek?
Bahçeli kalacak mı, yoksa MHP yeni bir liderle mi
(Meral Akşener) 2019'a hazırlanacak?
MHP'nin 1 Kasım'daki hezimetini hepimiz biliyoruz.
Devlet Bey, dirense de, o koltuğun sahibi değişmedikçe,
MHP'yi konuşmak veya yazmak vakit kaybından başka bir işe
yaramaz.
Meral Akşener, cesur olabilirse, dedikleri
gibi 25 Kasım'da MHP'nin liderliğine talip olursa, işte o zaman
oturup, enine boyuna MHP'yi konuşuruz.
HDP bundan böyle ne küçülür ne büyür.
Terör bu ülkede kol gezdikçe, Demirtaş ve
arkadaşları bir arpa boyu yol alamaz. O halde HDP'yi de
geçelim.
CHP...
Gelin asıl CHP'nin 4 yılda ne yapacağını konuşalım,
tartışalım.
Kemal Kılıçdaroğlu'nu, bu delege yapısıyla koltuğunu
kimseye kaptırmaz. Kurultay süreci elbette sancılı geçecek
ama göreceksiniz, Kemal Bey, bu kongreden güçlenerek
çıkacak. Kılıçdaroğlu kongre zaferiyle bir taşla iki
kuş vuracak. Hem rakiplerini alt edecek, hem de seçim
yenilgisini unutturarak yepyeni bir sayfa açacak.
Yeni bir sayfanın açılması kolay...
Önemli olan o tertemiz sayfaların içine nasıl bir politik
destanın yazılacağı..
CHP'yi daha doğrusu Kemal Kılıçdaroğlu'nu iktidara
yakınlaştıracak tek şey, "Saray takıntısı"nın üzerini keçeli
kalemle kapatmak ve o takıntıyı bir daha okunmayacak hale
getirmek!
"Türban/başörtüsü" meselesi bu ülkede son bulmuşsa, CHP'nin
katkısı büyüktür. "İnat siyaseti"nden vazgeçilmeseydi, "laiklik"
tartışmaları sürseydi, İmam Hatipler konusunda eski söylemler devam
etseydi... ekonomi politikaları CHP'nin ilgi alanına girmeseydi,
Türkiye "yeni" olamazdı. Eski Türkiye olarak yolumuza bugün bile
devam etmiş olacaktık!
CHP'yi daha doğrusu Kemal Kılıçdaroğlu'nu iktidara
yakınlaştıracak tek şey, "Saray takıntısı"nın üzerini keçeli
kalemle kapatmak ve o takıntıyı bir daha okunmayacak hale
getirmek!
Diyorum ki...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kutuplaştırmayı da
bitirsin!
Türkiye'de kutuplaşmanın son bulması, CHP'nin "Saray
takıntısı"ndan kurtulmasından geçer. "Ben Saray'a
gitmem" gibi çocukça diretmelerdir ülkemizin insanını
öteki beriki yapan... Sen ayak diretmezsen, karşı tarafın söz
hakkını elinden almış olacaksın! Sen "Kaçak Saray"
safsatası üzerinde siyaset yaparsan, karşı tarafa siyaset yapma
hakkı vermiş olacaksın!
1 Kasım'ın üzerinden 23 gün geçti.
"Saray"la muhalefet arasında herhangi bir tartışma
var mı?
Yok!
Niye?
AK Parti yüzde 49'un üzerinde muazzam bir oy alınca
muhalefetin Saray'la şimdilik işi kalmadı çünkü. Muhalefetin
Saray'la işi olmayınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeminde ne
Kılıçdaroğlu, ne Bahçeli, ne de Demirtaş var gördüğünüz
gibi!
AK Parti fabrika ayarlarına döndü.
Zafer gelince, Özkök gibi muhalifler de fabrika ayarlarına
dönmeyi tercih etti.
"Yeni Türkiye"de yaşıyoruz..
"Yeni Muhalefet"in de devreye girmesi
gerekiyor.
"Yok biz kaldığımız yerden devam edeceğiz"
diyorlarsa, o zaman 2023'ü geçiyorum!
2027'ye de kim öle kim kala!