Türkiye'nin umudu petrol
Abone olKerkük-Yumurtalık, Bakü-Ceyhan, Samsun-Ceyhan ve Trans-Trakya boru hatları sayesinde Türkiye petrolün merkez üssü oluyor. Rezervler ise açığa çıkmaya başladı.
2010 yılında dünyada piyasalara sürülecek petrolün yüzde 7'si,
yani her 18 varil petrolden 1 varili Türkiye'den geçecek. Doğalgaz
boru hatları ile AB'nin Rusya'nın tekelinden kurtulma kaygısı da
Türkiye'nin geçiş ülkesi olarak önemini artırıyor. Boğazların
kapasitesinin sınırlı olması, Samsun-Ceyhan ve Trans-Trakya
hatlarının birlikte hayata geçirilmesinin önünü açabilecek. Böylece
Ceyhan dünya çapında bir terminal olmakla kalmayacak, Türkiye
uluslararası petrol piyasasının en önemli kavşaklarından biri
olacak. Büyük petrol devlerinin Ankara'daki temasları hız
kazanırken, Doğu Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu'dan gelen haberler
de Türkiye'deki petrol ve doğalgaz rezervlerinin gün ışığına
çıktığını gösteriyor. Dışişleri Bakanlığı'nda derlenen enerji ile
ilgili uluslararası örgütlerin belirlemelerine göre, 2010 yılında,
Irak, Hazar Denizi ve Rusya'da üretilen ve pazara sunulan petrol
arzının tamamına yakını Türkiye üzerinden geçecek. Boğazlar ve boru
hatlarından geçecek petrole ilişkin istatistiklere göre 2010
yılında dünya petrol arzının yüzde 7'si Türkiye üzerinden geçecek.
Bu da dünyada pazara sunulan her 18 varil petrolden 1'inin
Türkiye'den geçmesi anlamına geliyor. Tankerle taşınıyor
Halihazırda işler olan Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattından
sorunsuz dönemlerde yılda 70 milyon ton petrol taşınıyor. 2010
yılında Bakü-Ceyhan Petrol boru hattından da 50 milyon ton petrol
geçecek. İki hattın yanı sıra Boğazlardan 130 milyon ton petrol
tankerlerle taşınıyor. Bu rakamın da 150 milyon tona çıkacağı
belirtiliyor. Boğazların kapasitesi fiziki olarak 150 milyon tonu
geçemeyeceği için fazla petrolün baypas boru hatlarından geçmesi
planlanıyor. Samsun-Ceyhan ve Trans-Trakya gibi boru hatlarından da
30 milyon tona yakın petrol taşınacak. Bu da 2010 yılında
Türkiye'den geçecek petrol miktarının 280-300 milyon tonu aşacağını
gösteriyor. Boğazlar out, boru hatları in 2005 itibarıyla Türkiye
üzerinde geçen petroller Boğazları ve Ceyhan terminalini
kullanıyor. Kazakistan ve Rusya'da üretilen petrollerin geçtiği
Boğazlar, hava koşulları ve güvenli geçiş önlemleri nedeniyle
talebi karşılayamıyor. Ceyhan terminaline Irak petrolü geliyor. 5
yıl içinde Bakü-Ceyhan petrol boru hattının yanı sıra boğazları
baypas hatları devreye girecek. Rusya'nın, Kazakistan'ın ve
Azerbaycan'ın ürettiği petrol miktarının artması güvenli ve
kesintisiz boru hattı taşımacılığının önemini de artırdı.
Boğazların yükünün hafifletilmesi için Trans-Trakya ve
SamsunCeyhan'ın bir arada yapılması söz konusu olacak. Öte yandan
Türkiye'de artan bu yoğunluk, enerji güvenliği sorununu gündeme
getirdi. Kerkük-Yumurtalık boru hattının bir yılda 24 kez
saldırılar ve sabotajlar nedeniyle kapatılması boru hatlarının
güvenliğinin önemini gösteriyor. Türkiye, Ceyhan Limanı'ndaki
etkinliğin artacak olmasını hesaba katarak, boru hatları güvenliği
konusunda çalışmalar yapıyor. Silahlı Kuvvetler de bu konuda özel
çalışmalar yürütüyor. Doğu Akdeniz'de Ceyhan'dan Ege adalarına
kadar olan bölgede güvenlik önlemlerini artırması, dev petrol
tankerlerinin korunması için çalışmalar yapılıyor. Türkiye,
terörizmle mücadele çerçevesinde NATO ve AB'den de destek alıyor.
Yapılan çalışmalarda Bakü-Ceyhan boru hattının zayıf halkası olarak
Gürcistan görülüyor. Bu çerçevede de Azerbaycan ve Gürcistan'la
özel güvenlik önlemleri alınıyor. 'Enerji diplomasisi' şart Türkiye
ile ilgili bu projeksiyonlar dünya petrol devlerinin ilgisini de
artırdı. Şirket yöneticileri Ankara'daki temaslarını artırırken,
ABD ve Britanya gibi ülkelerin diplomatları, Rusya'nın tekelini
kurmak için Türkiye'nin önemli bir rol oynadığı mesajını veriyor.
Yetkililer, enerji diplomasisi yapılması gereğine işaret ederken,
Dışişleri Bakanlığı'nın koordinasyonunda ve Enerji Bakanlığı'nın
öncülüğünde kamu ve özel şirketlerin 2010 için ortak strateji
belirlemesi gerektiğini belirttiler. Aksi takdirde Rusya'nın
'Ortodoks kardeşliği'ni kullanarak baypas boru hatlarını
Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya üzerinden yapabileceği
savunuldu. Fiyat artınca araştırmalar da yoğunlaştı Petrol fiyatı
10 dolar seviyesinde iken Türkiye'de masraflı yatırımlarla petrol
aramaktan kaçan dev petrol şirketleri, fiyatın 50 doları
zorlamasıyla Türkiye'ye ilgi göstermeye başladı. Güneydoğu ve
Karadeniz'de yapılan çalışmalarda gözle görülen bir artış oldu.
Rize'nin 25 kilometre açığında Türkiye'nin ekonomik münhasır
bölgesinde petrol bulundu. BP ile TPAO'nun ortak çalışmaları
çerçevesinde 4 bin 300 metre derinlikte önemli bir petrol rezervine
rastlandı. Türkiye ve Gürcistan'ın ekonomik münhasır bölgesinde
çalışmalara ağırlık veren BP, Türkiye'deki çalışmalara 20 milyon
dolar ayırdı. Kuyu açılan bölgedeki rezervin 'ekonomik' olduğu
öğrenildi. Petrolün bulunduğu tabakanın Kafkas sistemine dahil
olduğu, bunun da rezerv açısından 'umutlu' bir sinyal olduğu
belirtildi. Çalışmalar sırasında aynı bölgede doğalgaz olduğu da
belirlenmişti. TPAO, daha önce de Akçakoca açıklarında doğalgaz
bulmuştu. Chevron-Texaco'nun Güneydoğu'daki çalışmaları sırasında
da Şırnak'ta petrol umudu doğdu. Maliyet varil başına 10 dolar
"Türkiye'de petrol var ama çıkarmıyorlar" diye özetlenen komplo
teorilerinin sıklıkla dile getirildiği Türkiye'de ve karasularında
petrol ve doğalgaz rezervlerinin olduğu reddedilmiyor. Ancak söz
konusu rezervlerin 'ekonomik' olmaması gün ışığına çıkarılmasının
da önüne geçiyor. Varil başına yaklaşık 10 doları bulan petrolün
maliyeti, petrol fiyatlarının 10'lu rakamlarda olduğu dönemlerde
söz konusu arazilerde kuyu açılmasını engelliyordu. Suudi
Arabistan'da 7 dolar olan maliyetin, Türkiye'deki rezevlerde 10
doları geçmesi de bu alanlardaki rezevlere ilgi gösterilmemesine
neden oluyordu. Ancak son iki yılda petrol fiyatları 30 doların
üstüne çıktı ve geçen yıl 50 doları buldu. OPEC bu rakamın daha da
artacağını belirtiyor. Bu da petrol devlerinin tüm rezervleri
değerlendirmesinin önünü açıyor. Önceden bilinen Doğu Karadeniz ve
Güneydoğu petrollerinin yatırım, üretim ve pazarlama maliyeti varil
başına 20 doları bulsa da petrol şirketleri kâr edeceğinden, kuyu
açmaktan çekinmiyor. BP'nin söz konusu proje için 20 milyon dolar
ayırması da bunun en önemli göstergesi sayılıyor. Kaynak:
Radikal