Türkiye'nin Taçsız Kral'ı Metin Oktay'ın bilinmeyen hikayesi
Galerinin tamamı için tıklayınızSaat 16:15. Hemen soyunma odasına koştum. Öyle hızlı duş aldım ki hayatım boyunca o hıza bir daha ulaşacağımı düşünmüyorum. Islak saçlarla dışarıda beni bekleyen Uli Hoeness’in yanına koştum ve bize eşlik eden İrlandalı eskortlar eşliğinde havaalanına doğru yol aldık. Bochum’a geldiğimizde bizi kapıda bir Porsche bekliyordu. Talihsizlik bu ya, stadyuma çok az bir mesafe kala trafiğe takıldık. Artık dayanamayarak arabadan atlayıp 'Görüşürüz Uli' dedim ve kalan iki kilometrelik mesafeyi koşarak kat ettim. Maçın başlama saati sekizdi. Ancak birkaç dakika kala yetiştim ve teknik direktör Udo Lattek’in yanına gittim. 'Geç kaldın, seni ancak ikinci yarı oyuna alabilirim' dedi. Onca uğraşın ardından bu tepki biraz tuhaf kaçsa da maça yetişmiş olmanın sevincini duydum. Üstelik o kupayı da sezon sonu müzemize koyduk. İki takımın da bana aynı günde ihtiyacı olması tuhaf olduğu kadar gurur vericiydi. Altı saatte iki resmi maç oynamıştım.”