Türkiye’nin politikası bizi mahvetti!
Abone olYunanistan’ın Türkiye’yle olan sınırlarını korumakta zorlanması bu iki ülke arasındaki kara sınırını yasadışı göç konusunda Avrupa Birliği’nin kabusu haline getirmiş durumda..
Yunanistan’ın Türkiye’yle olan sınırlarını korumakta
zorlanması bu iki ülke arasındaki kara sınırını yasadışı göç
konusunda Avrupa Birliği’nin kabusu haline getirmiş
durumda..
Sorun büyük ölçüde Yunanistan kaynaklı olsa da fatura Türkiye’ye
kesiliyor. AB’nin dış sınırlarının koordinasyonundan sorumlu ajansı
FRONTEX, 2011’de kara sınırında yüzde 12’lik bir artışla 55 binden
fazla yasadışı geçiş tespit edildiğini açıklarken 2012 risk analizi
de Türk-Yunan kara sınırının en sıcak noktalardan biri olacağını
gösteriyor. Fransa ve Almanya da Yunanistan’daki durumu bahane
ederek AB içinde serbest dolaşıma olanak veren Schengen sistemini
uzun süreli askıya alma hakkı verilmesini talep etti.
745 kişi geri gönderildi
FRONTEX’in analizi Türk-Yunan sınırındaki yasadışı geçiş
girişimlerinin giderek artabileceğine işaret ediyor. Ana gerekçe
olarak da Türkiye’nin diğer ülkelere yönelik vize politikası ve
THY’nin genişleyerek daha fazla noktaya uçuş gerçekleştirmesi
gösteriliyor.
FRONTEX’e göre devreye sokulması vize muafiyeti tartışmalarına
takılan geri kabul anlaşmasının (GKA) yürürlüğe sokulmaması da
yaşanan sıkıntıyı artırıyor. Ajansın verilerine göre Yunanistan’da
bulunan Afganlardan 21 bin 542’si için geri gönderme kararı çıkmış
ancak GKA olmadığı için sadece 745’i gönderilebilmiş.
Paris ve Berlin Şengen’e karşı
Türkiye’nin de eleştirilerin hedefi haline gelmesine neden olan bu
tablo Fransa ve Almanya’yı harekete geçirdi. Fransa İçişleri Bakanı
Claude Gueant ve Alman mevkidaşı Hans-Peter Friedrich, AB Dönem
Başkanı Danimarka’ya ortak bir mektup göndererek “bir
ülkenin yasadışı göçü kontrol edememesi halinde AB’nin iç
sınırlarında kontrolleri yeniden devreye sokma hakkının üye
ülkelere verilmesini” talep ettiler.
Mevcut kurallar Schengen’i belli şartlar altında askıya almaya
olanak tanısa da buna kısa süreli izin veriliyor ve Komisyon’un
aktif şekilde devrede olduğu bir mekanizma işliyor. Paris ve Berlin
ise askıya alma süresinin bir aya kadar uzatılabilmesini ve son
sözü Komisyon’un değil nitelikli çoğunlukla oylama yapacak üye
ülkelerin söylemesini istiyor.
% 11
2011’de Avrupa Birliği giriş yapmalarına
izin verilmeyen Türklerin oranındaki düşüş.