Türkiye'nin limanları ondan sorulur
Abone olTAV Havalimanları'nın sahibi Hamdi Akın'ın başarı öyküsü sizleri de şaşkına çevirecek
Limanların Efendisi: Hamdi Akın
Bir çekirdek satıcısının önlenemez Yükselişi...
Vahşi Kapitalizm, "Ye ya da yem ol" sloganını kendisine "ilke" edinmiştir...
Oysa sadece "bir slogan"dır ve her slogan gibi "hayal"den başka bir şey değildir...
Liberal Küresel Kapitalizm ise (bazı solcuların ve milliyetçi sağcıların saçları diken diken olsa da) "Hiç kimseye yem Olma" prensibiyle hareket eder...
Çünkü...
Liberal Küresel Kapitalizm, "Haklı rekabete" dayanır...
"Özgür Yarışma" ve "Fırsat Eşitliği"ne iman eder...
"Rekabet"in olmadığı, "rakip"lerin birbirlerini "düşman" olarak tanımladığı vahşi kapitalizmde ise "yarışma" olmaz...
Yarışma olmayınca üretilen mal ve hizmetin kalitesi olmaz...
Ürün çeşitliliği olmaz...
İstihdam genişlemez...
Sermaye yeterli büyümeyi sağlayamaz...
Büyüyemeyince tabana yayılamaz...
Yayılamayınca "Refah" paylaşılamaz...
Bütün bunları neden mi yazdım?..
"Limanların Efendisi Hamdi Akın"dan söz edeceğim de ondan...
Dikkat!..
"Limanların Efendisi"...
"Limanların Diktatörü" değil...
Çünkü...
Diktatörler yarışmayı bilmez...
Sadece ezmeyi, yemeyi, yıkıp geçmeyi bilirler...
"Hepsi benim olsun" derler...
Efendiler ise "gel yarışalım, iyi olan aslan payını alsın" daveti yapar...
Hamdi Akın'ın şirketi AKFEN, İstanbul Atatürk Havaalanı Terminal inşaatını, Tepe İnşaat ile ortak olarak "Yap işlet" modeliyle aldıklarında sözleşmede Devlet kendilerine "belirli bir müşteri garantisi" de veriyordu...
Oysa aynı Devlet çok geçmeden Sabiha Gökçen'i yaptı...
Bunun adı alenen "sözleşmeye karşı gelmek"ti...
Çünkü yeni havalimanı, Atatürk Havalimanı'nın yolcularının önemli bir kısmını alacaktı...
Yani, "Haksız Rekabet"...
Limanların Efendisi elindeki sözleşmeyi ileri sürüp Sabiha Gökçen'in yapımını engelleyebilirdi...
"Fiyat farkı" isteyebilirdi...
Buna yasal olarak da "vicdani" olarak da hakkı vardı...
Çünkü İstanbul Atatürk Havaalanı Terminal'i dünyanın en kaliteli ve işlevsel inşaatlarından biri olarak yapıldı...
Çok para harcandı yani...
Şimdi gitsek kendisine sorsak mütevazılık gösterip konu üzerinde konuşmayacaktır bile ama konuyu çok yakından takip ettiğim için çok iyi biliyorum ki Devlet, Hamdi Akın'ın da ortağı olduğu TAV'a büyük kazık attı...
Hamdi Akın ve ortakları isteseydiler, vahşi kapitalist felsefenin "ya ye ya da yem ol" sloganına sarılıp "kendimizi yedireceğimize biz yiyelim" diyebilirlerdi...
Demediler...
Devlet kazandı...
Haaa...
Kötü mü oldu?..
Ülkemiz için elbette "iyi" oldu...
Devletimiz uluslararası ilişkilerde "Kazıkçı - Mızıkçı" konumuna düşmekten kurtuldu...
Çok mu uzattım?..
O halde sadede geleyim...
Hamdi Akın 1954 İstanbul doğumlu...
İş hayatına sinema salonlarında "çekirdek satarak" başladı...
Evet, evet...
Çekirdek sattı...
Paraya ihtiyaçları olduğu için değil...
İşadamlığına giden yolun "pratiğini yapmak" için...
Para kazanmayı öğrenmek için...
Para kazanmanın insana verdiği özgüveni, keyfi, mutluluğu, huzuru; kaybetmenin ise nasıl berbat bir belâ olduğunu bizzat yaşayarak öğrenmek için...
Ve...
İlk işinde büyük(!) zarar etti küçük işadamı Hamdi...
Çünkü...
Bir maldan satın alırken para kazanılacağını henüz öğrenmemişti...
Öğrenmediği için çekirdeği toptancısından değil, perakendecisinden satın almıştı...
O gün, o yaşta mutlaka çok üzülmüştü ama hayatının en büyük dersini almıştı...
"Satın alırken kazanmak"...
İnşaat, turizm, ticaret ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren Akfen Holding'i kurduğunda henüz 24 yaşındaydı...
Çiçeği burnunda bir makine mühendisi...
Altmışlı yıllarda sinemalarda "çekirdeklerin efendisi" olan o küçük Hamdi bugün; "Limanların Efendisi.."
Atatürk, Esenboğa, Kahire, Mersin Havalimanları...
Bu arada unutmadan...
Araç Muayene İstasyonları işletmeciliği de var tabii...
Her ne kadar İstanbul/Fatih doğumlu olsa da anne Kayserili...
Baba Bursalı...
Ticari zekâ anne tarafından, sanayicilik ise belli ki baba tarafından var genlerinde...
Ama "ŞANS" isimli o mucizevi "bilet" var ya o hem mucizevi hem de görünmez bilet...
Hani sizi istediği trene bindiren ve yolculuk sürecinde "özgür" bırakan ama eğer makas değiştirmeniz gerekiyorsa bunu bile size hiç fark ettirmeden yapan o bilet...
Hamdi Akın'a birinci mevkide ve en garantili kompartımanda yolculuk etmesi için verilmişti...
Çocukluğunda hiç hayali olmayan ve "en azından nalbant olurum" diye düşünen Hamdi Akın'ı öyle muhteşem bir yolculuğa çıkardı ki o "ÇANS" isimli bilet...
"Limanların Efendisi" yaptı...
"Ama" diyor Hamdi Akın, "Gün gelir de işler yolunda gitmezse diye hiç korku ya da kuşku duymuyorum... Her şeyi kendim yaptım... Gerektiğinde ilk adımı attığım yere döner, yeniden başlarım"...
Düşünebiliyor musunuz?..
O temiz ve hep gülümseyen yüzüyle ellili yaşlarda bir güzel adam bağırıyor koltuk aralarında:
"Çekirdek, çekirdek, çekirdekçi gelddiiii!"
Olur mu?..
Olmaz...
Neden olmaz...
"Gün gelir de işler yolunda gitmezse diye hiç korku ya da kuşku duymuyorum" dediği için olmaz...
"Gün gelir de işler yolunda gitmezse diye çok korkuyorum" deseyi mutlaka korktuğu başına gelirdi...
Biliyorum...
Hamdi Akın'ı anlatmak öyle çok kolay değil...
Hele uzun yıllardır görüşmediğiniz birini yazmak daha da zor...
Ama ben portreleri o kişilerle birebir görüşüp de yazmak istemiyorum...
Yani "soru - cevap", beni açmıyor...
O zaman, "o kişiyle ilgili duygularımı, tespitlerimi, temennilerimi yazamamam" diye düşünüyorum...
Ama böyle olunca özgürüm...
Kendi penceremden bakıp yazıyorum...
İşte benim penceremden gördüğüm Hamdi Akın bu...
Bir de kendi gerçekleri var...
Onlar ise şöyle....
2005 yılından bu yana da TAV Havalimanları Holding Yönetim Kurulu Başkanı...
Ve ayrıca...
Çok sayıda sivil toplum örgütü, vakıf ve derneğin de ya başkanı ya da yönetim kurulu üyesi...
Ve bir dönem; Fenerbahçe Asbaşkanlığı...
"London School of Economics"de Çağdaş Türkiye Araştırmaları Kürsüsü'nün kurucularından...
1999 yılında "Türkiye'ye iyi yetişmiş insan kaynağı sağlamak amacıyla" kurmuş olduğu "Türkiye İnsan Kaynakları Vakfı"nın (TİKAV) Kurucu Üyesi...
Vakfın da Onursal Başkanı...
Aldığı ödüllerden bazılarını da sunayım bilgilerinize:
2000 yılında Ankara Ticaret Odası tarafından Akfen Dış Ticaret A.Ş.'ne en çok ihracat yapan şirket ödülü,
2004 yılında Dünya Gazetesi "Geleneksel Ekonominin Şeref Kürsüsü" seçimi sonucunda "yılın işadamı" ödülü ve Yeni Para dergisi tarafından "Ekonomide yılın işadamı" Ödülü,
2005 yılında Milli Prodüktivite Merkezi tarafından "yılın işadamı" ödülü,
2006 yılında Cnbc-e düzenlediği "İDE2006" İş dünyasının en iyileri "girişimci işadamı" Ödülü,
2006 yılında TİKAD ve True dergisinin düzenlediği "2006 Türkiye Başarı Ödülleri" seçici kurul tarafından yapılan değerlendirmede "Yılın İş Adamı" ödülü,
2010 yılında EGSİAD tarafından, Beyaz Altın Türkiye Girişimcilik Ödüllerinde "Yılın İşadamı" ödülü
2010 yılında EKOVİTRİN tarafından Yılın Starlarında "Yılın İşadamı" ödülünü almıştır.
Daha nice ödüllere ve başarılara yelken açar inşallah...