Türkiye'nin kurtuluş reçetesi
Abone olVakıfbank'ı zirveye taşıma başarısının sırrını anlatan Genel Müdür Ahmet Kacar röportajının ikinci bölümünde, Türkiye'nin kurtuluş reçetesini açıkladı.
Vakıfbank Genel Müdürü Ahmet Kacar'ın İnternethaber Yazarları
ile yaptığı röportajın ilk bölümünü dün yayınlamıştık.
Vakıfbank bünyesinde yetişen Kacar, 1 sene gibi kısa bir sürede İçi
boşaltılan bir bankanın nasıl düzlüğe çıkarıldığını ayrıntıları ile
anlatmıştı. İşti ilgiyle takip edilen Kacar röportajı'nın ikinci
bölümü...
Süleyman Özışık- Kredilerin 1890 firmaya dağılmasının
nedeni siyasi baskının kalkması diyebilirmiyiz?
Elbette söylenebilir ama izlediğimiz politika da etkili oldu.
Mesela diyorsunuz ki, şu rakamdan fazla krediyi hiç bir firmaya
vermeyeceğiz. Bu sefer para orta ve küçük işletmelere dağılıyor.
Dolayısı ile riski tabana yayıyor ve azaltıyorsunuz. Benim yaptığım
en önemli antlaşmalardan biri de buydu. Bankaya 40 bin ticari
müşteri fazladan kazandırmışız. Ticaret ve sanayi odalarıyla esnaf
odaları ile yaptığımız antlaşma sonucu bankaya 40 bin müşteri
kazandırmışız. Bunlar KOBİ dediğimiz firmalar. Bizim kredi
sistemimiz çok inandığım bir sistem ve tıkır tıkır işler. Bir
istihbarat, iki expertiz 3 teftiş. Tamamen bağımsız işler bunlan ve
kimse dokunamaz. Benden de bağımsız. Benden hiç bir telefon
almazlar. Fiili olarak değil ama görevi bağımsız yaparlar.
Dokunulmaz olarak. Bizde fizmalar 1'den 10'a kadar sınıflandırılır,
mesela getirdiler bana firmanın değeri 5... Ben 5'e rağmen kredi
veririm, o sorumluluk bana ait, ama gidipte adama sen bunu 2 yap 3
yap asla demem. Biz bunu dediğimiz zaman benim talimatıma istinaden
bir dosya yapar, ancak yarın bu kapının açık oluduğunu gördüğünde
kendisi için de yapar. Elbetteki kredi haketmeyen insanlar da kredi
talebinde bulunmuştur bizlerden.
KESİNLİKLE SİYASİ TALİMAT ALMADIM
Hadi Özışık- Açık konuşalım siyasi baskı ve rica
alıyormusunuz?
Hayır ne baskı ne de rica almıyorum. Rica şudur bize gönderirler
sana bir müşteri gönderiyorum, bak işine geliyorsa kredi ver işine
gelmiyorsa verme denebilir.
Hadi Özışık- Türkiyede bu tip şeyler varmı?
Kesinlikle, bakın neden. Belkide bizim istediği kadar kimlik
kullanırsa kullansın olmaz işi olur yapmayacağımızı bilirler.
Hadi Özışık- Benim de kulaklarımla duyduğum şu ,
"Ahmet bey nasılsınız iyimisiniz" ilk önce, sonra ise "Ya bizim bir
yakınımız var. sizden ricam arkadaşı gönderiyorum ilgilenin"
O kadar, o kadar yani mesele odur. Onun haricinde bizim sistemimiz,
tahkikatı yapılır teminatına bilançosuna bakılır. Şube müdürü
öncelikle benim ona müdahale etmeyeceğine inanır.
Hadi Özışık- Ozaman şu çıkıyor ortaya siz onu
talimat olarak almıyorsunuz
Hayır almıyorum. kesinlikle yani. Bankayı da bir kişi yönetir
Hadi Özışık- Burda siyasi muhabirlik yapan
arkadaşlarımız da var. Bu söylendiği zaman aslında talimattır.
Hiç bir şekilde talimat olarak algılamam ben.
İrfan Sapmaz- O zaman siz hangi şartlarla geldiniz
göreve
Mutlaka bana görev verirken araştırılmıştır. Ehilmi değilmi?,
nedir?, diye soruşturulmuştur.
Süleyman Özışık- Her insana bir şart koşulur,
Ahmet Bey'e eğer sunulmuyorsa Ahmet Bey şartını baştan koymuştur
diye düşünüyorum ben.
Böyle bir şartta sunmadım, böyle bir şartla da karşılaşmadım.
Kesinlikle. Ben Genel Müdür oldum ne yapmam gerekiyorsa onu
yaptım.
Hadi Özışık-Böyle davranmayan Müdürler veya Genel
Müdür'ler tez elden gönderilir.
Gönderilebiliriz de yani bu konuda bir çabam yok. İlle görevde
sonuna kadar kalacağız iddiamız yok. Şu dakikada bütün evrağım
çantamda alır giderim yani.
Tanyel Yılmaz- Bizim insan gücümüz hakikaten iyi,
çok iyi de bürokratlarımız oldu. Bu insanlarımız niçin bir takım
şirketleri, devletin kar eden şirketlerinin başına verilse
özelleştirmek bir yana bunları devletin bağımsız, özerk kuruluşları
olarak faaliyet göstermesini sağlayamazmıyız? Vakıflar bankası iyi
işliyorsa ben bunu özelleştiirme yerine kamuya ait tutabilirim
Şu var iki konuyu birbirinden ayıralım. Gerçekten bir güç lazım.
Banka Genel Müdürünün bir tane kıblesi olur, bir yere tabi olur iş
biter.Biz kendimizde o gücü görüyoruz. Olumsuz bir şey geldiğinde
mesela bakıyorsunuz Bakan'dan veya Başbakan'dan bu güne kadar en
ufak olumsuzluk almadık. İkisinden de destek görüyoruz. Bakanımız
Mehmet Ali Şahin'i doğutup büyüten nur içinde yatsın. gerçekten çok
değerli bir insan. Bugüne kadar bir banka Genel Müdürü olarak ne
kadar şanslı oluğumu anlatamam. En zorda kalırsa "Ahmet sana birini
gönderiyorum bir bak" der. Bana talimatı şu olmuştur. "Oğlum
bakacaksın, Bankanın menfaatleri önemli" der. ben yapacağım bir şey
varsa niye yapmıyayım? Biz zaten Bankanın mevduatlarını
değerlendirmek istiyoruz. Olmaz ise oldurmak için asla ve asla
devreye girmemiştir. Kesinlikle o bir güç. Rahat çalışmak için bu
bize bir destek. Bizim de "gelen kişi bizi bakana şikayet etmesin,
metetsin" diye bir endişemiz yok. Siyasi düşüncemiz elbette vardır
ama bunu mesleğimize asla karıştırmayız.
SİYASETİ BİR KEZ DENEDİM OLMADI...
Hadi Özışık-Siyaset görünüyor mu ufukta?
Hayır, geçmişte zaten bir aday adaylığımız oldu. Denedik ama olmadı
olmayınca da bıraktık. Afyon'dan milletvekili aday adayıydım.
Tanyel Yılmaz- Eskiden birçok bankaya gittiğim
zaman kaçacak yer arıyordum. En kötüsü de Ziraat Bankası ve Halk
Bankası. Ama misal Garanti Bankası'na veya Akbank'a gittiğinizde
durum daha farklı oluyor. Siz Genel Müdür olarak değil de sıradan
Ahmet Bey olarak hiç bankanızı denetlediniz mi?
GELİN DE DEVLET BANKASINDA GÜLER YÜZLÜ
OLUN
Türkiye'de değil yurtdışına gittiğim zaman bile hep ağır miktarda
dökümanla gelirim. Diğer bankaların hizmetlerini de yerinde
görürüm. Broşürlerini toplar, mevzuatlarını toplar, gazetede
gördüğüm yazıları anketler öyle gelirim. Hadise şu, kamu bankaları
üzerindeki kamusal yükleri görmemezlikten gelmemek lazım. Vakıflar
Bankası Bağ-Kur pirimlerini, SSK pirimlerini tahsil eder.
Emeklilerine maaş öder. Vergi tahsil eder, elektrik su doğalgaz
tahsili yapar. Bir özel bankaya gidiyorsunuz, bu tip ödemeleri
düzenli öderseniz tahsil ediyor, onun haricinde tahsilat yapmıyor.
Şimdi bu tedbirleri aldığımızda ne oluyor. Bizim olduğumuz yerlerde
vatandaşı gidebileceği başka bir yer yok. Bir vatandaş Bağ-Kur
pirimini yatırmaya geldiğinde biz saatini geçmiş diye geri
göndermiyoruz bunu. Bu görevler bizi engellemiyor ancak, bir banka
var ki kapısından günde 150 yada 500 müşteri giriyor ama bir banka
var ki kapısından 5000 müşteri giriyor. Baktığınızda 150 kişinin
girdiği bankadaki personel mi daha güler yüzlü olur yoksa 500 tane
müşteri giren personel mi daha güleryüzlü ve dinçtir.Bunu biz
mazeret olarak söylemiyoruz. Bizim personelin durumu bu. Vakıflar
bankasını ben burda biraz ayıracağım ama diğer kamu bankalarına
baktığımız zaman müşteri biraz daha anlaşmalı yaklaşmalı diye
düşünüyorum. Neden kardeşim ben ne zaman gitsem pirimimi
yatırıyorum, ne zaman gitsem geri dönmüyorum, bunu düşünmeliyim.
Biz de şikayetçiyiz, mesela müşteri ile yeterince ilgilenememekten
mesela çapraz satış yapamamaktan.. Bu görevi yapmıyoruz dediğimiz
zaman ise toplumsal hadiseler çıkıyor. Mesela emekli maaşı
ödemelerinde bizim çok enteresan yöntemlerimiz vardır.Sabah
namazından sonra biz şubelerimizi açarız zaman zaman.herkesin ler
yerin uygulamasına göre yapıyoruz. Ankara'da İstanbul'da açın kimse
gelmez ama Anadoluda gelir. Emekliler sabah namazından sonra
geliyor çünki ve yoğunluk oluyor. Biz o yoğunluğu daha başta
alıyoruz. Bunun gibi daha bir çok uygulamamazı var. Mesela vergiyi
bugün her bankadan yatırabilirsiniz ama yinede halkın aklına biz
geliyoruz.
PERSONELİMİ DENETLİYEMİYORUM
Süleyman Özışık- Şu soru benim için çok önemliydi.
Personelinizi zaman zaman denetliyormusunuz?
Şöyle personeli tebdili kıyafetle denetleyemem çünki 28 senedir
çalıştığım için herkes beni tanıyor. Tanımaması mümkün değil ama
şöyle yapıyoruz. Bizim müfettişlerimiz var. Temsili kıyafetle kendi
değil bölgelerdeki şubeleri denetliyorlar ve bunlar hakkında rapor
düzenliyorlar.Mesela Beşiktaş Şubesin'deki arkadaşım bölgedeki tüm
şubelere müşteri gibi gidiyor oraları denetliyor ve raporunu bize
sunuyor. Bizim başka bir özelliğimiz var. Çalışan ile yönetici
arasında anormal bir bağ var. Mesela siz bu iş yerinden emekli
olsanız ne yaparsınız, bağınız kesilir gider siniz 3 5 ay
tanıdıklarınızla görüşürsünüz sonrasında SSK'dan maaşınızı alır bir
daha da uğramazsınız. Ama bizim çalışanımız bankası ile çok uzun
yıllar iç içe. Çünki kendi emekli sandığımız var. bunun için
bankaya olan ihtimam devam ediyor. Emeklilerimiz bizim
müfettişlerimiz gibidir. Karşılaştıkları tüm konuları ya telefonla
ya da şikayet mektupları ile bize ulaştırırlar. Artı bir başka şey
daaha var pazarlama elemanı gibidirler .Yani giderler bir başka
yerde kurum varsa telefon açarlar ya burda bir mevduat var onu alın
derler. Yani böyle anormal bir bağ vardır. Kimse vakıflar bankası
elemanını bankasından koparamıyor. Ben öldüm mesela eşime bakmaya
devam ediyor banka, eşim öldü kızıma bakmaya devam ediyor banka.
Evlendi boşandı banka kızıma bakmaya devam ediyor. Böyle duygusal
bir bağ var.
BİREYSEL EMEKLİLİK TÜRKİYE'NİN KURTULUŞU
Merve Aysan- Bireysel emeklilik konusuna nasıl
bakıyorsunuz?
Bireysel emeklili Türkiye'de çok önem verilmesi gereken bir konu.
Gerçekten bizim çok önem verdiğimiz bir uygulama ve gelecekte de
Ülkemizin daha uzun vadeli daha ucuz fonlara kavuşması açısından
bireysel emeklilik çok önemli. Şu an biraz kargaşa ve belirsizlik
var. Bunlar giderilirse bireysel emeklilik önümüzdeki 5 yıl içinde
ülkenin gündemine oturur, kesin ülke için çok büyük fayda
sağlayacak bir mekanizma. Artık sosyal güvenlik sistemleri her şeyi
kaldırmıyor. Mesela siz burda 2 milyar maaş alıyorsanız emekli
olduğunuzda 450 milyon maaşa talim etmek zorundasınız. Bundan
sonrası da ne kadar artacağı ve alıp alamayacağınız da belli değil.
Ama bir anda 2 milyardan 450 milyona kadar bir değişim oluyor
insanın hayatında. Bunları ortadan kaldırmak için aktif döneminizde
gelirinizin bir bölümünü daha ayırıp bunu emeklilikte
harcıyorsunuz. Orda biriken fonlarda ortalama 20 yıl vade oluyor.
Bunlar da ülkemizin uzun vadede ihtiyaç duyduğu fonlar. Sanayi
sektörünün yatırımların devletin herkesin ihtiyaç duyduğu kaynak
orda. Mesela bakıyorsunuz bankanın mevduatı 70 gün 80 gün 3 aydan
uzun mevduat yok. Ama bu emeklilik sisteminde en az on yıl. Yaşına
göre 30 yıla kadar süreler var. Gelecekte özellikle son 5 yılın
içinde bu sistemin ekonomiye çok büyük katkılar sağlayacağına
inanıyorum.
Tanyel Yılmaz- Bir çok bankada bu sigortalar var
ve şöyle bir rekabet var. Bankaların kendi emekli sandıkları var
ama öbür tarafta bir de bireysel emeklilik şirketleri var. Bazıları
geçiş yapmanın yolunu arıyorlar. Mesela polis sandığı var aynı
zamanda banka emekliliğinin de sahibi. Mesela Oyak sigortanın
potansiyel müşterisi subaylar, Vakıf emekliliğin potansiyel
müşterileri arasında Vakıf çalışanları var.Bunların bir de kendi
şirket sandıkları var. Orda nasıl bir formül geliştirmeyi
düşünüyorsunuz?
Evlilik yapmak kaçınılmaz. Bizde bir tane daha var. Güneş hayat
vardı, biz onun ismini Vakıf Emeklilik yaptık.Güneş Hayat varken
banka çalışanlarına yönelik özel bir birikimli sigorta yapmıştık.
Biz bunları dondurduk ve bütün personelimizi bireysel emekliliğe
geçirdik. Bir de SSK Yasası'nın 20. maddesinin dışında sandıklar
var. Ne yapılacağını hazine araştıracak onlara ve sonuçlara bağlı.
Bu yöneticilerimizin ne kadarını, hangi şartlarda devredeceğimizi
Hazine kararlaştıracak. Bunlar neticelendikten sonra devredeceğiz.
Esas problem, Bu sandıkların lağvedilmesi çok zor. Bu sandıkların
birikimleri kişisel hesaplarda değil havuz hesaplarında
değerlendiriliyor. Dolayısı ile havuzdan kim ne kadar aldı daha ne
kadar alınacak tespit etmek imkansız. Elbet bir formül bulunacak.
Bunlarla ilgili bir sürü davalar da olacaktır. Varlıklar tespit
edilecek, bundan yararlananların ne kadar süre ile para aldıkları
düşülecek, ondan sonra daha yararlanacaklar tespit edilecek, bir
kanuni düzenleme yapılacak. Bireysel hesaplarda değerlendirilmeyen
sandıkları bireysel emekliliğe geçirmekten daha zor bir şey
yok.
Tanyel Yılmaz- Bu nokta çok önemli. Girişimcinin
de desteklenmesi gerekir.
Bireysel emekliliği bu tip endişelerden uzaklaştıralım.Bu işin
içinde Türkiye'de nerden bakarsan bak 500 binden fazla kişi yok.
Başka şey de var şu an Türkiye'de problemli. Tasarruf teşvik
pirimleri var. Bireysel emekliliğe devredilseydi bence çok büyük
kaynak olurdu. En azından bireysel emeklilik sıfırdan değil de çok
iyi bir noktadan başlamış olurdu. Birikim 20 katrilyon falan
heralde.
NEMA İLE KİM ZENGİN OLACAK?
Tanyel Yılmaz- O nemaların hesaplanması, ödenmesi,
kuyrukta beklemesi bile aslında hiç kayda geçmemiş bir masraftı
mesela.
Hükümet'in benim bildiğim kadarı ile bu da önünde olan bir
seçenekti. Ancak sendikalar karşı çıktılar. Nemalar gibi o da yok
olur diye düşündüler. Keşke o karşı çıkış olmasaydı da devletin
kazancı olsaydı. Nemaları alan kim zengin oldu. Yarın için kim
yatırım yaptı. Ben çok merak ediyorum. Ben nemamı aldım yarın için
yatırım yaptım diyebilecek birisi varmı? Herkes borcunu kapattı
yada aldı çarçur etti.Şöyle olabilirdi mesela, kaç şirket kurulmuş
11-12 git kardeşim bana adını bildir. Parayı ordan aktaralım desin,
hesap ordan oraya aktarılsın böyle devam etsin, ya da uzun vadeli
hazine bonosu çıkarılsın bu şekilde bu iş çok kolay
halledilebilirdi. Şu anda da böyle bir şans var, mesela sendikalar
razı olsa böyle bir girişim yapılır ve çok faydalı olur.
İrfan Sapmaz- Ber bir birikimli emeklilik
kuruluşuna kayıt oldum ve ödemeye başladım. Şimdi de bir bireysel
emekliliğe geçiş var. Bugün gelmeden önce bununla ilgili
İnternet'ten inceleme yaptım. Birikimli sigortada 10 yıl içinde
emekli oluyorsunuz. Ama bireysel emeklilikte 56 yaş sınırı var.
Birikimli hesapta bir faiz oranı var, Bireysel emeklilikte ise
fonda ne kadar biriktiyse ona göre hesap yapılacak.
Yalnız burda başka bir şey var. Bunlar birbirinden tamamen ayrı
şeyler. Biliyorsunuz birikimli sigortada ilk önce birinci yılın
yüzde 40'ı ikinci yılda yüzde 20'si ücüncü yılda yüzde 15'i satış
komisyonu olarak kesiliyor. Bireysel emeklilikte her yıl için
maksimum yüzde 8. Birikimli de ve bireysel emeklilikte vergi
muafiyeti var. Pirimler gelir vergisinden düşülebiliyor.
Birikimlilerde 2001 yılı aboneleri ile şimdikiler arasında fark
var. Neden şimdikilerde stopaj var. Ama bireysel emeklilikte
stopaj'da yüzde 25 muafiyet var. Artı bireysel emekliliğin içinde
kriz pirimi yok onun için ayrı poliçe alınması gerekiyor. Birikimli
hayatlarda risk pirimi var. yaşınıza veya ürünün niteliğine göre
risk pirimi kesiliyor ve dolayısı ile tasarrufa giren bölüm az.
Sizin isteğinize bağlı, siz ne istiyorsunuz? emeklilik mi yoksa
emekliliğe kadar hayat güvencesi mi istiyorsunuz? Tazminat
istiyorsanız birikimli hayatı tercih edeceksiniz ama emeklilik
istiyorsanız bireysel emeklilik tercihi yapacaksınız.
Hadi Özışık- Siz de diğer bankacılar gibi en iyi
banka benim diyorsunuz. Herhangi bir banka yanlış yaptığında bunu
oturup şakır şakır yazamıyosunuz. Bankalar yasasına takılmış
oluyor. Yasaya muhalefet etmemek adına bu yazı oturulup ta
yazılamıyor.
Kamu bankaları ile ilgili yazılıyor. Asıl olan şu yazılan haberin
niteliği. İçi boş olmamalı.
KAMU BANKALARINDAN ALEYHTE HABER ESİRGENMİYOR
Hadi Özışık- Bir bankanın kredi kartının
kötülüğünü yazabiliyormuyuz?
Yazabilirsiniz bana göre şu anda bir engel yok yani. Biz kendimiz
rekabet raporları gönderiyoruz size, mesela faiz oranlarını
düşürürsek yada yükseltirsek size gönderiyoruz. Siz mesela diğer
bankalara bu konuda niye soru sormuyorsunuz?
Hadi Özışık- İnternet medyasını ziyaret eden
Türkiye'te ilk banka genel müdürüsünüz. İnternet sözkonusu olunca
bankalarda internet hadisesine geleceğiz. İnternet şubeniz var.
İnternet şubesinde her an bir tıkla işlem yapılabiliyor. İnternetin
nimetlerinden nasıl faydalanıyorsunuz. İnternet üzerinden tanıtıma
nasıl bakıyorsunuz? Bunun maliyeti de çok yok. Çok kolay adam
tıklıyıp Vakıfbank'a giriyor
En iyi İnternet kullanılan banka İnternet sitesiyiz ve
müşterilerimiz de bundan çok memnun. Çok böyle karmaşık değil. Bize
de çok faydalı. Büyümeyi de düşünüyoruz. Belki bunu bir bilgisayar
kampanyası ile de desteklemeyi düşünüyoruz. Çok ucuz ve kolaytemin
edilen bir bilgisayar üzerinde bir kamu kuruluşu ile bu işi
arkadaşlarımız araştırıyor. İnşallah başarırsak kampanyayla
müşterimize sunacağız. Artık müşterilerimizin bankalarda beklemek
yerine bu dünyadan faydalanmasını istiyoruz. Bu konu ile ilgili
çalışmalarımız böyle. İNternetten tanıtım olayına da sıcak
bakıyoruz. Faydasına da inanıyoruz, Ancak internet reklamları daha
yeni hazırlanıyor. Televizyon ve gazetelerde reklamlarımız
yayınlanıyor ancak internet versiyonlarını yeni hazırlıyoruz.
Bunlar yapılmak üzere, çıkarçıkmaz kampanyalarımızın içine mutlaka
İnternet medyasını ve interneti dahil edeceğiz. Benim ayrıca bir
internet servis sağlayıcı şirketim var.
Hadi Özışık- Bant genişliği ne kadar
Hiç bilmiyorum ama kurumsal olarak Ankara'da en büyüğü.