Türkiye'nin kapısındaki truva atı
Abone olDENİMDER Başkanı Nedim Özbek, Türkiye'nin Tunus ve Fas'la ticari anlaşmalar yaparak intiharı seçtiğini söyledi.
Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın Kuzey Afrika ülkelerinden Tunus
ve Fas'a yaptığı geziler sırasında bir kez daha gündeme gelen
serbest ticaret anlaşmaları konusunda Denim Sanayicileri
Derneği'nden uyarı geldi. Tunus ve Fas'la yapılan ancak henüz
yürürlüğe girmeyen serbest ticaret anlaşması ile ilgili olumlu
değerlendirmeleri son derece yanlış ve tehlikeli bulan Denim
Sanayicileri Derneği (DENİMDER) Başkanı Nedim Özbek, "Bu anlaşmalar
rasyonel politikalarla çıkarlarımızı koruyacak şekilde ince ayara
tabi tutulmazsa Türk denim sektörü açısından ciddi sıkıntılara
sebep olur. Fas ve Tunus'un önümüze koyduğu anlaşma, Türk denim
sektörünü içerden çökertmek için kapımıza bırakılan 'Truva Atı'dır"
dedi. Denim konfeksiyon açısından AB pazarında Türkiye'nin en
önemli rakibinin Tunus ve Fas olduğunu hatırlatan DENİMDER Başkanı
Nedim Özbek, 10 milyon metrelik yeni bir denim kumaş pazarı olan bu
ülkelerin Türk denim kumaş üreticilerine, yatırım açısından da
cazip ülkeler olarak gösterilmesinin yanlış olduğunu vurguladı. Ne
10 milyon metrelik denim kumaş siparişinin önemli olduğuna ne de bu
ülkelerde yapılacak doğrudan üretim yatırımlarının Türkiye'ye bir
fayda sağlayacağına inandığını belirten Özbek, şunları söyledi:
"Fas ve Tunus AB pazarında Türkiye'nin en önemli rakibi durumunda.
İki ülke AB ile yaptığı anlaşmalar gereği gümrük vergisi ödemeden
ürünlerini bu pazara satabiliyor. Bu durumda Türkiye kendi eliyle
10 milyon metrelik denim kumaşı Fas ve Tunus'a vererek intihar
etmeye hazırlanıyor. Çünkü iki ülke ciddi, aynı zamanda da önemli
bir denim konfeksiyon üreticisi olmasına rağmen denim kumaş
üretiminde tamamen dışa bağımlı. Bunu birilerinin Sayın
Başbakanımıza anlatması lazım." "FİYAT AVANTAJINI HEDİYE EDERİZ"
Avrupalı alıcıların Uzakdoğu'da üretilen denim kumaşını
istemediğini bu nedenle de mecburen İtalya, İspanya ya da
Türkiye'den almak zorunda olduklarını kaydeden Özbek, "Aslında STA
yapılsa da yapılmasa da Fas ve Tunus denim kumaş ihtiyacını
Türkiye'den karşılayacak. Bu mecburiyetin farkında olan Tunus ve
Fas, Türkiye ile STA yaparak AB'ye ihracatta bu ürünler üzerindeki
yüzde 13'lük gümrük vergisinden kurtulmaya çalışıyor" dedi. Mevcut
durumda AB'nin, Türkiye'den denim kumaş alırken, yüzde 13'lik
gümrük vergisi uyguladığını hatırlatan Özbek, sözlerini şöyle
sürdürdü: "Bu iki ülke Türkiye ile STA imzaladıktan sonra, mevcut
anlaşmalar gereği bizden aldıkları denim kumaşı konfeksiyon haline
getirip, AB'ye satacaklar. Fas ve Tunus, AB ile yaptıkları STA
gereği vergi ödemeyerek bu oranda avantaj yakalamış olacaklar.
Türkiye kendi eliyle yüzde 13'lük fiyat avantajını bu iki ülkeye
hediye etmiş olacak. Bugün bir cazibe merkezi olarak gösterilen
bölge, bir süre sonra ekmeğimizi elimizden alacak bir tehdide
dönüşecek. Bu durumun arkasındaki tehlikeli stratejik oyunu 10
milyon metrelik denim kumaş satabilmenin yarattığı cazibe kamufle
ediyor. Gelecekte ortaya çıkacak yıkım görülemiyor. İkinci önemli
bir nokta ise istihdam ile ilgili. Türkiye'de istihdam yaratan
sektörlerin başında tekstil ve konfeksiyon geliyor. Böyle bir
sektörün göz göre göre dışarı kaçırılması gelecekte telafi
edilemeyecek büyük kayıplara yol açabilir." STA konusunda çabuk
karar verildiğini ve sektörel değerlendirme yapılmadan bu ülkelerle
masaya oturulduğu belirten Özbek, yalnızca bürokratik ve siyasi
makamları değil, kısa vadeli kazançlar sebebiyle geleceği
mahvedecek girişimlerden kaçınmaları konusunda sektör mensuplarını
da uyardı.