Türkiye'nin kanayan yarası göç!
Abone olTürkiye'nin en büyük sorunlarından biri göç... Bu konuda en büyük sıkıntıyı belediye başkanları çekiyor. MGK, geçen hafta yaptığı toplantıda bu sorunlara parmak bastı.
MGMilli Güvenlik Kurulu, geçen hafta yaptığı toplantıda iç göçün
getirdiği sorunları masaya yatırırken, bu konuda büyük sıkıntı
çeken belediye başkanlarının da yarasını deşti.
Göçten, hem nüfusu hızla artan kentler hem de sürekli küçülen
şehirler muzdarip. Büyük şehirlerde çarpık kentleşmenin yanı sıra
kapkaç, gasp, hırsızlık, madde bağımlılığı gibi tehlikelere yol
açan göç, küçük şehirlerde daha da yoksullaşma, yatırım yapılmaması
gibi riskleri beraberinde getiriyor. MGK’nın çözüm konusundaki
tavsiye kararını destekleyen belediye başkanları, ‘büyük şehirlere
vize’ önerisine şiddetle karşı çıkıyor, problemin kırsal kesimin
ekonomik olarak güçlendirilmesiyle çözüleceğine inanıyor, köye
dönüş projelerine hız verilmesini istiyor.
Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Adana Büyükşehir Belediye
Başkanı Aytaç Durak, göç konusunda kentler arası durum tespiti
yapıyor. Ankara, Antalya, İstanbul gibi illerin Adana, Mersin ve
Diyarbakır’dan daha şanslı olduğunu iddia ediyor. Adana ve
Mersin’in diğerlerine göre vasıfsız işçi göçü aldığına dikkat çeken
Durak, bunun büyük riskler taşıdığının altını çiziyor. Birkaç yıl
önce İstanbul için gündeme gelen ‘vize’ uygulamasının doğru
olmayacağını belirten başkan, ekonomik kalkınmışlık üzerin-de
durulmasını istiyor.
Şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, göçten en fazla
muzdarip olan illerin başında geldiklerini söylerken, tabelada
nüfusun 368 bin olarak görüldüğünü ancak 600 binin üzerinde nüfusa
hizmet verdiklerini vurguluyor. Başkanın en büyük derdi şehrin
ortasındaki ahırlar. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu, pazartesi günkü MGK toplantısının ardından ‘kapkaç’
konusunu masaya yatırmış. En çok göç alan illerden biri olmalarına
rağmen İzmir’de kapkaç ve madde bağımlılığı konusunun korkutucu
boyutlara gelmediğini ifade eden Kocaoğlu vize önerisinin en sert
muhaliflerinden. “Kimse bir şehre vize ile girip vize ile çıkamaz.”
diyen Kocaoğlu, şehrin sağlıklı büyümesinin önemine işaret ediyor.
Sıkıntı ve çözüm önerilerini şöyle özetliyor: "İşsiz genç nüfusa
istihdam sağlanmalı. Lise, ortaokul mezunlarına yönelik meslek
edindirme kursları açılmalı." Son 10-15 yıl değerlendirildiğinde
Diyarbakır’ın göçten iki çeşit etkilendiğini dile getiren
Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, sermaye ve beyin göçü
verirken, vasıfsız insan göçü aldıklarını anlatıyor. 1990 yılında
Diyarbakır’ın 375 bin olan nüfusunun bugün 1 milyonu aştığını
hatırlatan Baydemir, altyapının bu nüfusu kaldıramadığını
belirtiyor ve ekliyor: “Köylere geri dönmek isteyenlerin
güvenliklerinin sağlanması yanında ekonomik faaliyetleri için de
desteklenmesi gerekiyor.” Güneydoğu’dan en çok göç alan illerden
biri Mersin ve özellikle merkez ilçesi Akdeniz. Belediye Başkanı
Kenan Yücesoy, kentteki güvenlik sorununa dikkat çekiyor:
“Mersin’de çıkan olayların en büyük nedeni olan işsizlik sorununa
çözüm bulunmalı.” Türkiye’nin en fazla göç veren illerinin başında
ise Artvin geliyor. Belediye Başkanı Emin Özgün, çalışma imkanı
olmayan insanların ekmeklerini başka illerde aramak zorunda
kaldığını vurguluyor. Özgün, merkezde belediye, valilik ve kamuya
ait küçük çay fabrikaları dışında özel sektörün yatırımı
bulunmadığını kaydederek "Biz 5 kardeşiz. Çalışma imkanı olmadığı
için diğer dört kardeşim göç etmek zorunda kaldı. Burada kalanlar
ya memur ya da işçi. Bizde gecekondu yok, kapkaç yok, sokakta
yaşayan çocuk yok. Trafik lambalarımız bile yok." diyor.
MGK da iç göçe çözüm istedi
Milli Güvenlik Kurulu (MGK), hafta başında Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer başkanlığında yaptığı toplantıda, iç göç konusunu da
masaya yatırmıştı. Toplantı sonrasında yayımlanan bildiride şöyle
denilmişti: "Son yıllarda yoğun olarak yaşanan iç göçün nedenleri
ve özellikle büyük kentlerde yarattığı sorunlar ele alınmış, göç
alan ve veren kentlerin sorunlarına çözüm getirecek önlemlerin
ivedilikle yaşama geçirilmesinin önemi vurgulanmıştır."
Türkiye’de 1950 yılından sonra şehir nüfusu hızla arttı. 1950’de
nüfusun yüzde 14’ü şehirde, yüzde 86’sı köylerde yaşıyordu. 1990’lı
yıllara gelindiğinde nüfusun yüzde 59’u şehirli oldu. Bu rakam
2003’te yüzde 61’e yükseldi. Yani 55 yılda şehirde yaşayanlar yüzde
335 oranında arttı. Türkiye’de sürekli göç veren bölgeler Doğu,
Güneydoğu ve Karadeniz şeklinde sıralanıyor. Sürekli göç alan
bölgeler ise Akdeniz, Marmara ve Batı Anadolu. Son on yılda 81
ilden 66’sının nüfusu artarken 15’inin nüfusu azaldı. Nüfusu azalan
iller Artvin, Çorum, Edirne, Kars, Kastamonu, Kırşehir, Sinop,
Sivas, Tunceli, Zonguldak, Bayburt, Bartın, Ardahan, Karabük ve
Kilis. Antalya, Şanlıurfa ve İstanbul ise nüfusu en fazla artan
iller oldu. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Nüfus, Demografi ve
Göç Özel İhtisas Komisyonu’nun 2001 yılında hazırladığı rapora
göre, göç alan şehirlerde, sosyoekonomik ve kültürel yönden olumsuz
gelişmeler oldu. Genel asayişin bozulması, hırsızlık ve fuhşun
artışı, konut, altyapı problemleri göçle birlikte arttı. Göçün ana
sebebi işsizlik ve ekonominin bozulması. Şehirlerde gerekli
koşulları sağlayamayanlar bir süre sonra geldikleri yerlere geri
dönme eğilimi taşıyor. Geri dönmek isteyenler arasında terör
sebebiyle köylerinden ayrılmak zorunda kalanlar ilk sırada yer
alıyor.
DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI’NIN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
-Göç veren bölgelerde ekonomik koşullar iyileştirilmeli, özel
sektör dekteklenmeli.
-Göç edenlere meslek edindirme kursları verilmeli.
-Orman köylerine verilen fon kredileri yükseltilmeli.
-İşsizlik sorunu çözülmeli.
-Göç veren bölgelere eğitim, kültür ve sağlık yatırımlarına devam
edilmeli.
-Göç veren bölgelerde köy tipi sanayi geliştirilmeli.
-Göç veren bölgelere yatırım yapacak özel girişimciler
cesaretlendirilmeli.
-Evlerde yapılacak fason üretim canlandırılmalı, kooperatifçilik
teşvik edilmeli.
-Büyük kentler yerine yakın kentsel alanlara göç özendirilmeli.
HABER: Ali Rıza Karasu