Türkiye’nin en büyük problemi, iktidar ümidi olmayan...
Abone olEkonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Türkiye’nin en büyük problemi, iktidar ümidi olmayan, yok olma korkusu yaşayan, sürekli mağlup olma kompleks...
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Türkiye’nin en büyük problemi,
iktidar ümidi olmayan, yok olma korkusu yaşayan, sürekli mağlup
olma kompleksi yaşayan muhalefet problemidir.” dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan
‘Neler Oluyor’ programına konuk oldu. Program sunucusu TGRT Haber
ve İhlas Haber Ajansı Batuhan Yaşar, İhlas Medya Ankara Grup
Başkanı Nuri Elibol ve Türkiye Gazetesi Temsilci Yardımcısı Ercan
Gürses’in sorularını cevaplayan Zeybekci, gündeme dair önemli
açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin en büyük probleminin, iktidar ümidi olmayan, yok olma
korkusu içinde olan, sürekli mağlup olma kompleksi yaşayan
muhalefet problemi olduğunu vurgulayan Zeybekci, “Türkiye’de eğer
muhalefete iktidar olabilme ümidi vermezseniz, muhalefet iktidar
olma ışığını görmezse, şuanda yaşadığımız problemleri yaşamaya hep
devam ederiz. Yüzde 51, 55 aralığında bir oyla iktidara gelen
iktidarın arkasındaki muhalefeti yüzde 40, 45 aralığına koyup da,
‘Şimdi yapamadım ama bir dahaki seçimlerde iktidar olacağım’
ümidini vermediğiniz zaman bu sorunlar devam edecek. Çünkü onun
beklentisi başka. O, antidemokratik yollarla, hukuk dışı yollarla
iktidarların düşürülmesi beklentisi içinde. Bizim muhalefetten
beklentimiz başka. Önce, olması gereken bir muhalefeti ortaya
çıkaralım, sonra onlardan normal refleksler bekleyelim” şeklinde
konuştu.
“HEP AYNI YERDEN VURULDUK”
Türkiye’de muhalefete iktidar olma ümidi verilmediği sürece aynı
oyunların oynanmaya devam edeceğini kaydeden Bakan Zeybekci, “Bizim
dinimiz, ‘Bütün Müslümanlar kardeştir’ diyor. Yunus’un dediği gibi,
‘Biz gönüller yapmaya geldik’ mantığı ile iyi niyetli bir şekilde
bazı alanların içinde bulunan ve bu alanların içinde aktif rol alan
samimi kardeşlerimizi ayırarak, onları ürkütmeden ama hançeri
saplayanları, bunu planlayanları, kurgulayanları ve en sonunda
hançer sokmasıyla öldürecekleri adamın mirasına konmayı
planlayanları iyi tespit etmeliyiz. Türkiye olarak bunu kaçıncı
defa yaşıyoruz. 1960’tan itibaren, hatta İttihat ve Terakki’den
itibaren, bütün o geçmişten itibaren bakacak olursanız, bugüne
kadar hep aynı yerden vurulduk, aynı enstrümanlar kullanıldı.
Bunların bir daha olmasını engelleyici çözümler bulmak lazım. Biz
bunların çözümlerini bulduk, tespit ettik diyelim. Ama bu sistem
bunları bir daha üretir. Sistem, kendi içinde muhalefete iktidar
ümidi vermediği sürece, bunu bir daha üretir” diye konuştu.
“HUKUKUN İŞİNE KARIŞMAMAK LAZIM AMA ORTADA İHMAL VAR”
Adana’da MİT mensuplarına karşı yapılan operasyon ve sonrasındaki
hukuk sürecine değinen Zeybekci, “Orada ortaya çıkan olayla ilgili,
bir savcı süreç başlatıyor. Türkiye’nin Milli İstihbarat
Teşkilatı’nın milli bir sır olması gereken konularıyla ilgili ve
MİT’in yaptığı bir operasyon ya da bir işle ilgili asla şüphe
duymayız. Bu TIR’ları durduran, bu TIR’ları götürenleri yere
yatırıp, onları tekmeleyen, o TIR’ları açtırıp, onları deşifre
etmeye çalışan, bunlarla ilgili talimatı veren, karar alanlar
belli. Bunlarla ilgili, oradaki bir savcının başlattığı süreçte,
gözaltı ve tutuklama var. Hemen arkasından bir itiraz ve başka bir
mahkemeyle bunlar serbest bırakılıyor. Bu hukuki bir süreçtir.
Sonuçta bununla ilgili konuşmak, olmaması gereken bir şey ama
ortada vatana ihanet bile diyebileceğimiz bir noktaya kadar gitmiş
olan bir vaka var. Bu, Türkiye’nin yurtdışıyla olan ilişkisinde,
milletin menfaatlerinin koruma operasyonunun engellenmesi
işlemidir. Bunu kalkıp da normal bir adli vaka olarak görmek mümkün
değil. Bugün, Başbakanımızın ofisine koyulan dinleme cihazlarıyla
ilgili yapılan operasyonda, aynı şekilde ayak sürümelerle onu
yapanların hepsi yurtdışına kaçtı. Bugün, malum yerlerde gezip,
tozuyorlar. Tamam, hukukun işine karışmamak lazım ama ortada gözle
görülen bariz bir ihmal var” ifadelerini kullandı.
“GÖZLERİMİZE, KULAKLARIMIZA, KALBİMİZE İNANAMADIK”
Türkiye üzerinde oyun oynayan gurupların varlığını bildiklerini ama
belli bir süre inanmakta güçlük çektiklerini ifade eden Zeybekci,
şöyle konuştu:
“Biz AK Parti olarak demokrasi ve hukuk sistemlerinin karşısında
kimlerin olduğunu biliyorduk. Bunları sayabiliyorduk. Belki biz son
2-3 yıldır görmek istemedik, inanmak istemedik, gözlerimize,
kulaklarımıza, kalbimize inanamadık. Belki bu süreçten dolayı biraz
uzattık meseleyi. Bunlar hep vardı. Şekli, şemaili, adı, grubu,
mensubiyeti farklıydı ama vardı bunlar. Hele hele o zayıf
hükümetler zamanında ortalık darmadağındı. Bu ülkeye, İMF’nin bir
memuru geldiği zaman, bütün bakanlar, başbakan hizaya geçmiyor
muydu? Dünya Bankası, bu ülkeye özel ekonomi bakanı göndermedi mi?
Onların olduğu bütün bu dönemlerde, Türkiye’nin sırları da yoktu,
kendine ait özel bir politikası da yoktu. Biz ne zaman ki
güçlenmeye başladık, ortalık rahatsızlandı, kimlik değiştirdi. Bu
kimlik değiştirme sürecinde fark edemedik. Şimdi fark ettiğimiz
zaman da, ne pahasına olursa olsun reflekslerimiz
değişmeyecektir.”
(İHA)