Bu hayatta en çok sevdiklerini kaybettiler. Baba, iki çocuğunu, eşini ve ailesinden 53 canı kaybetti. Yusuf annesini, kardeşlerini ve tanıdığı kim varsa kaybetti. Onlar şimdi bir çadırda mahsun yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Yusuf… O her şeyden habersiz… Sık sık annesini, kardeşlerini soruyor… Babası Kılıçarslan, oğlu her soru sorduğunda boğazına yumruk yemiş gibi oluyor… Çıkıyor çadırdan elinde kalan ve sevdiklerini kurban verdiği apartmanın anahtarına bakıyor, gizli gizli gözyaşı döküyor… Erciş kent merkezinde bulunan Koçak apartmanında yaşayan 43 yaşındaki Kılıçarslan Koçak, eşi ve çocukları 13 yaşındaki Furkan ve 11 yaşındaki Nur ile vedalaştıktan sonra, oğlu Yusuf'la birlikte 5 katlı apartmanın 4'üncü katındaki evlerinden çıktıktan 1 dakika sonra, depreme yakalandı. Oğluna sımsıkı sarılarak eşi ve çocuklarının bulunduğu apartmanın adeta bir moloz yığınına dönüşmesini gözyaşlarıyla izleyen Koçak, küçük Yusuf'u bir akrabasına emanet ettikten sonra, enkazda eşi, annesi ve çocuklarını aramaya başladı. Umutla bekledi 15 yıllık evli olduğunu ve 1999'da yaşanan Gölcük depremini de eşi ve çocukları Furkan ile yaşadıklarını belirten Koçak, “Ben ise 1976'da Van Çaldıran'da yaşanan depremini de yaşamıştım. Bu depremde, eşim, 2 çocuğum, annem, bir ağabeyim, 2 ağabeyimin eşlerininde de aralarında bulunduğu 53 yakınım hayatını kaybetti. Ölenlerden 9'u birinci derece akrabam, apartmanda yaşayan 5 aileydik. Ben inançlı bir insanım ve sevdiklerimin ahirette bizlere şefaatçi olacağına inanıyorum “ dedi. Yıkılan evlerinin enkazının başında 4 gün boyunca arama kurtarma ekipleriyle beklediğini ve sürekli “Furkan, Nur” diye seslendiğini anlatan Koçak, “Bu süre içinde ailemi arayan ekipler 9 kişiyi kurtardı. Eşim ve çocuklarımın kurtarılacağına dair umudumu son ana kadar kaybetmedim. Arama-kurtarma çalışmasının son gecesinde ise onların yaşama veda ettiğini hissettim. 4 gün boyunca enkazın başında bekledim, molozların üzerinde uyukladım. Beni hayata 4 yaşındaki oğlum Yusuf bağlıyor. Yusuf ise anneannesiyle birlikte çadırda kalıyor ve annesi ile kardeşlerinin ölümünden habersiz” diye ifade etti. 12 gün sonra enkaza geldi Depremden 12 gün sonra, eşi ve çocuklarının yaşama veda ettiği evin enkazını ziyaret eden Koçak, duygusal anlar yaşadı. Koçak, sevdiği insanlara mezar olan molozların önünde bir süre oturdu ve komşularının başsağlığı dileklerini kabul etti. Enkazın molozları arasında bir süre dolaşan ve hüzünlü gözlerle, enkazda yer alan eşyaları inceleyen Koçak, yıkılan evlerinde güzel anıları olduğunu söyledi. Koçak, “Çocuklarımdan ikisi bu evde doğmuştu ve biz mutlu bir aileydik. Yaşadığım onca acıdan sonra beni hayata 4 yaşındaki oğlum Yusuf'un sevgisi ve Allah'a olan inancım bağlıyor” diye konuştu. 25 saat sonra hayata, “merhaba” dedi Depremde 53 akrabasını kaybeden Kılıçarslan Koçak'ın kardeşi Muammer Koçak ise gözyaşları içinde depremde eşini kaybettiğini söyledi. Muammer Koçak, “25 saat boyunca enkazın altında yaşam mücadelesi verdim. Yanımda 2 arkadaşım daha vardı. Birisi, kendi idrarını içerek sağ kaldı. Onlarda kurtuldu. Enkazın altında kaldığım süre içinde Allah'a dua ettim ve dua ederek yaşama tutundum. En sonunda sesimi arama-kurtarma ekiplerine duyurarak kurtuldum” dedi. 4 yaşında öksüz kalan Yusuf Depremde annesini kaybederek öksüz kalan 4 yaşındaki Yusuf Koçak ise yakınlarıyla bir çadırda yaşıyor. Babası, küçük Yusuf'un annesi ve kardeşlerini kaybettiği enkaz alanına götürmüyor. Erciş Kaymakamlığı'nda memur olan baba Kılıçarslan Koçak, mesaisi başladığı için sabah işe gidiyor ve akşam Yunus'un yanına geliyor. Koçak ailesinin yaşamını yitirdiği apartmandaki arama-kurtarma çalışması ile 9 kişinin hayatını kurtaran ekipte yer alan İHH-İnsani Yardım Vakfı Acil Yardım Koordinatörü Recep Güzel ise depremde annesini kaybeden 4 yaşındaki Yusuf'un tüm ihtiyaçlarının “Sponsor Aile Projesi” kapsamında İHH-İnsani Yardım Vakfınca karşılanacağını söyledi. Sağ ayak parmağını keserek, enkazdan çıktı İnsanların yaşam mücadelelerinin yaşandığı Koçak apartmanının bitişiğinde bulunan apartmanda yaşayan ve depremden 20 dakika sonra enkazdan kendi imkanlarıyla çıkan Vedat Delibaş ise şunları söyledi: “Depremden sonra bilincim yerindeydi ve insanların acı yardım çağrılarını dinliyordum. Elimde bulunduğum yeri kazdım ve çıkmaya çalıştığım esnada, ayağımın üzerinde bir kolon olduğunu fark ettim. Ayağımı, kolunun altından kurtarabilmek için, sağ ayak baş parmağımı kesmek zorunda kaldım. Ayak baş parmağımı kestikten sonra enkazdan çıktıktan sonra, ekipler tarafından hastaneye kaldırıldım”