Türkiye'nin borç oranı iyi
Abone olHSBC Türkiye CEO'su Martin Spurling, Türkiye'nin büyüme oranların ve AB'nin yaşadığı krizi değerlendirdi.
HSBC Türkiye CEO'su Martin Spurling, Türkiye'nin düşük
borç oranının, ülkenin ekonomik durgunluktan hızla
toparlanabilmesini sağladığını belirterek, Türkiye'nin Avrupa'daki
birçok ülkeye oranla bölgedeki negatif gelişmelerin üstesinden
gelmek için konumunun çok daha sağlam olduğunu
belirtti.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Spurling, Türkiye ekonomisinin
büyüme hızının geçen seneki büyüme oranı olan yüzde 8,5
seviyesinden sert bir şekilde 2-3 oranına gerilemesini beklediğini
dile getirdi.
''Fakat bunun özellikle Türkiye dışındaki istikrarsız çevresel
koşullar hesaba katıldığında çok kötü olmadığını düşünüyorum''
diyen Spurling, ekonominin uzun vadede daha hızlı büyüme
vadetmesine karşın, kısa vadede Avro Bölgesi'ndeki belirsizliklerin
Türkiye'nin büyüme hızını da etkilediğine işaret etti.
''Öngördüğümüz bu keskin yavaşlamanın -ki bence halen yumuşak iniş
olarak görülebilir- en belirgin sebepleri, Avro krizi nedeniyle
zayıflayan sermaye akışı ve Türkiye'deki sıkılaşan para
politikası...'' diyen Spurling, uzun vadede Türkiye'nin ortalama
potansiyel büyüme hızının yüzde 5 oranında olduğu tahmininde
bulundu.
Derinleşen Avro Bölgesi krizinin belirsizlikleri artırdığını
vurgulayan Spurling, Avro krizi, Avrupa bankacılık sisteminin
durumu, petrol fiyatlarındaki ani yükselişler ve risk iştahındaki
ani bozulmaları, Türkiye'nin önünde risk oluşturan faktörler olarak
sıraladı.
Spurling, ''Türkiye'nin para politikasındaki belirsizlik içeride
risk oluşturuyor'' dedi.
Artık çekirdek Avrupa ülkelerinin bile ekonomilerini derinden
etkilemeye başlayan Avro krizinin, Türkiye ekonomisi üzerinde de
ciddi etkileri olabileceğini anlatan Spurling, ''Türkiye'nin
ihracatının yüzde 47'si, ithalatının yüzde 37'si, turizm
gelirlerinin yüzde 35'i ve direk yabancı yatırımın yüzde 76'sı
Avrupa'dan geliyor. Türkiye'nin borçlarının ise yüzde 75'i Avrupa
bankalarından geliyor. Derinleşen Avro Bölgesi krizi Türkiye'nin
ticaret, yatırım, finasman ve iş dünyasını duyarlılığını ve
güvenini etkileyebilir'' değerlendirmesini yaptı.
''Düşük borç oranı toparlanmayı sağlıyor''
Türkiye ekonomisinin yine de pozitif görünüme sahip olduğunu
belirten Spurling, ''Tüm bunlara rağmen, Türkiye'nin hızla büyüyen
bir ekonomisi ve büyüme hızını ateşleyen bir iç tüketimi var.
Türkiye'nin dinamik, gelişmekte olan piyasası uzun vadeli bazı
temel avantajlara sahip. Türkiye genç ve büyüyen bir nüfusa sahip.
Nüfusun ortalama yaşı 28 ve yaklaşık yüzde 60'ı 35 yaşın
altında...'' yorumunda bulundu.
Türkiye'nin demografisinden kaynaklanan avantajların yanı sıra,
borç oranının az olmasının da büyük bir avantaj olduğunu ifade eden
Spurling, ''Türkiye'nin ikinci en önemli yapısal avantajlarından
birisi de düşük borçluluk oranı. Türkiye'de hane halkının gayri
safi milli hasılaya oranla borçluluk oranı sadece yüzde 18
seviyesinde seyrederken, mortgage borçlarının oranı ise yüzde 6
seviyesinde...'' dedi.
Spurling, Türkiye'de kamu ve özel sektör borçluluk oranlarının da
son derece olumlu olduğunun altını çizerek, ''Türkiye'nin düşük
borç oranı ülkenin ekonomik durgunluktan hızla toparlanabilmesini
sağlıyor. Türkiye ekonomisinin diğer bir güçlü yanı ise, sağlam
sermayeli ve sıkı regülasyona tabi bankacılık sektörü'' tespitini
yaptı.
''Türkiye'nin konumu Avrupa'ya göre sağlam''
Avrupa'da mali birlik arayışlarına da değinen Spurling,
''Bazı analistler, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin daha bütünleşmiş
mali politikalar oluşturarak en sonunda mali bir birlik olma
yolunda ilerleyeceğine inanıyor. Bizim görüşümüz Avro'nun uzun
vadede kalacağı yönünde... Fakat bu arada, Avrupa'da rekabet
gücünün kaybolmasına yol açan ekonomik durgunluğun, kemer sıkma
tedbirlerinin uygulanması ile ilişkili zorluklar Avro bölgesinde
risk oluşturmaya devam edecek'' öngörüsünde bulundu.
Spurling, Avro Bölgesi'ndeki risklere rağmen, ''Türkiye'nin
Avrupa'daki birçok ülkeye kıyasla bölgedeki negatif gelişmelerin
üstesinden gelmek için konumu çok daha sağlam'' dedi.
Türkiye ekonomisinin yıl sonu verilerine dair öngörülerini de
paylaşan Spurling, ''Türkiye'nin cari açık oranının yüzde 8,8,
ekonomik büyümesinin ise yüzde 2-3 seviyesinde olacağını
düşünüyorum'' dedi.
Spurling, yıl sonunda Türkiye'de enflasyonunun yüzde 8,3, işsizlik
oranının yüzde 11, dolar/TL paritesinin 1,80, Avro/TL paritesinin
de 2,26 olacağı tahmininde bulundu.
HSBC satın alma planlıyor mu?
Spurling, yakın zamanda Lübnanlı Bank Audi ve Rus Sberbank gibi
dünya devi bankaların Türkiye'de bankacılık sektörüne girişinin
ardından, HSBC'nin de Türkiye'de yeni satın alım planları yapıp
yapmadığı yönündeki soruya ise, şu karşılığı verdi:
''Küresel kriz sonrasında Türkiye'de bankacılık sektöründe
karlılıkta göreceli bir düşüş yaşanmasına rağmen, düşük
penetrasyon, olumlu demografik etkenler ve güçlü regülasyon ortamı,
artan ticaret ve büyüyen ekonomisi sebebiyle bankacılık sektörü
halen son derece çekici.
Bankacılık sektörü son derece iyi bir şekilde regüle ediliyor.
Türkiye bankacılık sektörü ekonomik krizde ne kadar güçlü temellere
sahip olduğunu ispatladı. Biz, Türkiye'nin yatırımlar için
öncelikli ülkelerden olacağının öngörüyoruz. HSBC olarak,
Türkiye'de güçlü bir yerimiz var ve bunu daha da ilerletmek
istiyoruz.''