TÜRKİYE’NİN BAŞKANLIK SİSTEMİNE GEÇMESİ TÜRKİYE’Yİ FEDERAL SİSTEME TAŞIMAZ”
Abone olMarmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, Türkiye’de başkanlık sisteminin federal sisteme zemin hazır...
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, Türkiye’de başkanlık sisteminin federal sisteme zemin hazırlayacağı söylemleri hakkında, “Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesi Türkiye’yi federal sisteme taşımaz” dedi.
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, başkanlık sistemi ve federal sistem tartışmalarını değerlendirdi. “Başkanlık sistemi ile federal bir sistem arasında bir bağ yok” diyen Prof. Bozlağan, “Başkanlık sisteminin, ülkeyi federal yapıya sürükleyeceğini söyleyenler, dünyadaki uygulamaları ya bilmiyorlar ya da değişik kaygılar veya hesaplarla çarpıtıyorlar" şeklinde konuştu.
Almanya, Hindistan ve Pakistan federal bir devlet olmalarına rağmen, başkanlık sistemi ile değil parlamenter sistem ile yönetiliyorlar. Fransa ve Kore üniter bir devlet olmalarına rağmen yarı başkanlık sistemi ile yönetiliyorlar. Bu nedenle, başkanlık sistemi ile federal yapı, parlamenter sistemi ile de üniter yapı arasında doğrudan bir bağ bulunmamakta. Dolayısıyla, Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesi Türkiye’yi federal sisteme taşımaz” diye konuştu.
Başkanlık sistemine neden karşı çıkıldığını belirten Prof. Dr. Recep Bozlağan, “Çünkü, başkanlık sistemine geçiş olduğu zaman birçok siyasi parti pazarlık gücünü kaybedecek. Koalisyonlar üzerinden iktidara gelme, hükümet ortağı olma gücünü kaybedecekler. Dolayısıyla da başkanlık sistemini istemiyorlar. Başkanlık sistemi daha çok büyük partilerin işine yarayan bir sistem. Başkanlık sistemine geçilirse büyük partiler muhtemelen yola devam edecekler. Diğerleri ya küçülecek ya da bütünüyle kaybolacak” dedi.
Bozlağan, “Türkiye’nin asıl ihtiyacı olan siyasî istikrarı sürdürebilmesidir. Bir ülke düşünün ki, 90 yıllık tarihinde 61 farklı hükümetle yönetilmiş olsun. Yani bir hükümetin ortalama ömrü 1,5 yıl bile değil. Böylesi bir ülkede ne ekonomik istikrar ne de sosyal istikrar sağlayabilirsiniz. Bu sebeple, Türkiye’yi siyasî, ekonomik ve sosyal istikrara kavuşturacak hükümet sistemleri üzerinde ciddiyetle durulması ve konunun ön yargısız bir şekilde tartışılarak, ülkenin ihtiyacına uygun demokratik bir sistemin kurulması elzemdir. Bu ise, siyasî partilerin menfaatlerinden çok daha önemlidir” şeklinde konuştu.
(İHA)