Türkiye'nin asıl zenginliği bu!
Abone olBurdur Gölü ve çevresinde yapılan bitki örtüsü araştırmasının sonuçları Türkiye'nin bitki örtüsü zenginliğini bir kez daha ortaya koydu
Türkiye'nin önemli göllerinden birisi olan Burdur Gölü'nün çevresinin bugüne kadar geniş kapsamlı olarak yapılmamış olan bitki çeşitliliği araştırması ilk kez gerçekleştirildi.
Burdur Gölü çevresinin floristik araştırması 2009-2011 yılları arasında Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Neslihan ERDOĞAN danışmanlığında yüksek lisans öğrencisi Abdullah Çetin tarafından yüksek lisans tezi olarak hazırlandı.
Hazırlanan tezde, ülkemizin bitki çeşitliliği son yapılan çalışmaların da değerlendirilmesi ile yaklaşık 11 bin 525 bitki çeşidinin ve bunların yaklaşık 4 bin 225 tanesinin ülkemize özgü olduğu kayıtlara geçirildi.
Üstelik bu rakam ülkemiz yüzölçümünün yaklaşık 15 katı büyüklükte olan Avrupa kıtasının bile 12 bin bitki çeşidi olmasıyla yıkaslanınca Türkiye'deki bitki zenginliği de yeniden tescillenmiş oldu.
1. DERECE DOĞAL SİT ALANI
Burdur Gölü ve çevresi ulusal ve uluslararası anlaşmalar nezdinde 1. Derece Doğal Sit Alanı, Yaban Hayatı Koruma Sahası, Ekolojik Etkilenme Bölgesi ve Ramsar Alanı olarak büyük öneme sahip bir sulak alan olduğu ayrıca Natura 2000 Korunan Alanlar Ekolojik Ağı kapsamında ülkemizdeki iki pilot bölgeden birisi olarak tespit edildiği belirtildi.
49 TANESİ ENDEMİK BİTKİ
Burdur Gölü çevresinde toplam 465 bitki çeşidinin tespit edildiği ve bunlardan 49'unun endemik olduğu ortaya kondu. Endemik türler içerisindeki bazı bitkilerin Dünya'da sadece Burdur Gölü çevresinde olduğu veya ülkemizde tek bir yerde olan bitkilerin ikinci kez Burdur Gölü çevresinde de var olduğu tespit edildi. Alanın uluslararası anlaşmalarla korunuyor olmasına rağmen bilgisizlik ve bilinçsiz tahribat nedeniyle bu bitkilerin soyu tükenme tehlikesi altında olduğu ve korunması gerektiği önemle vurgulandı.
KAYNAKLARDA YANLIŞ BİLGİLER VAR
Ayrıca Burdur Gölü çevresinde var olduğu belirtilen bitkilerin birçoğunun kaynaklarda yanlış yazıldığı, alanda bölgemize özgü olmayan bitkilerin dikilmesi vb. gibi benzer durumların gölün ve çevresinin geleceğine zarar vereceği ve Burdur Gölü'nün birincil amacının turizm olmadığını, hiçbir amacın ekolojik amaçların önüne geçmemesi ve de öncelikli amacın biyoçeşitliliğin korunması olması gerektiğini önemle vurguladı. Burdur Gölü deyince dikkuyrukların akla gelmesinin yanında sadece Burdur Gölü çevresine özgü, başka yerde olmayan bitkilerin de olduğu belirlendi.
Çetin; ayrıca Burdur Gölü çevresinde yapılacak her türlü araştırmanın uzman kişiler ile birlikte yapılması gerektiği ve de en kısa zamanda Burdur Gölü ve çevresinde geniş kapsamlı bilimsel bir araştırmanın ilgili tüm kuruluşlarca da en kısa zamanda ciddi olarak desteklenerek yapılmasının çok önemli olduğunu kaydetti. Burdur gölü çevresinde floristik çalışmaların daha sonraki yıllarda Yrd. Doç. Dr. Neslihan Erdoğan, Yrd. Doç. Dr. Hasan GENÇ ve alanında uzman diğer bilim insanları ile birlikte devam etmeyi düşündüğünü belirterek araştırmanın yapılması esnasında başta Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi olmak üzere alanında uzman tüm bilim insanlarına teşekkür etti.