Türkiye'nin altında servet yatıyor
Abone olTÜGİAD, enerji raporundan sonra maden raporunu basın toplantısıyla açıkladı. İşte raporun ayrıntıları..
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) tarafından hazırlanan
maden raporunda, Türkiye'nin yeraltı kaynaklarının 2.2 trilyon
dolarlık bir değere sahip olduğu belirtilerek, maden gelirleri ile
iç ve dış borçların ödenebileceği bildirildi. TÜGİAD, enerji
raporundan sonra maden raporunu basın toplantısıyla açıkladı.
Danışmanlığını Maden Yüksek Mühendisi ve Yurt Madenciliğini
Geliştirme Vakfı Eğitim ve Araştırma Koordinatörü Lütfi Çallı'nın
yaptığı rapor, ''Türkiye'nin Maden Gerçeği'' başlığını taşıyor.
TÜGİAD Başkanı Hayati Kaya tarafından sunumu yapılan raporda, maden
kaynaklarının üretiminin kamu sektörü tarafından üstlenildiği ve bu
görevin bir süre başarı ile götürüldüğü ifade edildi. Zaman içinde
olması gerekenin, oluşan bu altyapıda özel girişimcinin üzerine
düşen görev üstlenmesi olduğu kaydedilen raporda, bunun tam
anlamıyla gerçekleşemediği belirtilerek, şu görüşler dile
getirildi: ''Bir süre başarı ile yürütülen kamu sektörü
madenciliği, kendi kapalı kutusu içinde üretim dinamiklerini
geliştirememiş, üretim-maliyet ilişkisini oluşturamamıştır. AR-GE
çalışmalarında geri kalarak, madenlerde entegrasyonu, uç ürünlere
gidişi ve üretim çeşitliliğini sağlayamayarak sadece hammadde
üretimi yapar halde kalmıştır. Bunun sonucu olarak madencilik
sektörünün metalürji, kimya ve diğer sektörlerle entegrasyonu
olması gereken düzeyde değildir.'' Ülkelerin kalkınma ve ekonomik
gelişiminde önemli yeri olan madencilik ve entegre üretim sanayinin
en büyük katma değeri yarattığı belirtilen raporda, gelişmiş
ülkelerde halen GSMH'de madenciliğin payının ABD'de yüzde 5,
Federal Almanya'da yüzde 4, Kanada'da yüzde 3.7, Avustralya'da
yüzde 6.5 ve Türkiye'de yüzde 1.2 olduğu kaydedildi. Raporda,
Türkiye'de bu seviyenin yüzde 5'lere çekilmesi gerektiği
vurgulandı. 2.2 TRİLYON DOLAR DEĞERİNDE YERALTI KAYNAĞI TÜGİAD
raporunda, Türkiye'nin dünya madenciliğinde bor tuzları, krom,
manyezit, pomza, mermer ihracatçısı, buna karşılık taş kömürü,
demir, fosfat, linyit ve asbest ithalatçısı bir ülke olduğuna
değinilerek, Türkiye'nin toplam maden ihracatının yüzde 75'ini bor
tuzları ve türevleri ile mermer, krom ve endüstriyel minarellerden
sağlandığı belirtildi. Türkiye'nin yeraltı kaynağı açısından 2.2
trilyon dolarlık bir değere sahip olduğu bildirilen raporda, şunlar
kaydedildi: ''Türkiye günümüzde yılda 3 milyar dolar değerinde
maden ürünü üretebilmektedir. Dünya ortalamasına göre bu miktarın
7.5 milyar dolar civarında olması gerekir. Bu düşüklüğün nedeni,
madenciliğin ve öneminin gerek kamuoyu ve gerekse ülke yönetimi
kademelerince yeterince kavranamamış olmasıdır. Yine bu kaynakların
harekete geçirilmesi ve sürdürülebilir kalkınma hızının yüzde 6'da
tutulması halinde ve 10 yıl içinde 8 milyar dolarlık bir yatırımla
62 milyar dolarlık bir üretim değeri elde edilebilir. Aynı
koşulların sürdürülebilmesi ve vizyon 2023 hedefleri doğrultusunda,
ikinci 10 yılda yapılacak 22 milyar dolarlık bir yatırımla bu
üretim değeri 216 milyar dolara çıkacaktır. Uç ürünlere gidilerek
bu değerin 400 milyar dolara çıkması mümkündür.'' Son zamanlarda
kaynaklarla ilgili olumlu olumsuz tartışmalar başlarken, bir
taraftan da yerli ve yabancı birçok girişimcinin arama ve
araştırmalara, yatırımlara başladığı ve belirli bir miktar yatırımı
gerçekleştirdiği kaydedilen raporda, ''Yatırımların devamının
gelmesiyle kaynaklar devreye girecek, ekonomi düzlüğe çıkacaktır.
Başımızda sürekli sallanan iç ve dış borç derdinden kısa sürede
kurtulmak mümkün olacaktır. Maden gelirlerimiz ile iç ve dış
borçlarımızı ödeyebiliriz'' görüşü dile getirildi.