Türkiye'nin AB yolculuğunda eğitim
Abone olEğitim Sen Genel Başkanı Dinçer: 'AB trenine yetişmak için hızlandırılarak hazırlanmış yeni müfredatla, şimdiden tern kazaları yaşanmaya başlandı. '
Emine Dalfidan - Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer,
''Hangi Avrupa ülkesinde bu kadar çok dershane var, hangi Avrupa
ülkesinde 1500 öğrenciye bir rehber öğretmen düşüyor'' dedi.
Dinçer, Avrupa ülkelerinin eğitime büyük ödenekler ayırmasına
karşın, Türkiye'de ödeneğin yetersiz olduğunu vurguladı. ''(Türk
eğitim sistemi AB'ye hazır mı) diye sorduğumuzda, sorunun cevabı
'kral çıplak'tır. Hazır olmadığı apaçık ortadadır'' diyen Dinçer,
şu görüşleri savundu: ''O ülkelerde sistemin kendi içinde
demokratik bir işleyişi var
ama Türkiye'de böyle bir işleyiş yok. Eğitim sistemi hala 12
Eylül'ün
ruhunu taşıyor.
Müfredat konusunu ele alalım: AB trenine yetişmek için
hızlandırılarak hazırlanmış yeni ilköğretim müfredatıyla şimdiden
tren kazaları yaşanmaya başlandı. Konular, resimler bile onlardan
kopyalanmış. Hem de bu kopya çok kötü bir kopyadır. Bu sistemi
artık onlar terk etmek üzereler.
Müfredat değişikliğinin, AB'ye uyum süreciyle bağlantılı olarak
yapıldığı iddia ediliyor, ancak ben bu değişikliğin, AB'nin
proje
kredilerini kullanmak amacıyla yapıldığını düşünüyorum.
Türkiye'de
fiziki altyapı donanımı yok denecek kadar az. Bu, yeni
müfredatın
uygulanmasında da sıkıntılar ortaya koyacak. Öğretmenler yeni
müfredat
için hazır değil, yeterli hizmetiçi eğitim almamışlar. Okulların
laboratuvar, kütüphane eksiği var. Öğrenciler rehberlik hizmetinden
yoksun.
AB'nin hiçbir ülkesinde birleştirilmiş sınıflarda eğitim, ikili
eğitim yoktur. Hangi Avrupa ülkesinde 90 kişilik sınıf var. Avrupa
ülkelerinin hiçbirinde okula kayıt yaptırırken velilerden 'haraç'
alınmıyor. Onlarda sistem kurumsallaşmış. Tabii ki onların da
sorunları var ama çözümü zorlaştırmıyorlar. Hangi Avrupa ülkesinde
bu kadar çok dershane var, hangi Avrupa ülkesinde 1500 öğrenciye
bir rehber öğretmen düşüyor? Bizde sistem tamamen sınav sistemine
odaklanmış. Bu da Türkiye'deki eğitim sisteminin açmazının başında
yer alıyor. Evrim teorisini ders
kitaplarından çıkaran bir zihniyet nasıl çağdaş olabilir? Eğitime
yön
veren kafalar, 100 yıl geri kalmış kafalar.
Avrupa ülkelerinin eğitim sistemi gelişmiş. Bunu o ülkelerin
eğitim sistemlerine özenti duyduğum için söylemiyorum. Türkiye'de
geri
kalmışlık sorunu var. O ülkelerin eğitime ayırdıkları pay,
askeri
harcamaların önünde. Bilim ve teknolojideki gelişmelerin bu
kadar
başdöndürücü hızla yaşandığı bir dönemde, o ülkelerdeki
standartlara
yaklaşmayı başarmak bile önemli.''
''HİZMETİÇİ EĞİTİM GEREKLİ''
Özel Okullar Derneği Başkanı Rüstem Eyüboğlu ise ''Türkiye'nin
eğitim sisteminin, program yönünden AB ülkelerinden ileri
olduğunu''
savundu.
Haftalık ders saatlerinin sayısının, AB ülkelerine göre 5-10
saat
fazla olduğunu, okulların açılış tarihlerinin AB ülkeleri ile
uyum
sağladığını belirten Eyüboğlu, görüşlerini şöyle dile getirdi:
''Özel okullara baktığımızda, eğitim-öğretimin kalitesi de AB
ülkelerindekinden önde. Resmi okullara baktığımızda ise
okullaşma
oranı biraz az. Sınıflarımız, büyük şehirlerde biraz kalabalık
ama
Türkiye genelinde öyle değil.
600 bin kişilik bir öğretmen ordumuz var ama öğretmene
hizmetiçi
eğitim vermede pek başarılı değiliz. Öğretmenlerimizi hizmetiçi
eğitimden biraz daha fazla geçirirsek, büyük şehirlerdeki
sınıfların
öğrenci sayılarını 30'un altında tutarsak, öğretmenlerin özlük
haklarında iyileştirmeler yaparsak, insanca yaşama koşulları
sağlarsak, AB ülkelerinden daha da ilerde olacağız. Özel
okullarımız
bu saydıklarımın hepsini yerine getirdiklerinden dolayı AB
ülkelerinden ileride.''