Türkiyenin 50 senesi kaldı!
Abone olUzmanlar, küresel ısınmanın olası etkilerini anlattı, Konya'daki kum fırtınalarına dikkat çekti. İşte senaryolar...
Küresel ısınmanın, Türkiye’yi yakın yıllarda ciddi oranda bitki
ve hayvan türünün yok olması, gelecek 50 yılda ise çölleşme
tehlikesiyle karşı karşıya bırakacağı bildirildi.
Şehirleşme, yanlış arazi kullanımı ve doğal habitatlar üzerindeki
baskıların, son 20 yıl içinde 13 bitki türünü tamamen yok ettiği,
baskıların devam etmesi durumunda ise önümüzdeki 10 yıl içinde bin
500’e yakın bitki türünün tehdit altına gireceği kaydedildi. Hayvan
türlerinin de aynı tehlike ile karşı karşıya bulunduğu, Anadolu
parsı, çizgili sırtlan ve Akdeniz fokunun yok olma tehlikesi
bulunan türlerden bazıları olduğu bildirildi.
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Ekoloji ve Çevre Biyolojisi
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Latif Kurt, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, doğada her canlının yaşam zincirinin bir
halkası olduğunu kaydetti. Kurt, "Türlerin ve genetik
çeşitliliklerin yok edilmesi, doğanın kısır ve kırılgan bir yapıya
bürünmesi, insan dahil diğer canlı türlerinin yaşamlarının
tehlikeye girmesi anlamına geliyor" dedi. Kurt, "Dünya nüfusunun
katlanacağını hepimiz biliyoruz.
Bunu durdurmanın ilk ve en etkin yolu, nüfus artışını kontrol
altına almak olmalı. Asıl olan, sürdürülebilir kalkınma yerine,
sürdürülebilir yaşam ilkesidir" dedi.
Her ülkenin ekonomik, kültürel ve biyolojik olmak üzere üç tür
zenginliği olduğunu ifade eden Kurt, "Biyolojik zenginlik açısından
dünyanın en önemli bölgesinde bulunuyoruz. Ancak biz bu
zenginliğimizin farkında değiliz" diye konuştu.
"CANLILAR ISINMAYA AYAK UYDURAMAZ"
Kurt, yaşam kuşaklarının kaymasının, canlı türlerini zora
sokacağını, bunun sonucunda meydana gelecek değişikliklere, birçok
canlı türünün ayak uyduramayacağını ve yok olacağını söyledi. Kurt,
şunları kaydetti:
"Zira canlılar için elli, yüz yıllık periyotlar çok kısadır.
Canlılar ancak yüzbinlerle, milyonlarla ifade edilen süreçlerdeki
değişikliklere uyum sağlayabilirler. Asırlarla ifade edilen ani
değişimler, bitki ve hayvan türlerini tehdit etmekte ve canlılık,
küresel bir yok oluşla karşı karşıya kalmaktadır.
Nitekim, birçok canlı türü yok olmuş ve birçoğu da yok olma
tehdidiyle karşı karşıyadır. Özellikle biz insanlarla benzer
ekolojik isteklere sahip olan memeli türlerindeki yok oluş, insan
nesli için de tehlike çanlarını gündeme getirmektedir."
"BİN 500’E YAKIN TÜR TEHDİT ALTINDA"
Eski SSCB Devlet Başkanı Michael Gorbaçov’un "21. yüzyılda ulusları
bekleyen en önemli tehdit, askeri olmaktan çok ekolojik felaketler
olacaktır" sözünü hatırlatan Kurt, Gorbaçov’un bu görüşünde
yanılmadığını söyledi. Kurt, şunları kaydetti:
"13 bitki türünün nesilleri tükenmiştir ve bin 500’e yakın tür, 10
yıl içinde yok olma tehdidi altındadır. 843 tür çok yüksek risk,
181 tür ise doğada çok kısa bir sürede yok olma tehlikesi ile karşı
karşıya. Aynı yok oluş hayvanlarda da görülüyor. Herkesin bildiği
gibi Anadolu Parsımız vardı. En son 1970’lerde gözlendi. Maalesef,
parsı bugün Anadolu’da gören yok. Tamamen yok olduğu
düşünülüyor. Bunun gibi, çizgili sırtlan, Akdeniz foku, Karakulak
gibi bazı hayvan türleri üzerinde de yakın gelecekte bir yok oluş
bekleniyor."
KONYA’DAKİ KUM FIRTINALARI
Türkiye’yi çölleşmenin beklediğini savunan Kurt, "Bizim güneyimizde
bir çöl kuşağı var. Küresel ısınmayla dünyadaki yaşam kuşakları yer
değiştirecek ve Türkiye, güneydeki çöl kuşağının etkisine girerek
tamamen çölleşecek. Önümüzdeki 50 yıl içerisinde bu durum
bekleniyor" dedi.
Konya’da geçen hafta yaşanan kum fırtınasının, bunun bir göstergesi
olduğunu vurgulayan Kurt, şunları söyledi:
"Aynı şekilde bizim güneyimizdeki Irak ve Suriye çöllerinden kalkan
kum fırtınalarının Gaziantep, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa gibi
güneydeki illerimizi zaman zaman etkisi altına aldığını görüyoruz.
Bütün bunlar çöllerin kuzeye doğru ilerlemekte olduğunun ve bizim
çölleşmeye doğru gittiğimizin bir göstergesidir.
Zira, Anadolu çölleşmeye çok müsait olup, bu durum geçmişte de
Konya Karapınar çevresinde yaşanmıştır. Konya Karapınar’da yaşayan
insanlar sabah kalktıklarında kapı önlerinin kum yığınlarıyla
kaplandığını görmüşler ve bu nedenle yöreden büyük bir göç
yaşanmıştır."
KÜRESEL ISINMA DOĞAL PERİYOT DEĞİL
Dünyanın 4,5 milyar yaşında olduğunu belirten Kurt, dünya iklimleri
üzerinde etkileri olan bir takım doğal süreçlerin bulunduğunu
belirtti. Kurt, "Örneğin, dünyanın 93 bin yılda bir kutuplardan
basıklaşması, 23 bin yılda bir güneş yörüngesinden sapması ve bin
yılda bir de kuraklaşması söz konusudur. Bunlar doğal süreçler iken
günümüzde yaşanan küresel ısınma ve kuraklık ise bu doğal
periyotlardan tamamen bağımsız ve insan kaynaklıdır" diye
konuştu.
Kurt, değişik jeolojik dönemlerde, dünyada gözlenen volkanik
faaliyetlerin dünya iklimleri üzerinde etkisinin bulunduğunu ancak
günümüzde aşırı volkanik herhangi bir faaliyet olmamasına rağmen
dünyanın ısınmaya devam ettiğini söyledi.
"TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞMELİ"
Küresel ısınmanın nedenlerinden birisinin de tüketim alışkanlıkları
olduğuna işaret eden Kurt, "Çılgınca, fütursuzca tüketiyoruz. ’Ne
kadar tüketirsen o kadar insansın ya da yaşam kaliten o kadar
yüksek’ diye insanlar aldatıldı.
Kalkınma çabaları veya bir takım uluslararası şirketler, kar amaçlı
olarak toplumları tüketime yönlendirdi. Bu gidişata dur demek için
hepimiz bir takım alışkanlıklarımızdan vazgeçeceğiz. Bir takım
şeylerden taviz vereceğiz" dedi.
Tüketicinin yönelişlerinin, uluslararası tröstleri çevreye dost
olan ürünleri üretmeye zorlayacağını belirten Doç. Dr. Latif Kurt,
"Fosil yakıtların kullanımını düşürmek gerekiyor. Toplu taşımaya
yönelmek, yürüme alışkanlığını geliştirmek ya da bisiklete binmeye
insanları alıştırmak gerekiyor. Bunların sağlık açısından yararları
da vurgulanmalı" dedi.