'Türkiye'den vazgeçemeyiz'
Abone olSchröder, "Türkiye'nin kriterleri yerine getirdiği takdirde, tam üyelik için müzakerelere başlanması gerekir" dedi.
Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Rotterdam Erasmus
Üniversitesi'nde 20. İş Dünyası Haftası'nın açılışı münasebetiyle
yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği Anayasası'nın önemine ve AB'nin
genişleme sürecine değindi. 2004 yılı sonunda Türkiye'nin AB
üyeliği hakkında müzakerelere başlanıp başlanılmayacağı konusunda
karar verileceğini hatırlatan Schröder, "Şubat ayında Ankara gezim
esnasında, Başbakan Erdoğan hükümetiyle Türkiye'de büyük gelişmeler
yaşandığına şahit oldum. Tabii ki bazı konular henüz kağıt üzerinde
ve hayata geçirilmesi lazım. Ancak unutmayalım ki, AB 1963 yılında
Türkiye'ye üyelik için ümit vermiştir. Ve bu zamandan sonra birçok
defa Türkiye'ye, Türkiye'nin de diğer aday ülkeler gibi muamele
göreceği sözü verilmiştir" dedi. Başbakan Schröder, Türkiye'nin
Kopenhag kriterlerini yerine getirdiği takdirde, tam üyelik
hakkında müzakerelere başlanması gerektiğini ifade ederek,
"Müzakerelere başlanmaması halinde, Türkiye'deki reform gücünü ve
şevkini zayıflatmış oluruz. Türkiye Müslüman bir ülke olmasına
rağmen, istikrar ve güvenlik açısından Avrupa için vazgeçilmezdir"
diye konuştu. Başbakan Schröder, 2007 yılında Bulgaristan ve
Romanya'nın da Avrupa Birliği'ne üye olması hedefini desteklediğini
açıkladı. Bu arada, AB'nin büyümesinin tarihi bir fırsat olduğunu
söyleyen Başbakan Gerhard Schröder, 1 Mayıs'ta gerçekleşecek
genişlemenin önemine dikkat çekti. Schröder, ''Doğu Avrupa'da henüz
1989 yılına kadar diktatörlük, baskı, dikenli tel ve 'Vur' emri
vardı. Günümüzde ise, Avrupa'yı sadece ekonomik açıdan değil siyasi
açıdan da birleştirme şansına sahibiz. AB'nin genişlemesi tarihi
bir fırsat. Bundan içtenlikle istifade etmeliyiz'' şeklinde
konuştu. Almanya ve diğer bazı AB ülkelerindeki genişlemeden
kaynaklanan endişeleri anladığını ifade eden Schröder, özellikle
büyük göç endişesi bulunduğunu, bu nedenle de yeni üye olacak
ülkeler ile serbest dolaşım konusunda belirli bir geçiş süresini
karara bağladıklarını anımsattı. Almanya'nın bu tarihi
sorumluluğunun bilincinde olduğunu kaydeden Schröder, ''Genişleme,
kararlı tutumumuz olmadan bu kadar çabuk gerçekleşemezdi. Bunu bir
parça gururla söyleyebilirim. Bunun için kararlı şekilde mücadele
ettik. AB'nin hareket yeteneğini koruyabilmesi için, bundan sonra
da çabalarımızı sürdüreceğiz. Bu 25 ya da 27 üyeli bir AB için de
geçerli'' ifadelerini kullandı. AB'nin hareket yeteneğinin,
saydamlığının ve demokrasisinin korunabilmesi için Avrupa
Anayasası'nın kabul edilmesinin önemine değinen Schröder, buna önem
verilmesini istedi. Schröder ayrıca, Hollanda Kraliçesi Beatrix ve
Başbakan Balkenende ile görüşmelerde bulundu.