Türkiye'den Salih Müslim'e El Nusra sözü
Abone olSürpriz bir şekilde İstanbul'a gelen PYD lideri Salih Müslim ile yapılan görüşmenin ayrıntıları ortaya çıktı.
Türk yetkililerin kendilerine El Nusra'nın Türkiye'nin
ve Ortadoğu'nun düşmanı olduğunu söylediğini belirten Salih Müslim,
Türkiye'nin El Nusra'nın Türkiye topraklarından sınırı geçmelerine
engel olacağı sözünü verdiğini açıkladı.
Sürpriz bir şekilde Türkiye ’ye gelen Demoratik Birlik Partisi
(PYD) Eşbaşkanı Salih Müslim, gazeteci Mutlu Çiviroğlu’nun Radikal
için yaptığı röportajda sürpriz Türkiye ziyaretini anlattı.
HÜKÜMET DEĞİL SİVİL OLUŞUM
“Rojava’da, Batı Kürdistan’da süregelen çatışmalar var. Geçici
yönetimin kurulması konusunu konuştuk ve anlaştık. Bölgede
insanların ihtiyaçlarını karşılamak için sivil bir oluşumdan
bahsettiğimizi ifade ettik. Yani bunun hükümet falan olmadığını,
ayrıca ayrılık anlamına da gelmediğini kendilerine söyledik. Türk
yetkililerine bunları anlattık” diyen Salih Müslim, soruları
yanıtladı.
Türkiye’ye PYD Eşbaşkanı olarak ilk kez resmi olarak davet
edildiniz. Ziyareti nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ziyaretimiz Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın isteği ile oldu. Daha
önce çeşitli yollarla görüşmelerimiz olmuştu. Ama Dışişleri
Bakanlığı yetkilileri ilk defa görüşmenin İstanbul ’da olmasını
istediler. Biz de bu daveti kabul ettik ve gittik, görüştük.
Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey sorumluları ile görüştük. Bu iyi
oldu, kapının açılması anlamına geliyor. Türkiye’nin siyasetinde
bir değişiklik olmuş. Bize göre bu ziyaret çok olumlu. Karşılıklı
olarak birbirimizi anlayarak görüşmemiz son derece iyi bir
adım.
TÜRK TARAFI OLUMLU YAKLAŞTI
Türkiyeli yetkililerle hangi konularda görüşmeleriniz oldu,
sizden ne tür isteklerde bulundular? Sizin PYD olarak ya da Suriye
Kürtleri olarak istekleriniz oldu mu?
Belli başlı konular vardı. Rojava’da, Batı Kürdistan’da süregelen
çatışmalar var. Geçici yönetimin kurulması konusunu konuştuk ve
anlaştık. Tarafların bunu yanlış anlaşıldığını söyledik
kendilerine. Bölgede insanların ihtiyaçlarını karşılamak
için sivil bir oluşumdan bahsettiğimizi ifade ettik. Yani bunun
hükümet falan olmadığını, ayrıca ayrılık anlamına da gelmediğini
kendilerine söyledik. Türk yetkililerine bunları anlattık. Onlar da
bizi anladı. Dediklerimizi kabul ettiler. Bir boşluğun olmaması
gerektiğini, Rojava halkının ihtiyaçlarının karşılanması için
böylesi bir sivil yönetimin kurulması gerektiğini anlattık,
konuştuk. Bu oluşumun, toplumun tüm kesimlerini içine alacak
şekilde yani Kürtlerden, Araplardan, Süryanilerden, Türkmenlerden,
her kesimin katılımıyla olmasını istediğimizi bildirdik. Bunun da
daha tartışma sürecinde olduğunu belirtik. Kendileri de olumlu
yaklaştı, kabul ettiler. Bunun ayrılık anlamına gelmediğini
söyledik. Bir de devam eden çatışmalar var biliyorsunuz Nusra ile.
O konudan konuştuk. Onlar da bize “Nusra sadece sizin düşmanınız
değil, tüm Ortadoğu ’nun ve bizim de düşmanımızdır” dediler. Biz de
kendilerine, “Nusra sizin topraklarınızdan bizim tarafa geçiyor”
dedik. Onlar da bu konuda önlem almak için söz verdiler. Bakalım
artık. Ayrıca Rojava halkına yönelik insanı yardım meselesini
konuştuk kendileriyle. Biliyorsunuz Afrin bölgesinde ve
Kobane’de çok ciddi anlamda gıda ve ilaç sıkıntısı yaşanıyor. Bir
de Suriye muhalefetinin durumu var. Eğer koalisyonla bir yakınlaşma
olursa bize yardımcı olacaklarını söylediler. Görüşmelerimiz bu
çerçevedeydi.
TÜRKİYE'NİN BAYRAK HASSASİYETİ
Siz bu durumda Suriye muhalefetinin Kürtlere karşı
tutumunda değişiklik bekliyorsunuz, öyle değil mi?
Onlar şu ana kadar Kürtleri kabul etmiyordu. Sanırım bundan sonra
yani Ahmed Cabra’nın başkan seçilmesi ile birlikte, Kürtleri Kürt
Yüksek Konseyi (DBK) adı altında kabul edebilirler.
Serekaniye’deki Kürt Yüksek Konseyi bayrağının sizin gidişinizden
sonra ‘iyiniyet’ göstergesi olarak DBK bayrağıyla değiştirilmesi
konusu var.
Evet, Türkiye’nin hassasiyetini göz önünde bulundurarak DBK bayrağı
ile değiştirdik. YPG orayı Nusra’dan aldığı için kendi bayrağını
asmıştı ama orası şimdi Yüksek Konsey’in denetiminde.
Türk basınında İmralı’ya gidip Öcalan ile görüştüğünüz
haberleri çıktı. Öyle bir görüşmeniz oldu mu?
Hayır olmadı. Ancak öyle bir şey olursa çok iyi olur tabii ki!
Amerikan basınında sizin güçlerinizin Cihad isteyen
gruplarla savaştığı sıkça yazılıyor. Bazı uzmanlar Türkiye
ziyaretinizin, Amerikan hükümetinin baskısıyla olduğunu iddia
ediyor. Washington’a gitme niyetiniz ya da öyle bir olasılık var
mı?
Şunu açıkça söyleyeyim. Ortadoğu’da El Nusra Cephesi ile sadece
Kürtler savaşıyor, başkası yok. Şimdi biz bu savaşı da kendimiz
için yapıyoruz. Yani başkasının hatırı için değil. Bu da çok
normaldir. Demokrasiyi savunan güçlerin yanımızda olması
gerekmektedir. Amerika’nın Türkiye ile ilişki kurmamızı sağladığı
yönünde bir bilgiye sahip değiliz. Yani kim istedi bilmiyoruz.
Yalnız şunu biliyoruz, “Türkiye istedi, biz de gittik görüştük”.
Amerika istiyorsa onlarla da görüşmeye gidebiliriz. Hatta onların
El Nusra’ya karşı bize bu desteği vermesi gerekiyor. İki kez vize
istedim vermediler. Zaten ben de bunları konuşmak için gitmek
istedim. Eğer isterlerse gidip onlarla da konuşabiliriz.
Verdiğiniz bir mülakatta Suriye rejimi için “Rejim
kesinlikle değişmeli ve Kürtlerin de bir statüye kavuşması gerekir”
demişsiniz. Doğru mu?
Evet doğrudur. Artık Suriye o eski günlerine dönemez. Rejim
muhakkak değişecektir. Rejim gidecektir ve yeni bir Suriye
oluşacaktır. Ya da demokratik herkesi tanıyan, herkesin kendini
ifade ettiği bir Suriye olacaktır. Muhakkak Kürtlerin de bir
garantisi olacaktır. Kürtlerin hakları anayasal garanti altına
alınacaktır.
Önceki görüşmelerimizde İstanbul’u çok özlediğinizi
söylemiştiniz. Nasıl buldunuz?
Vallahi çok değişmiş. Sanki başka bir şehre gitmişim gibi
hissetim.