Türkiye’den Gazze’ye doktor gönderilecek mi?
Abone olSağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Gazze’ye Türkiye’den doktor gönderilmesine ilişkin, "Oraya gidecek doktorlarımız bizim doktor açığımıza n...
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Gazze’ye Türkiye’den doktor
gönderilmesine ilişkin, "Oraya gidecek doktorlarımız bizim doktor
açığımıza negatif bir etkisi olmaz. STK ve yeryüzü doktorları bu
anlamda güçlü bir kampanya yapabilirler. Biz de ona destek
verebiliriz" dedi.
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, sağlık muhabirleri ve gazetecilerle
iftarda bir araya geldi. Rixos Otel’de gerçekleşen iftarda konuşan
Müezzinoğlu, son 12 yılda sağlıkta dönüşüm yaşandığını anlatarak,
"Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı yasa tasarı genel kurula
indi. Yoğun bir gayretle yasalaştırma arzumuz olmasına rağmen
Meclisin olağanüstü yoğunluğu nedeniyle Eylül Ekim ayına ertelendi.
İnanıyorum ki Eylül Ekim ayı gibi de bu tasarımımızı
kanunlaştıracağız. Sağlık Enstitüleri Başkanlığı ile arzu ettiğimiz
sağlık üretiminde Türkiye’nin artık üretken bir noktaya gelmesi,
dünyanın gelişmiş ülkelerindeki üretimlere Türkiye’nin de katkı
sağlamasını amaçlıyoruz" diye konuştu.
Sağlık Enstitüleri Başkanlığı adı altında 6 enstitünün önümüzdeki 3
yıl içinde kurulmasını hedeflediklerini kaydeden Müezzinoğlu,
"Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesini kurmayı amaçlıyoruz.
Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesiyle 59 tane aktif durumda
eğitim araştırma hastanemiz var. Uzman yetiştiren bu eğitim
araştırma hastanelerimizin dinamiklerini çok daha güçlü hale
getirmeyi arzu ediyoruz. Bakanlığın Sağlık Politikalar Kurulunu
önümüzdeki 1 ayın içinde aktif ve vizyonel bir konuma taşımayı
düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Müezzinoğlu, bir gazetecinin
uyuşturucu madde olan bonzaiyle ilgili emniyetin ölümlerin iki yıl
içerisinde artış göstereceğine dair raporuyla ilgili sorması
üzerine, bonzainin uyuşturucuyla mücadele olarak kamuoyuna
yansıtılması gerektiğini ve toplumun algısında sempatiklik
oluşturulması gerektiğine vurgu yaptı. Müezzinoğlu, şunları
kaydetti:
"Uyuşturucu ile ilgili mücadelede geçtiğimiz pazartesi günü 6 bakan
arkadaşımızla bir toplantı yaptık. Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanımız, Adalet Bakanımız, Gençlik ve Spor Bakanımız, Milli
Eğitim Bakanımız, İçişleri Bakanımız ve benim olduğum bir toplantı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızı da ilave ettik. 7 bakanlık
ve TBMM Sağlık Komisyon Başkanımız da yine o toplantıda vardı.
Aldığımız karar ilgili müsteşar yardımcılarını yetkilendirdik. Bir
hafta sürecince her bakanlık kendi dinamikleriyle ne yapıyor, bir
bütün olarak da zayıf halkaların nerelerini görüyor, bu
değerlendirmelerini yapsınlar dedik. Bu akşamda yine bu müsteşar
yardımcısı görevli arkadaşlarımızla bu toplantıdan sonra yine
Sağlık Komisyon Başkanımızın da olduğu toplantıya geçeceğiz.
Buradan yeni bir yol haritası ve bir planlamanın çalışmalarını ümit
ediyorum 10-15 gün içinde bitiririz. Uyuşturucuyla mücadeleyi çok
konuşmaktan ziyade güçlü bir yol, haritası ile mücadeleyi gerek
hükümet, gerekse kamuoyunun duyarlılığıyla güçlü bir şekilde
götürmemiz lazım. Burada önleyici tedbirleri güçlü alamazsak
rehabilitasyon kısmındaki yük her geçen gün artar. Önce koruyucu ve
önleyici tedbirleri güçlü almanın yol haritasını belirleyip, sonra
Sağlık Bakanlığı olarak AMATEM’ler oradaki dinamikleri daha güçlü
hale getirmeyi ama ondan sonraki 10-15 günlük işte dönem de çok
hassas. Önemli olan bu maddeyle muhataplığı minimuma indirebilmek.
Muhatap olanlara sahip çıkmak ve yeniden onunla muhtaplığını yalnız
tedaviyle değil, sosyal yaşamın içine güçlü bir şekilde onları
katabilmekle ilgili güçlü bir yol haritası üzerinde çalışıyoruz.
Biz hiçbir insanımızı ve gencimizi bu ülke insanını ve gencini
istismar edenlerin eline teslim etmeyeceğiz. Bu anlamdaki
mücadelemiz güçlü ve kararlı bir şekilde devam edecek. Haziran ayı
içerisinde TBMM’de yaptığımız değişimlerde uyuşturucu ile ilgili
gerek üretimde gerek satışta cezaları neredeyse iki misli
arttırdık. Bu değerlendirmelerde zayıf noktalar varsa, yasal
düzenlemenin hemen Eylül-Ekime yasal düzenleme boyutunda bunları da
Meclis kısmını ilgilendiriyorsa o tedbirleri de alırız ama Haziran
ayındaki cezai müeyyideler henüz daha kamuoyuyla ve uygulamaya
caydırıcılığı da algımıza yansımamış olabilir."
Sağlık-Sen’in sağlık çalışanlarına yıpranma payı verilmesine
ilişkin çalışması hatırlatılarak, sağlık çalışanlarına yıpranma
payı verilmesine ilişkin çalışmaların sorulması üzerine
Müezzinoğlu, "Sayın Başbakanın sözünü hatırlarsınız bu dönem
Meclise yetişmez ama yıl sonuna kadar dedi. O konudaki çalışmaları
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birlikte devam ediyoruz.
İnşallah bu sene onu yasalaştırmış oluruz" karşılığını verdi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi konusunda yapılanmanın nasıl
olacağını soran gazeteciye Bakan Müezzinoğlu, "İstanbul’da Marmara
Üniversitesi’nde merkezi orası olacak. Bizim diğer bütün eğitim
araştırma hastaneleriyle olacak. Buraları otomatikman sistematiğine
Türkiye geneline yayılmış bu yapıların dinamiklerine destek
vereceğiz. Oralarda doçent kadroları, profesör kadroları olacak.
Oralarda eğitim standardı bir basamak daha yükselecek. Buradaki
hedefimiz tıp öğrencisi yetiştirmek değil. Daha fazla stratejik
sorumluluklar, stratejik görevler üstlenmek. Bu üniversite YÖK’ten
bağımsız bir üniversite değil, tamamen YÖK’e bağlı olacak" şeklinde
konuştu.
Ramazan Bayramı için örnek bir beslenme menüsü tavsiyesi soran
gazeteciye Müezzinoğlu, şunları söyledi:
"Bayram ister istemez rutinimizi bozuyor. Ramazanda rutinimizi
farklı bir boyuta taşıdı. Özellikle Ramazan Bayramı 1 ay sürecince
oruç tutanların farklı bir beslenme şekli oldu. Bayram sabahı
itibariyle de yine normalleşme dönemine gireceğiz. Ramazan
Bayramı’nın toplumda bir başka adı da Şeker Bayramdır. Daha çok
tatlının, çikolatanın, baklavanın ikramın bol olduğu bir bayram.
Olabildiğince dikkatli olmanın dışında söylenebilecek cümle yok.
Sabah hafif bir kahvaltı. İkram edilenin yarısını almak. İki dilim
baklava geldiyse bir dilimle idare etmek. Olabildiğince su ve sulu
gıdaları öncelik vermek. Güneşte fazla kalmamak. Akşamları da
ikramları olabildiğince sonlandırmaya çalışmak."
Sağlık Bakanlığı’nın personel alırken önceden kamuoyunu
bilgilendirip bilgilendirmeyeceğini soran gazeteciye Müezzinoğlu,
"Maliyenin verdiği kadroları bakanlık olarak planlıyoruz. O
planlamamız çerçevesinde kamuoyuna deklare ediyor ve KPSS ile
bunları alıyoruz" dedi.
İsrailin Gazze’ye müdahalesiyle ilgili Filistin’e sağlık alanında
yardımların olup olmayacağı sorusuna Bakan Müezzinoğlu, "İnsanlık
suçunun açıkça yaşandığı bir ortamda lanetlemek gerekiyor. İslam
ülkelerinin, Arap ülkelerinin duruşu sağlıklı olsa İsrail bunları
yapamaz. İslam dünyası net tavır alamadı. Birinci sorumluluk İslam
dünyasına düştüğü kanaatindeyim" diye konuştu.
Müezzinoğlu, ilaç yardımlarının yapılıp yapılmayacağına ilişkin,
"Sağlık Bakanlığı olarak yurt dışına yardım yapamayız. Bunu TİKA
aracılığı ile yapıyoruz. TİKA bunu başarmaya çalışıyor" dedi.
Türkiye’nin sınır ötesi olarak aşı vurma kampanyasının da
olmadığını anlatan Müezzinoğlu, "Muhalif gruplar nerede olursa
olsun oradaki insanların aşılanması ile ilgili Dünya Sağlık
Örgütünün dinamikleri içinde Türkiye muhakkak var oluyor" diye
konuştu.
Bir gazetecinin, "Gazze’ye, Türkiye’nin doktor gönderme gibi bir
durum var mı?" sorusuna ise Bakan Müezzinoğlu, "Sivil toplum
örgütlerimiz, yeryüzü doktorlarımız böyle bir kampanya yapabilir.
Bizim oraya gidecek doktorlarımız bizim doktor açığımıza negatif
bir etkisi olmaz. STK ve yeryüzü doktorları bu anlamda güçlü bir
kampanya yapabilirler. Biz de ona destek verebiliriz" cevabını
verdi.
Cumhurbaşkanı seçimlerine ilişkin tahmin isteyen gazeteciye
Müezzinoğlu, "Şahsi kanaatim ilk turda bitecektir. 11 Ağustos
sabahından sonra Türkiye’nin ve bu büyük ülke, büyük milletin
tarihi geleceğinde güçlü bir yeni virajı almış olacak" dedi.
(İHA)