Türkiye'den Annan'a tepki
Abone olKofi Annan tarafından hazırlanan ve Güvenlik Konseyi dahil BM kurumlarının yeniden yapılandırılmasını öngören reform paketine Türkiye'den tepki geldi.
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Büyükelçi
Baki İlkin, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, BM Genel
Sekreteri Kofi Annan tarafından hazırlanan ve Güvenlik Konseyi
dahil BM kurumlarının yeniden yapılandırılmasını öngören reform
paketine yönelik eleştirilerde bulundu. BM Genel Sekreteri Kofi
Annan tarafından sunulan "Daha Geniş Özgürlük: Herkes İçin
Kalkınma, Güvenlik ve İnsan Hakları" başlıklı reformu görüşen BM
Genel Kurulu'nda konuşan Büyükelçi İlkin, rapor konusunda Avrupa
Birliği tarafından yapılan açıklamaya bağlı olmakla birlikte
münhasıran Türkiye'yi ilgilendiren bazı noktalara değinmek
istediğini ifade etti. Başta Güvenlik Konseyi olmak üzere yeniden
yapılandırılması düşünülen BM organlarının reformu sürecinde
uzlaşıyla hareket etmenin önemine dikkati çeken İlkin, şunları
söyledi: "Güvenlik Konseyi'nin yeniden yapılandırılması konusunda
Genel Sekreter, raporunda açıkça (A Modeli ve B Modeli "ya hep ya
hiç" temelinde sunulamaz) demektedir. Yeni bazı fikirler de ileri
sürerek bu modellerden hangi boyutta bir ortak payda
çıkarabileceğimizi deneyeceğiz ve göreceğiz. Mesela, yeni Güvenlik
Konseyi için toplam üyelik sayısı olarak belirlenen 24 sayısı
değiştirilemez bir sayı mıdır? Bu sayı neden 25 değil? Coğrafi
bölgelerin yeniden düzenlenmesine ve sayılarının 5'ten 4'e
düşürülmesine neden ihtiyaç vardır? Bu tür bir değişiklik BM'nin
değişik organları için tamamen yeni bir çalışma formatı
gerektirecektir. Dahası, önerilen birleşme neticesinde, potansiyel
olarak daimi üye olamayacak ülkelerin tahammül edemeyeceği bir
şekilde Batı ve Doğu Avrupa grupları bir sandalye kaybedecektir."
Güvenlik Konseyi ve Genel Kurul'un birbirinden ayrılmaz iki kurum
olduğunu söyleyen Büyükelçi İlkin, "Kesinlikle Genel Kurul'da
reformlara ihtiyaç duyulmaktadır ve neler yapılması konusunda genel
bir anlayış vardır. Güvenlik Konseyi'ni yeniden yapılandırırken,
iki kurum arasındaki dengeyi de korumalıyız. Diğer bir deyişle,
gerçek ve pratik ifadelerle, Genel Kurul'un rolü ve gücü
gölgelenmemelidir" dedi.