Türkiye'den AB'ye 11 itiraz maddesi
Abone olTürkiye AB Dönem Başkanı Hollanda'ya 17 Aralık zirve taslağı üzerinde değişiklik taleplerini 11 madde ile sıraladı. Ankara, buna ilaveten 2 yeni öneri iletti.
Brüksel'den yayın yapan ABHaber.com, Türkiye'nin AB Dönem
Başkanı Hollanda'ya 17 Aralık zirve taslağı için gönderdiği
değişiklik taleplerinin metnine ulaştı. Taslak üzerinde değişiklik
taleplerini 11 maddede sıralayan Ankara, Kıbrıs ve müzakerelerin
sonucuna ilişkin ifadelere karşı da 2 yeni öneri iletti. AB Dönem
Başkanlığı’na gönderilen belgede, müzakerelerin sonucunun ``tam
üyelik'' olması gerektiği, bunun Ankara'nın ``kırmızı
çizgisi''olduğu vurgulandı. Müzakerelerin `26 Nisan 2005'te'
başlamasını isteyen Ankara, serbest dolaşım gibi alanlarda
öngörülen `kalıcı sınırlamalara' da, bunun ``imtiyazlı ortaklık''
anlamına geleceğini belirterek karşı çıktı. Türkiye, metinde yer
alan Kıbrıs ve müzakerelerin sonucuna ilişkin ifadelere karşı 2
yeni öneri iletti. Kıbrıs paragrafında, Ankara Antlaşması'nın
uyumlandırılması beklentisi yerine, Türkiye'nin aldığı 'Gümrük
Birliği'ni yeni AB üyesi ülkeleri içerecek şekilde genişletme'
kararına işaret edilmesini önerildi. Ankara, müzakerelerin
sonucunun ne olacağına ilişkin olarak da, AB'nin 1997 Lüksemburg
Zirvesi'nde 10 aday ülke için benimsediği 26 nolu paragrafı kabul
edebileceğini iletti. Bu paragraf şöyle: ``Müzakerelere başlama
kararı, aynı zamanda müzakerelerin başarıyla sonuçlandırılacağı
anlamına gelmez. Farklı aday ülkelerle müzakerelerin sonuçları ve
müteakip katılım, her birinin Kopenhag kriterlerine uyumuna ve
AB'nin yeni üyeleri entegre edebilme yeteneğine bağlı olacaktır.''
Türkiye’nin AB dönem başkanlığına ilettiği görüşler şöyle:
-Müzakere kararı ertelenemez: Hazırlanan taslak metnin 17.
paragrafında, AB Konseyi'nin 17 Aralık'ta müzakereler için ``karar
alması durumunda''(if it were to decide) denilmektedir. 17
Aralık'ta karar alınmayabileceği anlamına gelebilen bu ifade
değiştirilmelidir. -Türkiye, Avrupa değerlerini paylaşıyor: 18.
paragrafta, Türkiye'nin Avrupa değerler topluluğuna katılması
amacından söz edilmektedir. Türkiye, Avrupa Konseyi'nin (AK) kurucu
üyesi olarak zaten Avrupa değerlerini paylaşmaktadır. AB'den,
Türkiye'nin AB'ye katılımını sağlama konusunda kararlılığını
yinelemesini bekliyoruz. (Bu ifade, Hollanda'nın 3. taslağında
çıkarıldı. -Kıbrıs koşul olamaz: 19. paragrafta yer alan
Türkiye'nin Ankara Antlaşması'nı yeni üyeleri dikkate alacak
şekilde uyumlandırması konusunun, siyasi kriterlerle hiç bir ilgisi
yoktur. Bu nedenle konu zirve sonuç bildirisinde yer almamalıdır.
Ayrıca bu paragraf, Türkiye'nin önüne Kıbrıs konusuyla bağlantılı
olarak yeni bir koşul koyulduğu izlenimi vermektedir. Buna tümüyle
karşıyız. Türkiye'nin önüne müzakerelerin açılmasıyla ilgili olarak
hiçbir yeni koşul koyulmamalıdır. Kıbrıs konusunun bu şekilde sonuç
bildirisine taşınması kabul edilemez. Eğer Avrupa Konseyi Kıbrıs
konusuna değinmek istiyorsa, Türkiye'nin Gümrük Birliği'ni tüm üye
ülkeleri içerecek şekilde genişletmesi girişimine atıfta
bulunulabilir. -Avrupa Parlamentosu'na atıf olmasın: 17 Aralık
sonuç bildirgesi taslağının 21. paragrafında, Avrupa
Parlamentosu'nun aralık ayında alacağı karara atıfta
bulunulmaktadır. Ancak bu AB zirveleri sonuç bildirgelerinde olağan
bir uygulama değildir. -Müzakere tarihi 26 Nisan 2005 olsun:
Müzakere tarihi konusunda karar taslakta AB liderlerine
bırakılmaktadır. Türkiye'nin beklentisi, AB Komisyonu'nun 6 Ekim'de
açıkladığı rapor ve yaptığı tavsiye ışığında müzakerelerin 26 Nisan
2005'te başlatılmasıdır. -Müzakere değil, katılım müzakeresi:Taslak
belgenin 22. paragrafının başlığı, ``müzakerelerin çerçevesi''
şeklindedir. Bunun ``katılım müzakerelerinin çerçevesi'' olarak
değiştirilmesini istiyoruz. -Müzakereler için yeni kıstaslar
istemiyoruz:Her bir müzakere başlığının açılıp kapanması konusunda
kıstaslar (benchmarks) getirilmek istenmektedir. Ancak
müzakerelerin açılması konusunda tek ölçüt, Kopenhag siyasi
kriterleridir. Yeni kıstasların getirilmesi, yapay ön koşullar
anlamına gelebilecek, kötüye kullanılabilecektir. -Kalıcı
sınırlamalar kabul edilemez:Taslakta öngörülen ``kalıcı
sınırlamalar'' AB'yi kuran anlaşmalara aykırıdır. Bunlar ``özel
ortaklık'' anlamına gelir ve bizim açımızdan kabul edilemez.
-Kırmızı çizgimiz, tam üyelik:Bazı ülkelerin katılım
müzakerelerinin sonucuu belirsiz bırakma çabası içinde olduklarını
anlıyoruz. Müzakerelerin sonucunun tam üyelik olduğunun açıkça
belirtilmesini istiyoruz. Müzakerelerin sonucunun üyelik dışında
herhangi bir başka sonucu olabileceğini belirten her ifadeye
karşıyız. Bu bizim açımızdan kırmızı çizgidir. -2014 tarihi
motivasyonumuzu kırar:Bazı müzakere başlıklarının açılması için
2014 yılından itibaren yeni mali çerçevenin beklenebileceğini
belirtmek, bazı müzakere başlıklarının açılmasını ön koşula
bağlamak anlamına gelebilir. Dahası, 2014 yılının belirtilmesi,
Türkiye'nin müzakerelerde motivasyonu açısından da yararlı
değildir. Bu ifadenin ``sonraki mali çerçeve'' olarak
değiştirilmesini bekliyoruz. -Müzakerelerin hedefi için Lüksemburg
önerisi:Taslak belgede müzakerelerin amacı ve sonucu konusu 17
Aralık'ta AB liderlerinin kararına bırakılmaktadır. Bu konuda 1997
Lüksemburg Zirvesi'nin 26. paragrafı üzerinde anlaşılabileceği
düşünülmektedir. Tükiye, üyelik dışında bir hedefi kabul edemez.
Katılım müzakerelerinin hedefi ancak katılım olabilir. 1997
Lüksemburg Zirvesi'nin 26. paragrafı şöyle: `Müzakerelere başlama
kararı, aynı zamanda müzakerelerin başarıyla sonuçlandırılacağı
anlamına gelmez. Farklı aday ülkelerle müzakerelerin sonuçları ve
müteakip katılım, her birinin Kopenhag kriterlerine uyumuna ve
AB'nin yeni üyeleri entegre edebilme yeteneğine bağlı
olacaktır.’