Türkiye'de terör asıl bu tarihte başladı!
Abone ol12 Eylül darbesinin kurşunun hala sırtında taşıyan Adnan Mamak çok çarğıcı açıklamalarda bulundu...
12 Eylül 1980 askeri darbesini
gerçekleştirenlerden dönemin Genelkurmay Başkanı ve 7.
Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı
emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın Ankara 12. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde yargılanmasına devam ediliyor. Ancak darbe döneminde
yaşanan acıların izleri ise hala sürüyor. Bu acıları yaşayanlardan
biri de Adnan Madak.
50 yaşında olmasına karşın Ankara 1. Çocuk Ağır Ceza
Mahkemesi'nde yargılanan Madak, 12 Eylül döneminde yapılan bir
saldırıda üç yerinden kurşunlandı. İki kurşun bacağına isabet etti;
bir kurşun da sırtına girdi. Madak, 12 Eylül darbesinden bu yana
tam 32 yıldır sırtındaki bu kurşunla yaşıyor.
O GÜNDEN BERİ SIRTANDAKİ KURŞUNLA YAŞIYOR
Olay, MHP İstanbul Bahçelievler İlçe Başkanlığı'nda meydana geliyor. Bakırköy'de bulunan teşkilat binasının altındaki kafede oturan Madak ve arkadaşları, silahlı saldırıya uğruyor. Aynı anda binanın yaklaşık 100 metre ilerisinde bulunan karakola da saldırı yapılıyor. İki araçla sol görüşlü bir grup tarafından yapılan saldırıda, 19 kurşun isabet eden Haluk Kaçan hayatını kaybediyor. Adnan Madak'a da ikisi bacağına biri sırtına olmak üzere toplam üç kurşun isabet ediyor. Ancak sırtındaki kurşun, omurilik bölgesine çok yakın olduğu için 'felç ve hayati tehlikesi' olur diye alınmıyor. Madak, o günden bu yana sırtındaki bu kurşunla dolaşıyor.
BURADA İNSAN YAŞAYAMAZ
Madak, Mamak Cezaevi'nde yapılan işkenceler sebebiyle vücudunda
kalıcı izler kaldığını ifade etti. İki buçuk metrekarelik bir
alanda 5 sene kaldığını anlatan Madak, Avrupa İnsan Hakları
heyetinin kaldığı yeri gördüğünü ve burada 'insan yaşayamaz
raporu' verdiğini kaydetti. Madak, yaşı küçük olmasına
rağmen yaşı 50-60 olan insanlarla birlikte kaldığını ifade
etti.
LEVON EKMEKÇİYAN AĞLAYARAK İDAMA
GİTTİ
Fikri Arıkan'ın yanından alınıp götürülüp asıldığını dile getiren
Madak, "Ali Bülent Korhan keza öyle. Hatta hiç unutmam çok gücüme
gitmişti. Bu Esenboğa Havaalanı'nı tarayan Levon Ekmekçiyan'ı
yaralı almışlardı o zaman. 34-35 numaralı namı diyar idam hücresi,
ben 35 numaradaydım o zaman. Levon Ekmekçiyan'ı 34 numaralı hücreye
koymuşlardı. Asılacağı günü bekliyor. Cezaevi idaresi bunun bulaşık
tabaklarını bana yıkatmaya çalıştı. Bitişik hücrede olduğum için
rütbelinin biri geldi dedi ki bu Ekmekçiyan'ın tabaklarını
yıkayacaksın. Dedim yıkamıyorum. Yıkardın yıkamazdın, artık her
şeyi göze aldım, zaten yapacağını yapacaktı. 'Çok meraklıysan, çok
seviyorsan, ödül verircesine götür karın yıkasın' dedim.
Bir manga askerle komposto vaziyette yerlerde sürünür vaziyette
götürdüler beni zindan dediğimiz bir yer var oraya attılar; sırf o
bulaşığı yıkamadım diye. Şimdi bazen düşünüyorum, 'bu zihniyet
nasıl bir zihniyettir.' Bu Levon Ekmekçiyan'n tabağını bana
yıkatmanın manası ne? Neye hizmet ederek böyle bir şey içerisine
giriyorlar. Bizi gördükleri zaman komplekse mi kapılıyorlardı nasıl
bir duygu içerinde böyle bir hadiseyi nasıl bize yaptırmaya
kalkıyorlardı biz onu da anlamış değiliz. Geri dönüp baktığın zaman
insanın tabi ki kanına dokunuyor. Levon Ekmekçiyan çok güzel bir
şey yapmış gibi. Hava alanında herkesi taramış orada nihayetinde de
astılar. Giderken de ağlayarak idama gitti. Ben tek şahidi benim
onların. Ağlama seslerini duydum giderken." diye konuştu.
Mamak'ın kelimelerle ifade edilecek bir yer olmadığını dile getiren
Adnan Madak, Raci Tetik'in ise tam bir psikopat olduğunu
vurguladı.
ASIL TERÖR DARBEYLE BAŞLADI, SOL ÖRGÜTLER
PKK'YA KATILDI
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılanmalarında geç bile
kalındığını vurgulayan Madak, yargılamanın geç de olsa güzel
olduğunu belirtti. Bunun ibret olmasını dileyen Madak, şunları
söyledi:
"O darbecilerin düştükleri durumu görsünler. Öyle
zannediyorum ki can bile veremeyecekler o kadar insanın ahı var
bunlarda. Vatan kurtaran kahraman edasıyla çıktılar. Ama
vatandaşımızın da şunu görmesi lazım o zamanın şartlarında
Türkiye'yi kurtardı edebiyatıyla piyasaya çıktılar. Aslında o
zamanın şartlarında ülkeyi falan kurtarmadı bunlar; terörü filan
kaldırmadılar. Terör asıl o zaman başladı. O zamanki sol örgütlerin
hepsi PKK örgütüne katıldı. Nerede onlar şimdi? Hepsi dağdalar.
Zaten zamanında da bizler bunu söylüyorduk. Bu sol örgütlerin hepsi
bölücü Kürt hareketinin alt yapısıydı. Nihayetinde o hadise
bitirdim diye zafer kazanmış komutanların asıl meseleyi o zaman
başlattılar. İşte günümüz olaylarını hep beraber görüyoruz. Bittiği
falan yok hiçbir şeyin. Burada biten bir şey varsa karşılarında
bizim gibi kendini feda eden insanlar kalmadı. Biz bir avuç etten
duvar olduk. Kimisine göre o dönemde katil falan olabiliriz. Ama
bizim inandığımız değerler doğrultusunda o dönemde yapılan bir
fedakarlıktı bunlar başka bir şey değil."
DÜŞMANIMIZI KENDİMİZ
KAZANDIK
1994-1995 yıllarında askerliğini jandarma komando olarak Mardin
Dargeçit'te yaptığını dile getiren Adnan Madak, "Şimdi
oradaki manzaraya baktığım zaman, yakinen de gördüğüm için
olayları, inanın biz kendi düşmanımızı kendimiz üretmişiz. Örneğini
vereyim; beni af ile bırakmışsın, seni topluma kazandıracağım diye.
Peşimden bunları niye sürüklüyorsun. Beni topluma kazandıracaksan
senin ıslah politikanın olması lazım. Şimdi buradaki hadisede
Güneydoğu'da vatandaş ile teröristi aynı kefeye koyduğun takdirde;
o terörü bitiremezsin. Orada da o mücadeleyi verdik. Vatani
görevimiz dedik yaptık. Ama bundan sonra tavsiyemiz kimsenin o
dönemdeki hadiseleri yaşamasını istemememiz." şeklinde
konuştu.
ÜLKÜCÜ OLMAN ÖLMENE
SEBEP
O dönem kullanıldıkları görüşüne katılmayan Madak, şöyle devam
etti: "Keşke kullansalardı dediğimiz de oldu. Sürekli sana saldıran
bir grup var. Parti teşkilatının altında otururdum. Küçük, çocuksun
16 yaşlarında. Karşı tarafımızda da bir karakol var. İki tane araba
aynı anda bir tanesi karakolu taradı, diğeri bizi. Ben orada 3
kurşun yedim, bir tanesi hala sırtımda. Oyle bir olay ki
oturuyorsun taradılar. Yanımdaki arkadaşım 19 tane kurşun yedi.
Polis müdahale etmesin diye diğer araba da karakolu taradı. Burada
kullanılma nerede? Biz kendimizi savunduk. Ülkücü olman senin
ölmene sebepti. İster istemez kendini korumak savunmak zorunda
kalıyorsun. Devlet korudu da biz koruma mı dedik. Devletin
boşluğunda bu hadiseler olmuş; keşke müdahale etselerdi. Biz de bu
işlerin içerisine girmeseydik. Biz kendimizi savunmaktan, evimize
gidemiyorduk. Bunun kullanılma neresinde? Beni kullanan olmadı. Ne
MHP'den nede Ülkücü camiadan nede Amerika'dan bizi kullanan olmadı.
Onların uydurmasıdır bu.
OLGUNLAŞMASINI BEKLEDİK
Kenan Evren'in ihtilali yaptıktan sonra bir gazetecinin sormuş olduğu bir sözü var. 'Efendim 5 bin kişi öleceğine 2 bin kişi öldüğünde ihtilali yapsaydınız.' Bu sözün üzerine verdiği cevap 'Olgunlaşmasını bekledik.' Neyin olgunlaşmasını beklediniz siz? Biraz daha birbirine kırdıralım solu sağı. O zamanın zihniyeti tarafından kullanılan, devletin içimize sokmuş olduğu birileri varsa; evet onu kullanmıştır. Biz kendimizi savunmayalım mı? Otomatikman kullanıldı diyerek kendilerine pay çıkartıyorlar. Hepsini yıkın Ülkücülerin üzerine. Bakıyorsun günümüzde mesela olan olaylara neden bir Ülkücü karışmıyor? Yani ülkücülerin vatan sevgisi mi azaldı? Bizim kendimizi savunmaktan başka yapacak bir şeyimiz yoktu. Keşke darbesini erken yapsaydı da biz de böyle bir şey yaşamasaydık. Olgunlaşmasını bekleyenden hesap sorsunlar benden sormasınlar. Eğer olgunlaşmasını beklemeseydi ben böyle bir suçla yargılanmayacaktım."