Türkiye'de inanılan iki komplo!
Abone olABD’nin çok satan gazetesi Wall Street Journal Türkiye ile ilgili ilginç bir analiz yayınladı. İşte Türkiye'de inanılan iki komplo;
ABD’nin çok satan gazetesi Wall Street Journal’a göre
Türkiye’de herkes bu iki kompodan birine inanır:
1 Ak Parti’nin gizli amacı laik devleti yıkmak. Türkiye’yi
Batı’dan kopartmak, İslam yasalarına dayatmak
2 Ak Parti demokrat ve modern. Gerçek komplocular ordunun üst düzey
üyeleri, yargı ve istihbaratçılar
ABD’DE yayımlanan Wall Street Journal gazetesi, dünkü sayısında yer
verdiği bir makalede Türkiye’de komplo teorilerinin halk arasında
büyük yaygınlık gösterdiğine dikkat çekti ve Batı’nın Türkiye’nin
paranoyasını gözardı edemeyeceğini öne sürdü. İstanbul’da yaşayan
bir gazeteci ve “There Is No Alternative: Why Margaret
Thatcher Matters” (Başka Alternatif Yok: Margaret Thatcher
Neden Önemlidir” isimli kitabın da yazarı olan Claire Berlinski
tarafından kaleme alınan ”Komplolar Ülkesi“ başlıklı yazıda şu
ifadelere yer verildi:
PROJEDEN VAZGEÇTİM: Geçen sonbaharda İstanbul’da
çok az sayıda kadının dövüş sanatı öğrendiğini gözlemleyerek, yerel
dövüş sanatı hocalarıyla birlikte kadınlar için kendini savunma
girişimi başlatma fikrini geliştirdim. Projem ilk aşamada büyük
ilgiyle karşılandı, özellikle de Türkiye’de aile için şiddet
oranlarının yüksek olmasından endişe duyan kadınlar arasında. Ancak
şehirdeki diğer dövüş sanatı hocaları, dövüş sanatı piyasasından
alacakları paydan olacaklarından kuşkulanarak rahatsızlık duymaya
başladı. İstanbul, girişimin dövüş sanatları kurslarının
birbirlerini piyasadan silmek, öğrencilerini çalmak için kurulan
bir komplo olduğuna dair çılgın bir dedikoduyla çalkalandı.
Dövüş sanatı okulları, komplo ve karşı-komplo düşünceleri
içinde kendilerini tüketti. Tiksintiyle fikrimden
vazgeçtim. Türk sosyal ve siyasi yaşamında komplo
teorileri ve paranoyanın oynadığı çarpıcı role yabancı olan kimse
bu duruma şaşırmayacaktır. Geçen ay 50’nin üzerinde askeri
yetkili darbe yapmayı planlamak iddiasıyla gözaltına
alındı. Tutuklananlar, hükümeti devirmek için camileri
bombalama ve Yunan jetlerini düşürme gibi planlar yapmakla
suçlanıyor. İddiaların doğru olup olmadığını bilmiyorum. Ne
olursa olsun bu ülke acı verici komplo teorileri içinde
boğuluyor.
KOMPLO 1: Türkiye son yarım yüzyılda üç askeri
darbe gördü ve tanım gereği komplo olmadan darbeye de sahip
olamazsınız. Ülkede hemen hemen herkes, iki büyük komplodan
birine inanır. Birincisinde AKP dini bir kandırmacanın içinde,
yönetimin tüm unsurlarını kontrolü altına alma arayışında olan bir
parti. Gizli amacı laik devleti yok etmek, Türkiye’yi
Batı’da kopartmak ve nihayetinde İslam yasalarını dayatmak. Bu
öyküde bir tarikat lideri, partiyle görünmez bağları olan ve
Utah’ta sürgünde bulunan Fethullah Gülen’in görüntüsü, özel bir
korku uyandırıyor. Onu eleştirenler Türkiye’nin Ayetullah
Humeyni’si olmasından korkuyorlar, yardımcılarının Türk siyasi
teşkilatı organlarına sızdıklarını, bir zombi ordusu gibi, bir
işaretle uyanmak üzere bulundukları yerde hareketsiz durduklarını
söylüyorlar.
KOMPLO 2: İkincisi ise, AKP’nin tam olarak
göründüğü gibi olduğunu kabul ediyor; Batının iş yapabileceği ve
yapmak durumunda olduğu modern ve demokratik parti.
Gülen’in taraftarları gerçek komplocuların -çılgın, kolları
her yere uzanmış bulunan ordu, istihbarat servisleri, yargı ve
organize suç örgütlerinde yüksek düzeyli kişilerin gizli ittifakı
olarak adlandırdıkları ’Derin Devlet’ denen şeyin üyeleri
olduğunu söylüyorlar. Her ikisi de inandırıcı ve bazı sağlam
delillerle destekleniyor. Ancak en önemlisi bu teorilerden herhangi
birine hemen hemen herkes tarafından inanılıyor olması. Bu, Türk
siyasetinin Batı’ya kendiliğinden alarm vermesi gereken paranoyak
tarzıdır.
TEMEL HASTALIK: Türkiye’nin temel hastalığı
İslamcılık ya da yaramaz işlere giden asker değil, seçmen katılımı
boyası altındaki yolsuzluklar ve otoriterliktir. Milletvekilleri
sınırsız dokunulmazlığa sahip, aynı şekilde atadıkları bürokratlar
da bu haktan yararlanıyor. Yolsuzluk ve nüfuz ticareti kaçınılmaz
sonuç.
Komplolar vatandaşların kendilerini açık şekilde ifade etmeleri
durumunda cezalandırılacağını düşündükleri, gücün yasadışı
görüldüğü, insanların sistemi etkileyecek araçlara erişiminin
sağlıklı olmadığı yerlerde artar. Türkiye’de her vatandaş hayatta
kalabilmek için yalan söylemesi ve bir komplonun parçası olması
gerektiğine inanıyor. Herkes, herkesin yalan söylediğini ve
kendisine karşı komplo kurduğunu düşünür. Çünkü bunu düşünen
kişiler de yalan söylüyordur ve bir komplonun parçasıdır.