Türkiye'de ilk! Mersin'de burada 1000 kadın çalışıyor: Gurur verici
Abone olMERSİN’deki Türkiye'nin ilk nükleer santrali Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) kadınlar, kritik pozisyonlarda görev alıyor. 11 bin çalışanın yaklaşık 1000'i kadın personel.
Dev istihdam projesine dönüşen Akkuyu NGS, ülkeye temiz ve
sürdürülebilir enerji kaynağı sağlamanın yanında 65
yıllık nükleer enerji hayalini de gerçeğe dönüştürmüş olacak. Bu
hayalin gerçekleştirilmesinde en önemli rollerden birini de
kadınlar üstleniyor. Tüm iş kollarında olduğu gibi nükleer alanda
da söz sahibi olan kadınlar, Akkuyu projesindeki başarılarıyla
da adlarından söz ettiriyor. Akkuyu Nükleer A.Ş.'de mühendislikten
avukatlığa kadar birçok önemli pozisyonda 1000 kadın görev
yapıyor. Kendi alanlarında büyük başarılara imza
atmış kadınlar, sahadaki koşulları, başarılarını ve böylesine
büyük projede görev almanın kendileri için önemini
anlattı.
Rusya'da 6,5 yıllık eğitimin ardından projede görev almaya başlayan
ve Akkuyu Nükleer A.Ş. Bilgi İletişim Teknolojileri Birimi'nde
uzman olarak çalışan Seda Yürekli, Türk kadını olarak Türkiye'nin
ilk nükleer santralinde çalışmanın kendisi için çok heyecan verici
olduğunu belirtti. Yürekli, “Sürekli değişen ve gelişen bir
projenin içindeyiz. Güvenlik düzeyini geliştirmek adına
düzenlemelerimiz oluyor. Onları öğrenmek, onları çalışmalarımızın
içine almak gerçekten bizim için çok heyecanlı bir süreç" diye
konuştu.
Afişi görüp başvurdu
Yürekli, Akkuyu NGS'nin Türkiye için önemini ve projeye
nasıl dahil olduğunu "Akkuyu NGS 4 reaktörünün hepsinin tam
kapasiteyle çalışmaya başlamasının ardından Türkiye'nin enerji
ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'luk bir bölümünü karşılayacak kadar
elektrik üretimini yapacaktır. Bunun dışında sadece elektrik
üretimi olarak düşünmemek gerekiyor kesinlikle. Sonuçta devam eden
bir inşaat var ve özellikle pandemi sürecinde şantiyemiz hız
kesmeden faaliyetlerini sürdürüyor. Bu süreçte çalışanlarımız,
işlerini aksatmadan şantiyeye gelmeye devam etti. Bu da yaklaşık
olarak 11 bin kişinin istihdam edilmesini sağladı. Benim projeye
dahil oluşum ise tamamen tesadüf eseri gerçekleşti. Ben Türkiye'de
Gebze İleri Teknoloji Enstitüsü'nde Elektronik Mühendisliği
Bölümü'nde 2'nci sınıf öğrencisiydim. Yaz stajı için araştırma
yapıyordum. Akkuyu Nükleer A.Ş.'nin internet sitesinde bu projenin
reklam afişini gördüm. Daha sonra başvurmaya karar verdim
sonrasında yazılı ve sözlü sınavları geçtim ve projeye dahil
oldum." sözleriyle anlattı.
"İlk başta alışmak elbette zordu"
Seda Yürekli, Rusya'da aldığı 6,5 yıllık eğitim için "2012 yılında
projede yer almak üzere Rusya'daki eğitim programına katıldım.
Bu süreçte 1 yıl Rusça hazırlık eğitimi ve 5,5 yıllık uzman
eğitimi olmak üzere totalde 6,5 yıllık eğitim aldım. İlk başta
alışmak elbette zordu. Özellikle başka bir ülkede başka bir dilde
eğitim almak. Aldığımız eğitimler hiç kolay değildi. Yaşadığımız
zorluklardan bir tanesi de Rusya ve Türkiye'nin eğitim
sistemlerinin farklı olmasından kaynaklanıyordu. Türkiye'de bir
öğrenci sınavı geçemezse bir sonraki yıl tekrar geçmeye
çalışabilir. Rusya'da bir sınavı kendi döneminde geçemezsen
öğrenciye ek sınav hakkı tanınıyor ancak o sınavda başarısız
olursanız öğrencinin eğitim hayatı tamamen bitiyor. Öğrenme süreci
son derece yoğun ve ilgi çekiciydi. Teorik çalışmaların yanı sıra
çok sayıda uygulama ve laboratuvar çalışması yapıldı. Ayrıca eğitim
sürecinde ve sonrasında Rusya'da çeşitli santrallerde staj imkanı
bulduk ardından Akkuyu'da çalışmak üzere buraya geri döndüm."
dedi.
"Tarif edilemez bir duygu ve büyük bir şans"
Akkuyu Nükleer A.Ş.'de avukat olarak görev yapan Naila Atmaca da
projede yer alma fırsatı bulabildiği için kendisini çok şanslı
hissettiğini belirterek, "Gerçekten çok heyecanlı ve çok güzel bir
duygu. Türkiye'nin ilk nükleer güç santralinde yer almak çok önemli
ve çok değerli. Türkiye'nin ekonomik, sosyal, endüstriyel ve
teknoloji bakımından uluslararası platformda çok ileri gideceğini
düşünüyorum. Bu benim için tarif edilemez bir duygu ve büyük bir
şans" diye konuştu.
"Tarihe isimlerimizi yazıyoruz"
Atmaca, Akkuyu'nun Türkiye için büyük önem taşıdığının altını
çizerek, "Türkiye ne yazık ki enerji bakımından dışarıya bağlı
olduğu için bizim nükleer güç santraline sahip olmamız hem ekonomik
hem sosyal hem teknolojik hem endüstriyel bakımdan uluslararası
platformda bir adım ilerde olmamız daha kuvvetli ve daha güçlü
olmamız demektir. Ben şirketin çalışanı olarak bu projede yer
almaktan çok gurur duyuyorum ve kendimi çok şanslı hissediyorum.
Tarihe isimlerimizi yazıyoruz. Ülkemize çok faydalı ve çok önemli
bir proje kazandırıyoruz. Bu proje, kadınlar açısından da erkekler
açısından da ülkemizin istihdam konusunda çok önemli ve çok
kıymetli. Geleceğimize ışık tutuyor. Ben şöyle diyorum her zaman;
Akkuyu nükleer, sadece bir enerji projesi değil Akkuyu nükleer
ülkemizdeki evlere ışık getirecek, gençliğimize, geleceğimize ve
insanlığımıza ışık tutacak bir projedir" diye konuştu.
"Benim için gurur verici"
Şirketin insan kaynakları direktörlüğünde kıdemli uzman olarak
görev alan Burul Bugubaeva da kadınlara iş sağlayan
proje olarak nitelendirdiği Akkuyu NGS'de yer almaktan gurur
duyduğunu dile getirdi. "Türkiye'nin ilk nükleer santral projesine
dahil olmak benim için mutluluk verici" diyen Bugubaeva,
Akkuyu'daki kariyer yolculuğunu "2012 yılında bu projeyle
ilgili bir iş ilanıyla karşılaştım. Önce tercüman olarak çalıştım
daha sonra dokümantasyon uzmanı olarak çalıştım. Şu anda kariyerime
insan kaynakları kıdemli Uzmanı olarak devam etmekteyim. İlk önce
tercüman olarak başladığım için Rusça dilimi kullandım. Pandemiden
önce Rosatom devlet kuruluşunun eğitimlerine gidiyorduk. Pandemiden
dolayı eğitimlerimize online olarak devam etmekteyiz. Akkuyu
projesi kadınlara iş sağlayan ve gelir kapısı olan bir proje.
Akkuyu Nükleer A.Ş. de çok uluslu bir şirket olduğu için burada
tecrübe sahibi oluyoruz.” diyerek anlattı.