Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdiler 11 saat sürdü: Çok büyük sevinç yaşadık
Abone olTÜRKİYE'de bir ilk, Okmeydanı'ndaki Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi'nde gerçekleştirildi. 72 yaşındaki bir hastaya aynı anda hem akciğer hem gırtlak kanseri ameliyatı yapıldı.
Pandemi sürecinin en çok etkilediği kişilerden biri de şüphesiz
kanser hastaları. İnsanların hastaneye gitmekten çekindiği, pek çok
ameliyatın ertelediği bu dönemde, Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir
Hastanesi'nde yapılan bir ameliyatla Türkiye'de bir ilke imza
atıldı. 72 yaşındaki emekli polis memuru Erol Sarıgöl, yaklaşık 8
ay önce ses kısıklığı şikayeti ile doktora başvurdu. Yapılan
tetkikler sonucu gırtlak kanseri olduğu anlaşılan Sarıgöl'e yapılan
tarama sonucunda, akciğerinde de bir nodül tespit edildi. Hem
gırtlak hem akciğer kanseri tedavisine biran önce başlaması gereken
hastanın sağlığına kavuşabilmesi için, Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu
Şehir Hastanesi'nde görevli doktorlar harekete geçti.
Ameliyatların ay ayrı ve birkaç ay arayla yapılması, hastanın yaşı
ve pandemi dönemi nedeniyle tedavi sürecinde gecikmeye yol
açabilirdi. Doktorlar ise, uzun süren istişareler ve hazırlıklar
sonucu tüm riskleri göze alarak, Türkiye'de bir ilki
gerçekleştirmeye karar verdi. Ameliyat masasındaki Erol Sarıgöl'e,
önce akciğer kanseri ameliyatı, hemen ardından ise gırtlak kanseri
ameliyatı yapıldı. Kapalı şekilde gerçekleşen ve yaklaşık 11 saat
süren ameliyatın ardından 12 gün sonra taburcu edilen hasta, bundan
sonraki süreçte tamamlayıcı tedavisine devam edecek. 3 ekibin
koordineli bir şekilde çalıştığı operasyonda ter döken Göğüs
Cerrahisi Uzmanı Dr. Onur Derdiyok ve KBB Uzmanı Doç. Dr. Kamil
Akdağ, gerçekleştirdikleri başarılı operasyonun ardından
açıklamalarda bulundu.
"Bu bizim için bir ilkti"
Hastanın hikayesini ve bu zorlu ameliyatı yapmaya nasıl karar
verdiklerini anlatan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Dr. Onur
Derdiyok, "Hastamızın yaklaşık 7-8 ay önce ses kısıklığı
şikayetleri olmuş. Daha sonra yapılan tetkikler sonucu gırtlak
kanseri tanısı oluyor. Sonrasında tarama yapılıyor hastaya ev
akciğerinde bir nodül görüyorlar. Oradan da bir biyopsi yapılıyor
ve hastanın aynı anda hem gırtlak hem de akciğer kanseri olduğu
tanısı konuyor. Normalde hastamız önce akciğer kanseri ameliyatı
olup, 4 ya da 5 ay sonra gırtlak kanseri ameliyatı olacaktı. Fakat
bu süre, hastanın yaşı ve içinde bulunduğumuz durum itibariyle uzun
bir süreydi. Ve bu dönemde oluşabilecek herhangi bir hastalık,
hasta için tehlikeli bir süreç doğurabilirdi. Bundan dolayı
KBB'deki hocamız Doç. Dr. Kamil Akdağ ile beraber, aynı anda
ameliyat kararı aldık. Bu bizim için bir ilkti." dedi.
11 saat süren zorlu ameliyat
Konuşmasının devamında Türkiye'de ve dünyada çok nadir yapılan bir
ameliyat. Önceliğimiz hastanın anestezi süresinin kısa olmasıydı
fakat hastanın akciğer rezervini de korumak zorundaydık. Ameliyata
kapalı başladık ve kapalı bitirdik. Sağ akciğerin üst lobunda
yaklaşık 3-4 santimlik bir nodül vardı. Onu aldık. Sonrasında ise
Kamil hocamız aynı seansta ameliyata devam etti yani gırtlak
ameliyatı da oldu. Yaklaşık 11 saat süren, zorlu bir ameliyattı. 3
ekip, koordineli bir şekilde çalıştık. Öncesinde de uzun bir
hazırlık çalışmamız oldu. Malzeme, ekip planlaması, literatür
taraması… Ve özellikle oluşabilecek komplikasyonlar için tedbirler
aldık" dedi.
"Böyle bir ameliyatı gerçekleştirmek bizim için de gurur
kaynağı"
Türkiye'de ilk kez yapılan, dünyada ise çok az örneği olan bu
ameliyatı yapmanın çok riskli olduğunu ifade eden Derdiyok,
"Öncelikle hasta yakınlarına tüm riskleri anlattık. Ameliyat
masasından tutun da, sonrasında gelişebilecek tüm riskleri. Fakat
hiçbir komplikasyon yaşamadık. Ufak tefek sorunlar oldu ama
yönetmesi kolay oldu. Bir kere en başta hastanın uzun süre anestezi
alması başlı başına bir kardiyak sıkıntı yaratıyordu. Çünkü
hastamız 72 yaşında ve olduğu iki ameliyat da tek tek yapılsa bile
büyük ameliyatlardı. Akciğerin bir kısmını aldık. Bu da hastanın
uzun süre anestezi almasından doğacak riskleri kat ve kat
artırmaktaydı. Fakat operasyonun kısa sürmesi, ardından KBB
ekibinin de kısa sürede ameliyatı gerçekleştirmesi komplikasyonsuz
bir şekilde atlatmamızı sağladı. Ameliyat sonrası dönemde ise 2-2,5
gün yoğun bakımda kaldı. Serviste de çok yakın takip ettik. Bu
dönemde de herhangi bir sıkıntı yaşamadık. 11-12 gün sonra ise
taburcu ettik. Bu ameliyattan sonra şehir dışından ve Avrupa'dan
hastalar bizimle haberleşti. Böyle sıkıntıları olan hastalar bize
ameliyat olmak istediklerini söyledi. Seçilmiş hastalarda aynı anda
ameliyat etmek çok önemli. Her hastaya olma ihtimali maalesef
düşük. Ama bu dönemde, Türkiye'de en çok kovid bakan hastanelerden
biri olmasına rağmen, böyle bir ameliyatı gerçekleştirmek bizim
için de gurur kaynağı." ifadelerini kullandı.
"Doktorlarla bunu uzun uzun istişare ettik"
Akciğer kanserinin hemen ardından hastaya gırtlak kanseri
ameliyatını yapan KBB Uzmanı Doç. Dr. Kamil Akdağ "Gırtlak kanseri
ve akciğer kanseri birlikteliği bizim sık gördüğümüz bir durum. Ama
her iki hastalığın tedavisini birden cerrahi olarak aynı anda
yapmak, oldukça seyrek görülen bir durum. Çünkü her ikisi de büyük
ve zorlu ameliyatlar. Her ikisinin ayrı ayrı yapılmasının en önemli
sebebi, hastanın anestezi aldığı süreyi kısaltmak. Hiçbir
ameliyatta anestezi süresini uzatmak istemeyiz çünkü bu istenmeyen
durumlara yol açar. Ancak bu hastamızın pandemi sürecinden dolayı
gerek tanısında, gerekse tedaviye başlama sürecinde makul sürelerin
dışında gecikmeler yaşandı. Ve önümüzdeki sürecin de bizim
açımızdan neler getireceğini öngöremediğimiz için, hastanın cerrahi
tedavisini mümkün olduğunca çabuk yapıp, tamamlayıcı tedavisine
yönlendirmemiz gerektiği için iki ameliyatı aynı anda yapmak, bizim
için bir zorunluluktu. Fakat hem bizim açımızdan, hem hasta
açısından zorlayıcıydı. Doktorlarla bunu uzun uzun istişare ettik
ve ameliyatı gerçekleştirdik. Şunu söyleyebiliriz, biz hastaya
kaybettiğimiz zamanı, tekrar kazandırmış olduk. Bu, benzer
durumdaki birçok hasta için yeni bir ufuk, bizim için de yeni bir
motivasyon olacak" diye konuştu.
"Çok büyük sevinç yaşadık"
İlk kez böyle bir ameliyata girdiğini ve bu riskli operasyonu
gerçekleştirirken yaşadıklarını anlatan Akdağ, "Başta endişe
hissettirdi. Çünkü dediğimiz gibi ameliyat süresinin mümkün
olduğunca kısa tutulmasını isteriz. İkincisi, düşünün ki yarım saat
önce akciğer kanseri ameliyatı olmuş bir hastaya yine genel
anestezi altında 5-6 saat sürecek bir ameliyat daha yapıyorsunuz.
Normalde de cerrah anestezi ekibine çok büyük bir güven duyuyor ama
yine de ister istemez gözünüz sürekli monitörde. 'Tansiyonu kaç?
Nabzı kaç? Kandaki oksijen doygunluğu yeterli mi?' diye… Sürekli bu
endişeleri yaşadık. Ama vakanın sonuna doğru baktık ki anestezi
ekibi olaya çok iyi hakim, hastamızın yaşamsal bulguları da gayet
yerinde. Bu, ameliyat daha bitmeden bile bizde rahatlama sağladı.
Hastayı öngördüğümüz süre içinde, komplikasyon görmeden taburcu
edebildik. Gerçekten sonrasında da çok büyük sevinç yaşadık. Başta
endişe, sonrasında çok büyük bir mutluluktu. İnşallah bütün
kanser tedavisi protokolü tamamlandıktan sonra hastamızın tümörsüz
ve uzun bir hayat yaşayacağını umut ediyoruz" şeklinde
bahsetti.
"Riskleri bilerek operasyonu onayladık"
Babasının tedavi süreci ile ilgili bilgi veren Eray Sarıgöl,
"Pandemi sürecinde birden fazla kanser teşhisi kondu. Bu süreç
içerisinde bir sürü testler, biyopsi ve patoloji yapıldı. En son
tek bir masada, iki farklı operasyonun eş zamanlı bir şekilde, daha
doğrusu art arda yapılması söz konusu oldu. Bu da Türkiye'de
ilkmiş. Biraz riskleri vardı operasyonun. Bunları bilerek biz de
operasyonu onayladık. Ama bu süreç içinde doktorların yönlendirmesi
ve bilgilendirmesi içimizi rahatlattı. Uzun bir operasyon oldu.
Yaklaşık 12-13 saat sürdü ve ardından 3 gün yoğun bakımda kaldı.
Sonra servise çıktık ve bu süreç içinde doktorların ilgi ve alakası
ile daha hızlı bir toparlama sürecine geçtik. Ama bu dönemde,
gerçekten hepimiz için zor bir ameliyat oldu. Doktorların
yönlendirmesi ile onkoloji sürecimiz olacak. Ancak göğüs ile
alakalı yapılan ameliyat çok başarılı geçti. Patoloji sonuçları da
bunu gösteriyor. Gırtlakla alakalı da bir tedavi sürecimiz var"
ifadelerini kullandı.
"Biz korkuyla başladık"
Ameliyattan sonra henüz konuşamayan babasıyla, yazarak iletişim
kuran Sarıgöl, "Henüz konuşma yetisi yok. Her söyleminde sürekli
doktorlara teşekkür ediyor. Keza biz de aynı şekilde. Bu sürece biz
korkuyla başladık ama doktorların ve sağlık personellerinin bizi
psikolojik anlamda iyi yönetmesiyle, rahat bir süreç geçirdik. Bu
süreçten ben de çok memnunum, babam da" şeklinde konuştu.
"Sıkıntı çekmedim"
Babasının elindeki küçük tahtaya kalem ile yazdıklarını okuyan
Sarıgöl, "72 yaşında olduğu için, gençlik yıllarında da
hastaneye gidip gelmiş bir insan olarak, eski yılara istinaden
şimdiki dönemde doktorların ve sağlık çalışanların çok daha ilgili
ve pozitif olduğunu söylüyor" şeklinde konuştu. Ameliyatın ardından
hissettiklerini yazan Erol Sarıgöl ise, "Göğüs operasyonundan sonra
sıkıntı çekmedim, doktorun söylemlerine uydum, sonuç güzel oldu,
çok memnunum. Teşekkür ederim" dedi.