Türkiye'de bir ilk gerçekleşecek
Abone olYÖK, Başbakanlık Müsteşarı Prof. Ömer Dinçer'in aşırma dosyasını incelemeye aldı. Eğer, Dinçer'in ünvanı geri alınırsa Türkiye'de bir ilk gerçekleşmiş olacak.
Türkiye tarihinde ilk kez bürokrasinin zirvesindeki bir isim,
akademik unvanının geri alınmasına neden olabilecek bir inceleme
geçiriyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erdoğan
Teziç, başkasına ait bir eserden bölümleri kendi adı altında
yayımladığı yolunda rapor hazırlanan Başbakanlık Müsteşarı Prof.
Dr. Ömer Dinçer'e ilişkin intihal (aşırma) dosyasının incelemeye
alındığını söyledi. 'Bir daha çalışamaz' İntihal suçunun varlığını
saptayan, ancak "zamanaşımı" nedeniyle yaptırım uygulanamayacağı
görüşünü içeren üniversite raporunu incelemeye alan YÖK'ün kararı,
"en yüksek devlet memuru" konumunda bulunan Dinçer'in bir daha
üniversitelerde çalışamamasına neden olabilecek. Marmara ve Sivas
Cumhuriyet üniversitelerinin oluşturduğu komisyon, Dinçer'in Yard.
Doç. Yahya Fidan ile birlikte 1996'da yayımladığı "İşletme
Yönetimi" kitabında, Prof. Dr. Tamer Koçel'in "İşletme
Yöneticiliği" kitabından "intihal" yaptığı görüşüne vardı.
Hazırlanan rapor YÖK'e gönderildi. Raporda, Yükseköğretim Kurumları
Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 19.
maddesine göre, 2 yıl içinde eyleme yönelik disiplin cezası
verilmediğinden ceza verme yetkisinin zamanaşımına girdiği
belirtildi. Milliyet'in sorusunu yanıtlayan Teziç, Marmara
Üniversitesi'nin konuyla ilgili raporu 15 Mart'ta gönderdiğini
belirterek, "Biz bütün gelen raporları inceleriz. Ona göre
kararımızı vereceğiz. İncelemek demek bir karara iktiran etmesi
(ulaşması) demektir" dedi. "Eylemin zamanaşımına girdiği"
saptamasına bağlı kalma zorunluluğu bulunmayan YÖK, rapor
incelemesinin ardından konuyu Yüksek Disiplin Kurulu'nda da
tartışmaya açabilecek. Bu durumda intihal ve eylemin zamanaşımına
girip girmediği yeniden değerlendirilebilecek. Tartışmada kritik
noktayı, zamanaşımının kitabın yayım tarihinden mi, yoksa yayımdan
kaldırıldığı tarihten itibaren mi başlatılması gerektiği
oluşturacak. Disiplin Yönetmeliği'nin 4. maddesinde, bir öğretim
üyesine verilecek en ağır ceza "üniversite öğretim mesleğinden
çıkarma" olarak tanımlanıyor. Yönetmeliğin 11. maddesinde de, "bir
başkasının bilimsel eserinin tümünü veya bir kısmını kaynak
belirtmeden kendi eseri gibi göstermek" eyleminin "öğretim
mesleğinden çıkarma" cezasını gerektirdiği belirtiliyor. Maddede,
ceza alan öğretim üyesinin akademik unvanlarını da kullanamayacağı
ifade edildi. YÖK, aşırmanın varlığına ve eylemin zamanaşımına
girmediğine karar verirse, Dinçer müsteşarlık görevinden sonra
üniversiteye dönemeyecek ve akademik unvanlarını kullanamayacak.
Ancak YÖK, eylemin zamanaşımına girdiğini kararlaştırırsa, Dinçer
hakkında hiçbir işlem yapılamayacak. Özür diledi Dinçer'in intihal
yaptığı eserin sahibi olan ve savcılığa şikâyette bulunmayarak
Başbakanlık Müsteşarı konusunda hayati bir tutum sergileyen
İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Koçel,
Milliyet'e, "Olay ilk kez 2004'te basına yansıdı. Dinçer, beni
arayarak özür diledi ve kitabını yayımdan çekeceğini söyledi" diye
konuştu. Dinçer'in bilimsel jürilerinde yer aldığını belirten
Koçel, şöyle konuştu: "Kararları görmedim. Sadece basından
izliyorum. Özrünü kabul edip etmemem çok önemli değil.
Akademisyenliğin kendine has ilkeleri var. Ona uymak lazım diye
düşünüyorum. Ama ben de şaşırmıştım olay ortaya çıktığı zaman." 1
yıla kadar hapis Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 15. maddesine
göre, intihal eylemi sonucunda, "savcılığa şikâyet olursa" 3 aydan
1 yıla kadar hapis istemiyle ceza davası da açılabiliyor. Ancak
Dinçer hakkında bugüne kadar şikâyet yapılmadığı için dava
açılmadı. Krizlerin adamı Başbakanlık Müsteşarı Dinçer, İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Başbakan Erdoğan'ın
danışmanlığını yaptı. Sivas'ta 1995'te düzenlenen "21. Yüzyıla
Girerken Dünya ve Türkiye gündeminde İslam" sempozyumunda
akademisyen kimliğiyle sunduğu tebliğin CHP tarafından ortaya
çıkarılması üzerine bir krize neden olan Dinçer, CHP'nin "görevden
alınsın" tepkilerine rağmen Erdoğan tarafından korundu. Dinçer,
tebliğinde şu görüşleri dile getirmişti: Cumhuriyet ilkesinin
zayıfladığını ve işlevini kaybettiğini görüyoruz. Cumhuriyet
kavramının artık bizim için çok fazla mana ifade etmediğini
söylememiz mümkündür. Globalleşme ne kadar artarsa İslamlaşma da o
kadar çok artacaktır. Türkiye'nin bu durumu fark ederek gerekli
düzenlemeleri yapması gerekir. Türkiye'de cumhuriyet ilkesinin
yerini katılımcı bir yönetime devretmesi gerektiği, nihayet laiklik
ilkesinin yerinin İslamla bütünleşmesinin gerekli olduğu kanaatini
taşıyorum. İktidara gelmek yolun sonu değildir. İktidara gelince
yapılması gerekenler bitmiş gibi düşünülürse İslam iktidara geliş
aracı gibi kullanılmış, istismar edilmiş gibi olur. 'Başbakan
görevden alsın' CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol da, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik soru önergesiyle konuyu TBMM'ye
taşıdı. Önergede, Erdoğan'a şu sorular yöneltildi: Dinçer
görevinden istifa etmeyi düşünüyor mu? İstifa etmezse kendisini
görevden almayı düşünüyor musunuz? Müsteşarınızın intihal yaparak
yazdığı kitabın yayın tarihinin 1996 olması nedeniyle suçun
zamanaşımına uğramış olması, müsteşarınızın görevini sürdürmesi
için yeterli ve ahlaki midir? Görevini sürdürmesi, o makamın
saygınlığını zedelemez mi? Alemdaroğlu'na 'geçici men' cezası Eski
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Kemal Alemdaroğlu'nun 1995'te
yazdığı "Laporoskopik Cerrahi" adlı kitabın, Amerikalı Dr. Phillipe
Jean Quilici'nin "New Developments in Laporoscopy" kitabından
birebir çevrildiği, Virginia Üniversitesi'nin web sitesinde
"bilimsel hırsızlık" listesinde yer aldığı ortaya çıkmıştı. Öğretim
Üyeleri Derneği, konuyu eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'e,
dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e ve Türk Tabipleri
Birliği'ne (TTB) bildirdi. TTB, Alemdaroğlu'na 2 ay meslekten men
cezası verdi. Teziç YÖK Başkanı olduktan sonra, zamanaşımı
faktöründen dolayı konunun üzerine gidemediğini açıklamış, "Konunun
zamanaşımıyla çözümsüz kalması beni rahatsız etmiştir" demişti.
'Gereğini yapsın' çağrısı Dinçer'in ahlaki açıdan Başbakanlık
Müsteşarlığı'ndan ayrılması gerektiğini vurgulayan öğretim üyeleri
örgütlerinin değerlendirmesi şöyle: Prof. Tahir Hatipoğlu: (Tüm
Öğretim Üyeleri Derneği Genel Başkanı) İntihalin kanıtlanması
halinde, yapan kişi üniversitelerde çalışamıyor. Bu anlamda bence
etik olarak Başbakanlık Müsteşarlığı'ndan ayrılması gerekir. Tabii
intihalin yapıldığının YÖK tarafından kabulü gerekiyor önce. Prof.
Nurettin Abacıoğlu: (Öğretim Elemanları Derneği Federasyonu) Kesin
kararı YÖK verecektir. Kişisel görüşüm, etik anlamda intihal
yapıldığı sabit ise, gereğinin yerine getirilmesi gereken bir durum
olduğudur.