Türkiye'de 2 bin ton altın var
Abone olİstanbul Altın Borsası) Başkan Yardımcısı Vedat Özdan, Türkiye'de yastık altındaki altın miktarının, bin 500-2 bin ton olduğunu söyledi.
İstanbul Altın Borsası (İAB) Başkan Yardımcısı Vedat Özdan,
Türkiye'de büyük çoğunluğu Cumhuriyet altını ve bilezik olan yastık
altındaki altın miktarının, iddia edildiği gibi 7 bin 500 ton
değil, bin 500-2 bin ton olduğunu söyledi. Özdan, altınla ilgili
1980 öncesi istatistiklerin çok sağlıklı olmadığını, 1980-2004
yılları arasındaki resmi ithalat ve ihracat rakamlarına bakılarak
yastık altına giden altın miktarının tahmin edilebileceğini
kaydetti. Nüfus, GSMH ve büyüme oranını dikkate alarak yaptıkları
hesaplamalarda, söz konusu dönemde yıllık ortalama 50-60 ton
altının yastık altına gittiğinin ortaya çıktığını belirten Özdan,
Türkiye'de yastık altında tutulan altın formatının çoğunlukla
Cumhuriyet altını ve bilezik olduğunu, külçe altın miktarının ise
yüksek meblağ nedeniyle az miktarda bulunduğunu ifade etti.
Türkiye'de yastık altında 7 bin-7 bin 500 ton altın olduğu şeklinde
yorumlar bulunduğunu dile getiren Özdan, şunları kaydetti: ''(7 bin
ton, yani 100 milyar dolarlık altın yastık altında vardır) iddiası
spekülasyon bile değil, bir halüsinasyondur. Böyle bir şey yok.
1923 yılında, Osmanlı'dan bin 200 ton altın kaldığı iddiası var. 7
bin 500 tonun içine bu da dahil ediliyor. 1923-1980 döneminde
yıllık 75 ton altının yastık altına girdiği varsayımıyla 7 bin 500
ton rakamına ulaşılıyor. Çok abartılı bir rakam var. Bu arada 1.
Dünya Savaşı ve yoksulluk, Osmanlı'nın borçları var. Türkiye'de
yastık altındaki altın miktarı iddia edildiği gibi 7 bin 500 ton
değil, bin 500-2 bin tondur. Bunun parasal değeri de bugünün
fiyatlarıyla en fazla 20 milyar dolardır. Bu rakamın içerisinde 20
milyon ailenin alyansı, saat, kolye ve küpeler ile hiçbir şekilde
satmayı düşünmediğimiz Topkapı Sarayı'ndaki yüzlerce kilogramlık
altınlar da var. Yani bunun çok büyük kısmı hiçbir şekilde
ekonomiye kazandırılamayacak formattadır. İyimser varsayımla bin
tonu Cumhuriyet altını ve bileziktir. Bunu da yastık üstüne
çıkarmak İAB'ın değil, bankaların işidir.'' İAB'NİN MİSYONU...
İAB'nin misyonunun yastık altına gidecek altın miktarını sınırlamak
olduğunu ifade eden Özdan, Borsa'da minimum 5 kilogram olan emir
miktarını 100 grama düşürdüklerini, bu miktarı 1 aylık testten
sonra da 1 grama indirebileceklerini duyurdu. Özdan, ''Biz gram
altın projesini hayata geçirdik. Yastık altındaki altının ortaya
çıkarılmasında bunun şöyle bir katkısı olabilir; artık gram altın
şeklinde banka müşteri adına alım yapıp, onun adına altın depo
hesabı açabilir. Bu da ancak dolaylı bir katkıdır'' dedi. ''EĞİTİM
DÜZEYİ ARTTIKÇA YASTIK ALTI MİKTARI DÜŞÜYOR'' Vedat Özdan, altını
yastık altında tutanlarının yüzde 100'ünün bayanlar olduğunu ve
kadınların bunu sosyal güvenlik amacıyla yaptığını anlatarak,
eğitim düzeyi ve kişi başına düşen gelir arttıkça yastık altında
tutulan altın miktarının azaldığını vurguladı. Batılı kadınların
düşük ayarda ve mücevher amaçlı altın kolye, küpe, bilezik ve yüzük
satın aldığını belirten Özdan, Türkiye'de yastık altındaki altın
miktarının eğitim ve gelir düzeyinin düşük olması nedeniyle kırsal
kesimde daha fazla olduğuna işaret etti. Özdan, yastık altı altının
ekonomiye kazandırılması konusunda kadınların ikna edilmesi
gerektiğini belirterek, ''Borsa olarak tespitlerimiz çok geniş şube
ağına sahip bir banka bunu yapabilir'' dedi. Bankalardaki altın
depo hesabının olması gerektiği şekilde çalışmadığına dikkat çeken
Özdan, şöyle devam etti: ''Siz elinizdeki altını bu hesabı açmak
için getirdiğinizde banka (benim bu altının fiyatını bilmem mümkün
değil, her şubemde altın işinden anlayan personel istihdam edemem,
bu maliyetli bir iş) diyerek yastık altıyla ilgilenmiyor. Banka,
kişiye (para getirirsen senin yerine altın alırım, altın depo
hesabı olarak bankada tutarım) diyor. Vade sonunda da faizi o kadar
küçük altın olmadığı için nakit para olarak veriliyor. Yani bizdeki
altın depo hesabı aslında altın mevduat hesabı gibi çalışıyor.
Bankalar halkın elindeki altını hesap açarken doğrudan kabul
edemiyor.'' Yastık altındaki altını çıkarmanın maliyetli bir iş
olduğunu vurgulayan Özdan, karlı olması halinde bunu birçok
bankanın yapacağını dile getirdi. Türkiye'de Cumhuriyet altınının
direkt olarak yastık altına gittiğini ifade eden Özdan, geçen yıl
Darphane'nin 50.7 ton Cumhuriyet altını bastığını, yastık altıyla
mücadele edilmek isteniyorsa Cumhuriyet altını talebinin düşmesi
gerektiğini söyledi. Özdan, ''Darphane, Cumhuriyet altını basmazsa
altına yatırım yapmak isteyen kişi, alternatif yatırım araçlarına
yönelecek. Mesela İAB'ye gelip külçe altın alacak ve istediği zaman
satacak. Elde tutma süresi de böylece kısalacak. (Ne olur ne olmaz)
diyerek ebediyen yastık altında tutulmayacak. Ne olursa olsun
tutmak isteyen de kuyumculara gidip bilezik alacak. Bu da
kuyumculuk sektörünün istihdamını ve katma değerini artıracak''
diye konuştu.