TÜRKİYE YOLGEÇEN HANI, TERÖRİST İKMAL VE DİNLENME YERİ DEĞİLDİR
Abone olMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "PKK’nın çekilmesi gibi bir iddia ve ifade tamamen asılsız, uydurma ve yalandır" dedi. <br/>MHP Lideri B...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "PKK’nın çekilmesi gibi bir
iddia ve ifade tamamen asılsız, uydurma ve yalandır" dedi.
MHP Lideri Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve
Merkez Disiplin Kurulu toplantısının ardından terör örgütü PKK’nın
8 Mayıs’ta Türkiye’den silahlarıyla birlikte çekilmeye
başlayacağına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. AK Parti
hükümetinin Türkiye’nin itibar ve saygınlığını aşırı şekilde
zedelediğini belirten Bahçeli, Türkiye’nin önüne gelenin
diklendiği, istikamet verdiği, hafife aldığı ilkesiz, iddiasız ve
korumasız bir ülke haline geldiğini öne sürdü. "AK Parti’nin terör
örgütü PKK’yla yürüttüğü pazarlıkların, İmralı canisiyle haince
yaptığı görüşmeler her şeyi gözler önüne sermiştir" diyen Bahçeli,
"Tüm karanlık yüz ve emelleri ayyuka çıkarmıştır. Bölücü terör
örgütü, hükümetin gaflet ve ihanete varan politikalarından dolayı
adeta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne denk bir statüye
çıkarılmıştır. Bu rezil ve kabul edilemez durum paralelinde PKK
terör örgütü Kandil’den sözde gündem belirlemeye, basın
toplantılarıyla varlığını göstermeye, Türk milletinin aklı ve
zekasıyla alay etmeye son hızla devam etmiştir. Hükümet ise buna
tam bir şuursuzluk ve teslimiyet haliyle destek ve katkı vermiştir.
AKP zihniyeti PKK’ya teşrifatçılık rolünü hakkıyla benimsemiş ve
gereğini de yapmış, yapmaya da devam etmektedir. PKK’nın
meşrulaşması konusunda AK Parti’nin olağanüstü çaba ve
yönlendirmesi ahlaksızca sürmektedir. En son olarak PKK’nın sınır
dışına sözde çekilmesiyle ilgili kararı her şeyi bir kez daha
gözler önüne sermiş, AKP’nin acziyetini ve boyun eğen tutumunu
yeniden alenileştirmiştir" ifadelerini kullandı.
Bölücü terör örgütünün sınır ötesine çekilip çekilmeyeceği,
çekilmesi halinde bunun ne zaman ve nasıl olacağı, bu kapsamda
sınır dışına çıkmanın silahlı mı silahsız mı gerçekleşeceğinin
aylardır tartışılan konu başlıkları arasında yer aldığını belirten
Bahçeli, Kandil’deki terör kampından bugün yapılan açıklamaya göre
PKK’nın Türkiye’de 8 Mayıs itibariyle çekileceğinin ilan edildiğini
hatırlattı. Buna göre teröristlerin öteden beri kullandıkları
güzergahlardan gizli ve kısa süre içinde Irak’ın kuzeyine
gideceklerinin açıklandığını hatırlatan Bahçeli, "Ne var ki PKK’lı
militanların silahlarını bırakmayacakları, üstelik güvenlik
güçlerinin herhangi bir müdahalesi karşısında sözde çekilmenin
anında duracağı ve karşı saldırıya geçileceği terör elebaşları
tarafından ifade edilmiştir. Bunun yanı sıra bölücü terör örgütü,
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne duyarlılık içinde ve ciddiyetle hareket
etmesini hatırlatmış, Türk devlet güçlerinin tahrikte bulunmamasını
küstahça istemiştir" dedi.
PKK’yı “etnik temelli bölücü bir örgüt olarak 29 yıldır onbinlerce
Türk insanını katleden, vatanı bölmeye, milleti ayırmaya çalışan
bir cinayet şebekesi"ne benzeten Bahçeli, "Bu itibarla hiçbir örgüt
militanın bir şey olmamış gibi sınırlarımızdan elini kolunu
sallayarak çıkıp gitmesi, buna da güvenlik güçlerimizin sessiz,
tepkisiz ve ilgisiz kalması söz konusu olmayacaktır. Aksi durumun
suç olacağı, teröre yardım ve yataklıkla bir ve aynı anlama
geleceği iyi bilinmelidir. PKK terör örgütünün yuvalandığı terör
kampları zaten sınır ötesindedir. Yıllardan beridir sınırlarımızın
mücavir alanlarında konuşlu bulunan terör inleri saldırı ve
provokasyonların karar ve hareket merkezi olarak zehir saçmaktadır.
PKK’lı teröristler eylem kararlarını uygulamak, saldırı ve
pusularını icra etmek amacıyla yılın belirli aylarında sürekli
olarak silahlı şekilde sınırdan girip çıkmaktadır. Bu yüzden
PKK’nın çekilmesi gibi bir iddia ve ifade tamamen asılsız, uydurma
ve yalandır. Bölücü kanlı örgütün sembolik düzeyde sınır dışına
çekilmesi, zaman kazanmaya, stratejik hedefleri için daha sıkı bir
hazırlık yapmaya dönük sinsi ve kurnaz bir taktiksel adımdan başka
bir şey değildir" açıklamasında bulundu.
Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz Mart ayının son günlerinde yaptığı
"PKK’lıların sınırlarımızı terk ederken silahlarını gömmelerini
veya mağaraya bırakmalarını istediği" yönündeki açıklamalarını
hatırlatan Bahçeli, "Bununla birlikte Başbakan’ın, militanların
sınırdan geçmelerinin ancak bu şekilde mümkün olacağını söylemesi
ve güvenlik güçlerinin silahı görürse müdahale edeceklerini, aksi
durumda suç işleyeceklerini belirtmesi hafızalardaki tazeliğini
hala korumaktadır. Buna göre PKK’lıların ellerinde silahlarıyla
birlikte sınır dışına intikallerinin hiçbir meşru ve ahlaki
mazereti olamayacaktır. PKK’lı militanlarının görüldükleri yerlerde
etkisiz hale getirilmeleri veya yakalanmaları en başta hükümetin
Türk milletine şeref ve namus borcu olarak değerlendirilmelidir.
Başbakan Erdoğan bu düşünceleriyle eğer Türk milletinin gözünü
boyamadıysa, derhal PKK’lı militanların hakkından gelecek iradeyi
göstermeli ve aldığı millet sorumluluğunun gereğini bir an önce
yapmalıdır" ifadelerini kullandı.
"Başbakan ve hükümeti Türk Silahlı Kuvvetleri’ne konusu suç teşkil
eden talimat vermekten kesinlikle uzak durmalıdır" diyen Bahçeli,
şunları kaydetti:
"Anayasa’nın 137’nci maddesinde tanımı yapılan kanunsuz emri
vermek, hem vereni hem de uygulayanı tam olarak bağlayacak ve
Anayasa suçunu oluşturacaktır. PKK militanlarının yol
güzergahındaki birlikleri geri çekme, başka yerlere kaydırma,
hafifletme, karakollardaki gözetleme kulelerini boşaltma,
kontrolleri azaltma, insansız hava araçlarını uçurmama, termal
kameraları kapatma veya militanları görmezden gelme anlamına
gelecek her tavırdan muhakkak ki vazgeçilmelidir. Bunların hilafına
atılacak her adım Türk milletine ve Türk devletine karşı tarifi
olmayacak düşmanca bir tutum olacak, teşebbüste bulunanın dahi
yanına bırakılmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi tüm
gelişmeleri yakından ve titizlikle takip etmektedir. Türk
milletinin PKK’ya teslim olması ya da PKK’nın hain taleplerine rıza
göstermesi hiçbir şart altında söz konusu olmayacaktır. PKK’nın
sözde sınır dışına çıkma kararı yalnızca yeni mevziler elde etmeye
dönük alçakça planlanan ve AKP’yle birlikte ifa edilen karanlık bir
kampanyanın parçasıdır. Buna Türk milletinin inanması da
düşünülemeyecektir. Başbakan Erdoğan ve hükümeti; PKK’ya verdiği
tavizlerinin Türkiye’yi ne hallere düşürdüğünü, çözüm sözleriyle
Türk milletinin çözülmeyle ve bölünmeyle karşı karşıya kaldığını
net olarak görmelidir. Kuşkuya yer bırakmayacak şekilde söylemek
lazımdır ki, PKK’lılar silahlarıyla birlikte güvenlik güçlerine
teslim olmalı ve arkasından da bağımsız yargı önünde döktükleri
kanlarının hesabını vermelidir. Bunun dışında militanların
sınırlarımızdan geçişlerine seyirci kalmak, bunu kolaylaştırmak
PKK’nın değirmenine su taşımak olacaktır ki, bunun hesabı kim
olursa olsun muhataplarından mutlaka eninde sonunda sorulacaktır.
Türkiye yolgeçen hanı, terörist ikmal ve dinlenme yeri değildir.
Türk milleti, bölücü katilleri masum görecek ve şehitlerimizin
haklarını çiğneyecek bir anlayışta da asla olmayacaktır. Bu nedenle
hükümet, bilhassa Başbakan Erdoğan kendisini gözden geçirmeli,
milli vicdanların sabrını daha fazla zorlamamalıdır."