Antalya"daki orman yangını yüreklerimizi
yaktı… Güngören"deki patlama da yüreklerimizi yaktı. Her gün gelen
şehit haberleri de yüreklerimizi yakıyor. Konya"daki göçük de öyle…
Televizyonu açtığımızda artık mutlu bir haber duyamaz olduk. Ülke
güvensiz bir ülke olmuş. İnsanlar dışarı çıkmaya korkar olmuş… Evde
oturanlar telefon etmeye korkar olmuş… Acaba dinleniyor muyum?
Dinleniyorsam beni kim dinliyor? Devlet mi dinliyor başkaları
mı?
Bu güvensizlik ortamında insanların mutlu
olması beklenebilir mi? Türkiye ormanlarımıza düşen ateşle de
yanıyor, yüreklerimize düşen ateşle de… İkisinin de birbirinden
farkı yok…
Bu yangınları durdurmak kimin görevi… Tabiî
ki iktidarın… İktidarın gündemi ise farklı onlar yüreğimizi yakan
başka konularla meşgul… Herkes geçim sıkıntısından sadece ekmekle
beslenir olmuşlar. Ama iktidar ceplerimizi yakan kararları peş peşe
alıyor. Elektriğe zam, doğal gaza zam… Peşi peşine gelen zamlar da
kesemizi ve cebimizi yakıyor…
Kısacası ülke her bakımdan yangın yerine
dönmüş…
Türkiye bu kadar değişik yangınla
uğraşırken küresel güçler Türk milleti üzerine büyük oyunlar
oynuyor. Biz yangınlarımızdan başımızı kaldırıp çevremize
bakamadığımız için bu oyunlar hızla devam ediyor. Türkiye
etrafından oluşturulan çember ve tuzaklar hızla devam ediyor. Eli
kolu bağlı olarak bu olayları seyrediyoruz diyeceğim ama,
seyretmekten bile aciziz… Çünkü bu haberleri bile veren gazeteler
televizyonlar yok artık… Kerkük"te katliam olmuş, hangi televizyon
veriyor ki… Kıbrıs"ın bağımsızlığı adım adım yok oluyor hangi
kanalda bu tehlikeye işaret ediliyor. Varsa böyle bir haber
söyleyin birlikte seyredelim… Varsa
yoksa havadan para kazandıran yarışmalar ve televole haberleri…
Ermenistan"ın Türkiye üzerine planlarını hangi gazeteden
okuyabiliyorsunuz? Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu"nun Türk Tarih
Kurumu"nun başından alınmasının hangi pazarlıklar sonucu
gerçekleştirildiğini kim yazıyor, kim söylüyor. Bunları
söyleyenleri televizyon kanalları konuk olarak çıkarıyor mu?
Türk milletinden daha neler saklanıyor.
Türkiye demokratik bir ülke olsun, insanlar fikirlerini rahatlıkla
konuşabilsin diyenler basındaki tekelleşme karşısında niye
seslerini çıkarmıyorlar.
İnsan Hakları Dernekleri, Güngören"i kana
bulayan çoluk çocuk 17 vatandaşımızı katleden canileri niye
kınamıyor…
Halkımız borç batağına saplanmış,
çevresinde olup bitenleri de dünyada olup bitenleri de göremez hale
gelmiş…
Kredi kartlarıyla borçlandırılmış insanlar
artık neredeyse soluk alamaz hale gelmiş… Kullandıkları cep
telefonlarında konuştuğundan fazla vergi ödeyen bir toplum olmuşuz.
Dünyanın en yüksek vergilerini vererek artık iyice borç batağına
saplanmış olan esnaf kepenk kapatırken, dünyada olup bitenleri
tabiî ki izleyemiyor.
Ama izlemesi gerekenler de mi izlemiyor…
Kerkük İl Meclisi, bu tarihi Türk yurdunun Kürt bölgesine
bağlanması kararı alıyor. Nerede bizim Dışişlerimiz… Nerede bizim
kırmızı çizgilerimizi koruyacak devlet yöneticilerimiz… Türkmenler
katledilirken hadi vatandaşımızın sesi çıkamıyor, çıkmıyor. Sizler
neredesiniz? Sesinizi bu günlerde duymayacaksak ne zaman
duyacağız.
Kerkük"te katliamlar durdurulamazken,
katliamları yapanları Amerika"ya şikayet etmek yetiyor mu sizce?
Zaten bu katliamlar Amerika"dan habersiz mi yapılıyor sanıyorsunuz?
Eğer gerçekten böyle sanıyorsanız ya siz hiç Amerikan
politikalarını bilmiyorsunuz, yada gerçekten çok safsanız?
Türk insanının yüreği yanıyor. Ateş
yüreğimize her bakımdan düşmüş durumda… Yüreklerimizdeki bu yangını
söndürecek yürekli sesler duymak istiyoruz.