2018 yılında küresel et endüstrisinin pazar büyüklüğü 1 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Et tüketimi refahın bir işareti olarak görülse de buna rağmen özellikle gelişmekte olan ülkelerde vejetaryen ve vegan akımı günden güne artış gösteriyor. Özellikle genç, kentsel, orta ve yüksek gelirli nüfus arasında giderek daha popüler hale gelen vejetaryenlik, bu anlamda küresel bir tüketici eğilimine dönüşmüş durumda.Euromonitor tarafından en son yayınlanan Küresel Tüketici Trendleri raporuna göre 2016 ve 2017 yılları arasında vejetaryen nüfusun en fazla arttığı ülkeler belirlendi. Listede ilk üç sırada Nijerya, Pakistan ve Endonezya yer aldı. Listeye Türkiye de bulunuyor. Sırasıyla Filipinler, Almanya ve Brezilya’dan sonra yedinci sırada bulunan Türkiye’yi Kenya, Tayland ve İtalya takip ediyor.Doktor kontrolü gerekliVejetaryen beslenmenin doğru yönetilmesi gereken bir beslenme programı olduğunu söyleyen Diyetisyen Aslıhan Altuntaş, "Özellikle protein örüntülerine dikkat edilmesi gereken beslenmelerden bir tanesidir. ‘Ben vejetaryen beslemeyi tercih ediyorum ve hayatımı böyle yaşamak istiyorum’ denildiği noktada öncelikle mutlaka tahlillerinin ve tetkiklerinin bir hekim ve diyetisyen kontrolünde yapılıyor olması gerekiyor. Bu tarz beslenmelerde B12 eksikliği sık görülen rahatsızlıklardandır. Vejetaryen beslenme benimsenecekse özellikle B12, kalsiyum, magnezyum değerlerine bakılıyor olması gerekir” dedi.Doğru beslenme modeli oluşturmak mümkünVejetaryen beslenme şeklini benimseyen insanların hayvansal gıdalardan genellikle sadece eti günlük menülerinden çıkardığını ifade eden Diyetisyen Aslıhan Altuntaş, “Bunları tüketmediğimiz zaman yumurtadan, peynirden, kefirden yoğurttan ve sütten buradaki proteinlerimizi aslında karşılayabiliyoruz. Bazıları et ve tavuk tüketmeyip balık tüketebiliyor. Aslında bizim zaten en çok önerdiğimiz şeylerden biridir. Dolayısıyla vejetaryen beslenen biri balık tüketiyorsa, bunun yanında süt ürünlerinden özellikle yoğurt ve kefir tüketiyorsa, kahvaltısına peynir ve yumurtasını koyuyorsa aslında eksik bir beslenme yapmıyor demektir. Dolayısıyla bunların yanına sebzeyi, meyveyi, tahıllarını, baklagillerini koyduğu zaman doğru bir beslenme modeli oluşturulması mümkün” şeklinde açıklamada bulundu.En büyük yanlış sürekli sebze ve meyve ile beslenme kanısıDiyetisyen Altuntaş, vejetaryen beslenenler için sabah, öğlen ve akşam öğünlerinde neler yenmesi gerektiğini de anlattı. “Vejetaryen beslenmede en büyük yanlışlardan biri de sürekli sebze ve meyve ile beslenilmesi gerektiği gibi bir düşünce ile ilgili” diyerek sözlerine devam eden Altuntaş şunları kaydetti:“Beslenmede proteinin eksik kalmamasına dikkat etmek gerekir. Çünkü vücudumuz karbonhidrat, protein ve yağlardan oluşuyor. Dolayısıyla bizim bunları günlük olarak belli dozlarda alıyor olmamız gerekiyor. Özellikle B12 eksikliği sinir sistemi harabiyetlerine, kansızlığa yol açacağı için yorgunluk, halsizlik, ileri yaşlarda görülen demans ve Alzheimer’ın daha erken bir döneme çekilmesine sebep olacaktır.""Kas kayıpları en korktuğumuz şeylerden biridir. Yeterli proteini almadığımız takdirde kas kayıpları oluşmaya başlayacaktır. Eklem ve kemik rahatsızlıkları oluşmaya başlayacaktır. Eğer süt grubunu da tüketmek istemiyorsak kalsiyum da eksik kalacaktır. Kalsiyumun eksik kalmasıyla kilo vermede problem yaşarız, kemik erimelerine, obeziteye davetiye çıkarırız demektir.”Türkler için ideal ve vejetaryen beslenme nasıl olmalı?Türk insanı için en uygun vejetaryen beslenme şekli konusunda öneride bulunan Diyetisyen Aslıhan Altuntaş, “Vejetaryen beslenmeyi ülkemize uyarlayacaksak biraz daha balık, tahıl ve baklagil ağırlıklı bir tarz, Türk insanı için uygun olacaktır” dedi.