Türkiye ve Kuzey Irak arasındaki petrol anlaşması

Financial Times gazetesi, Kuzey Irak'ta petrol ve doğal gaz sektörüne yatırım yapmayı amaçlayan Türkiye ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasında imzalanacak anlaşmanın bölgeyi büyük oranda dönüştüreceğini söylüyor.

Petrol ve doğal gaz aramadan ihracata kadar uzanan ve son aşamalarında olan anlaşmanın yeni bir enerji koridori açmayı hedeflediğini belirten gazete, bunun on yıl içinde Türkiye'ye günde 3 milyon varil petrol ve yılda 10 milyar metre küp doğal gaz gönderilmesi anlamına geleceğini belirtiyor.

Irak'ın bu anlaşmaya karşı olduğunu belirten gazete, birçok uzmanın bunun Kuzey Irak'ın ekonomik ve siyasi bağımsızlığa erişimini kolaylaştıracağına inandığını aktarıyor.

Gazete ayrıca ABD'nin Irak hükümetinin onayı olmadan petrol ihracatına karşı olduğunu ve ABD'li diplomatların anlaşmanın Irak'ın bölünmesini hızlandırabileceğini düşündüklerini söylüyor.

Petrol ve doğal gaz boru hatlarının Bağdat'ın kontrolü altındaki bölgeden geçmeden doğrudan Kuzey Irak'tan Türkiye'ye geçeceğini belirten gazete, Kuzey Iraklı bir yetkilinin bunun uzun vadede tüm bölge için yararlı olacağını söylediğini ifade ediyor.

Habere göre, anlaşmanın ardından Türkiye'nin petrol ve gaz şirketlerinin kontrolünde ve beş arama bölgesinden sorumlu olacak bir şirket kurulacak.

Haber şöyle devam ediyor: "Bağdat ile artan gerginliklere rağmen, Ankara Irak'ın toprak bütünlüğünü korumak istiyor ve bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasının Türkiye'nin güneydoğusundaki istikrarı bozmasından ve bağımsızlık talebini yükseltmesinden endişe ediyor. Ancak Türkiye aynı zamanda petrol ve doğal gaz konusunda Rusya ve İran'a bağımlılığını azaltmak için enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve artırmak istiyor".

Irak'ın kuzeyinde 45 milyar varil petrol olduğu tahmin ediliyor ve bölgedeki küçük grupların yerini giderek büyük işletmeler alıyor.

Gazeteye göre, ABD'nin karşı çıkmasına rağmen, Türkiye ve Kuzey Irak anlaşmanın Irak'ın bütünlüğüne zarar vermeyeceğini söylüyor. Her ne kadar Türk yetkililer Irak'ın toprak bütünlüğünü desteklediklerini söyleseler de, Bağdat anayasa uyarınca sınır ötesi bir boru hattı için izninin alınması gerektiğini söylüyor.