Türkiye ve Brüksel'in endişesi
Abone olAvrupa'nın gözü, Fransa'da. Brüksel'de büyük endişe hakim. "Hayır" sonucunun çıkması tüm hassas dengeleri alt-üst edecek. Endişe duyan bir başka ülke de Türkiye!
Fransa'da yapılacak AB Anayasası referandumundan "hayır" oylarının çıkma ihtimali Brüksel'i endişelendiriyor. Brüksel, "hayır" oylarının domino etkisi yaparak referandumun yapılacağı diğer ülkelere sıçramasından korku duyuyor. Referandum sonucundan en çok kaygı duyan ise Türkiye… Avrupa entegrasyonunu bir adım ileri götürecek AB Anayasası Fransa'da, ardından Hollanda'da yapılacak referandumlar öncesi Brüksel endişeli. Toplam 448 maddeden ve 36 protokolden oluşan Anayasa'nın 2009 yılında yürürlüğe girebilmesi için 25 ülkenin onayını alması gerekiyor. Son günlerde, özellikle, Fransa'da "Anayasa'ya hayır" seslerinin yükselmesi, Brüksel'in AB mimarisine çelme takacağından çekindiği bu ülkeyi korkulu gözlerle izlemesine neden oldu. Çünkü "hayır" sonucunun, domino etkisi yaparak referandumun yapılacağı diğer ülkelere de sıçramasından endişe ediliyor. Muhalefet Sosyalistler'den geliyor Anayasa'ya karşı en fazla muhalefet, Sosyalist kanattan geliyor. Bu metnin, Sosyal Avrupa'ya pirim vermeyerek, "ultra-liberal bir Avrupa" modelini yücelttiği düşünülüyor. Kısa adı IRIS olan, Avrupa Stratejik ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde araştırmacı Didier Buillon, "hayır" diyenleri destekleyen isimlerden biri. Bunun nedenlerini Deutsche Welle'ye değerlendiren Buillon, yıllardan beri Avrupa projesinin insanların kafalarının üstünde inşa edildiğini belirterek, Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım oranının düşüklüğünün Avrupa'nın temelde demokrasi sorunu olduğunu açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Buillon, Avrupa Anayasası'nın oluşturulma yönteminin de demokratik olmaması, yani metnin, hükümetlerin atadağı kişiler tarafından oluşturulması, ama halka isteklerinin sorulmamasından şikayetçi. Diğer bir konu ise ekonomi. Buillon, "Avrupa Anayasası kabul edilirse, Avrupa ulta-liberal bir yaklaşım içerisine girecek. Ben liberalizm karşıtı bir insanım. Ultraliberal bir Avrupa'da değil, sosyal bir Avrupa'da yaşamak istiyorum" diye konuştu. "Türkiye AB'ye girmek istemeyebilir" Aşırı sağcı ve egemenliği Brüksel'e kaptırmak istemeyen partiler ise özellikle Türkiye'nin AB üyeliğini, referandumun yapılacağı her iki ülkede de kampanyaya taşıdılar. Hollandalılar ve Fransızlar'ın büyük bir çoğunluğunun Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkması, "hayır" oylarının artmasına neden oldu. Galatarasaray ve Sorbonne Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ahmet İnsel, "hayır" oylarının Türkiye'nin üyelik sürecine etkisini şöyle değerlendirdi: "Hayır, AB içinde bir çalkantı yaratacağı, karar alma süreçleri bloke edeceği için genişlemeyi mümkün kılmaz. Ama 10 sene sonra AB kendi içinde kararsız, bir birlik haline gelirse, Türkiye'nin üye olup olmaması da ikincil bir sorun haline geliyor. Türkiye bile o durumda AB'ye üye olmak istemeyebilir. Karışıklık Avrupasına girmekten vazgeçebilir. Vedrine: AB'nin entegrasyonu buraya kadar Fransa'nın eski Dışişleri Bakanı, Fransız milletvekili Hubert Vedrine ise sandıktan "hayır" çıkmasının "şok" dalgasına neden olacağını düşünüyor. Vedrine, "Hukuki olarak hiçbir şey olmayacak. 2009'e kadar şu andaki sistem değişmeyecek, ama 'hayır' özellikle elitler açısından şok yaratacak. Gazeteler, televizyonlar, politikacıların büyük bir bölümü 'evet'i destekliyor. Hayırcılar kazanırsa, karşılıklı suçlamalar, hesaplaşmalar artar" diyor. Vedrine, "Avrupa nereye gidiyor" sorusuna ise "Uzun dönemde, AB'nin uluslarasının oluşturduğu federasyon devam eder. Ama Avrupa'nın siyasi entegrasyonunun bu son anlaşmadan daha ileri gidebileceğini zannetmiyorum. Federalizme gidilmez. Gerçekçi olmak lazım. Avrupa'nın dünyada bir gücünün olacağından da emin değilim. Çünkü Avrupalılar, bütün avantajlarından çok memnunlar. Burası kocaman bir İsviçre, ABD gibi bir güç olmasına da imkan yok'' şeklinde değerlendirdi. AB'nin "B planı" Hollanda'da referandumun, tavsiye niteliğinde olması nedeniyle ise korkulacak bir durum yok. Ancak Fransa'dan "hayır" çıkarsa, B planına ihtiyaç var. Bu plan, resmi bir konuşulmasa da kulislerde, yüksek sesle tartışılmaya başlandı. Az bir farkla "hayır" oyunun çıkması halinde, 25 ülke liderinin bir bildiri yaparak, AB'nin onay sürecinin devam ettiğini belirtecekleri söyleniyor. Bu durumda referandum süreci tamamlandıktan sonra Fransa'da yeniden halkoylamasına gidilebilecek. Ancak "hayır" ezici bir farkla kazanırsa, bu yeni Anayasa 'ölü doğmuş' anlamına gelecek.