Türkiye ve ABD'den Suriye zirvesi!
Abone olSuriye'nin geleceği ve Esed sonrası yaşanabileceklere karşı Türkiye ve ABD, Ankara'da masaya oturdu.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın son Türkiye
ziyareti sırasında Suriye için kurulması kararlaştırılan
''operasyonel mekanizma'' çerçevesinde bugün Ankara'da ilk kez bir
araya gelen Türk ve Amerikalı yetkililerin, toplantıda, Suriye
muhalefetine destek verilmesi, Beşşar Esed rejiminin son bulacağı
ve geçiş döneminin başlayacağı günün hızlandırılması, mülteciler,
bundan sonra karşılaşılabilecek senaryolar ve Esed rejimi
sonrasıyla alakalı konuları masaya yatırdığı
bildirildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland, günlük basın
brifinginde söz konusu toplantıyla ilgili bilgiler verdi ve
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
ABD heyetine ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı
Elizabeth Jones'un başkanlık ettiği toplantıda, Suriye ile ilgili
tüm konuların ve zorlukların kapsamlı biçimde ele alındığını
bildiren Nuland, şöyle konuştu:
''Bu çerçevede, muhalefete destek verilmesi, Esed'in iktidarı
terkettiği ve geçiş döneminin başladığı günün gelişinin
hızlandırılması, mülteci konuları ve (Esed) sonrasıyla alakalı
konular ele alındı. Bildiğiniz gibi, bu toplantı ABD
Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu arasında 11 Ağustos'ta yapılan toplantı sonucunda
kararlaştırılmıştı. Operasyonel planlama konusunda yoğun
görüşmeler yapma hususunda mutabık kalmışlardı. Dolayısıyla bu
görüşmeler bugün başladı ve bazı detaylara inildi.''
Sözcü Nuland, ''Bakan Clinton'ın İstanbul'da söylediği gibi,
öncelikle, (Esed rejiminin son bulacağı) günün
gelişini hızlandırma bağlamında şu anda zaten yapmakta olduğumuz
şeylerin verimliliğine, değişmekte ve evrim geçirmekte olan
sahadaki duruma ve Suriye'de daha fazla acı çekilmemesi için
müttefik ve partnerler olarak Suriye muhalefetine nasıl daha fazla
destek verilebileceğine, ayrıca (Esed) sonrasında Suriye halkının
ihtiyaç duyabileceği desteklerle alakalı konulara bakmamız
gerekiyor'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, ''toplantıda bundan sonrasına ilişkin
ele alınan ihtimaller arasında Suriye'de kimyasal silahların
kullanılması olasılığının olup olmadığı'' sorusu üzerine
Nuland, spesifik olarak bu konunun gündeme gelip gelmediğine dair
bir şey söyleyemeyeceğini kaydederken, ''Ancak sadece Türkiye ile
değil, tüm müttefiklerimiz ve partnerlerimizle birlikte,
Esed'in korkunç bir seçim yaptığı bir durumla karşılaşmamız
olasılığına karşı ihtimal planları yapıyor ve bunun üzerinde uygun
şekilde kafa yoruyoruz. Ama aynı zamanda, (Esed) sonrası
için de planlama yapmak gerekiyor. O gün geldiğinde, Esed rejimi
düştüğünde ve geçiş hükümetine geçtiğimizde, uluslararası toplum,
Esed rejiminin en tehlikeli silahlarının idaresi ve temizlenmesi
için Suriye halkına destek sunmak isteyecek'' ifadesini
kullandı.
ESED'İN SONU GELDİ Mİ?
Nuland, bir gazetecinin, ''Esed sonrası atılması düşünülen
adımlara dair detayları'' sorması üzerine de şunları söyledi:
''Elbette o gün geldiğinde, uluslararası toplumun önereceği
desteğe, Suriyelilerin istekleri kılavuzluk edecek. Bu,
Suriyelilerin öncülüğündeki bir geçiş süreci olacak. Zaman içinde,
bu tip durumlarda ne gibi konularda yardıma ihtiyaç
duyulabileceğini, sıfırdan başlanmasının istenmediğini anlayacak
kadar geçiş süreçleri gördük. Geçici hükümeti yaşatmada,
anayasa temelli seçilmiş bir hükümete geçişte yardıma ihtiyaçları
olacak. Kamu güvenliği, emniyet, hesap verebilirlik mekanizması,
adalet, ekonominin yeniden inşası, halkın insani ihtiyaçları gibi
konularda yardıma gereksinimleri olabilir. Dolayısıyla, tehlikeli
silahların koruma altına alınması dahil, tüm bu konular üzerinde
kafa yormak istiyoruz. Türkiye de dahil birçok müttefikimiz ve
partnerimizle bu hususları konuşuyoruz.''
G.ANTEP'TEKİ SALDIRILAR...
Nuland, bir gazetecinin, ''toplantıda Suriye krizinin
PKK boyutu ve bunun Gaziantep'teki bombalı saldırıyla olası bir
bağlantısının ele alınıp alınmadığı'' sorusunu da şöyle
yanıtladı:
''Bunun hakkında elimde spesifik bir bilgi yok. Ama tabii ki
Türkiye ve diğerleriyle tüm görüşmelerimizde, barışçıl, demokratik
bir geçiş sürecinin parçası olmak, ülkeleri için demokratik bir
gelecek inşa etmede Suriye içinde rol oynamak isteyen
Suriye'deki Kürtlerle pozitif şekilde çalışılmasının önemi üzerinde
duruyoruz. Elbette şiddet devam ettiği müddetçe,
istismarcılar, teröristler ve diğer gruplardan gelen tehditler
hakkında da konuşuyoruz.''