"Kürtler dayak yiye yiye
çelikleşti."
Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca'nın
"Türkiye sizinle utanç duyuyor" yazısında yer
alıyor bu ifade.
Her satırının altına imza atılacak bir yazı. O
yüzden bugünkü köşemi Nihal Bengisu Karaca'ya
bırakıyorum.
Türkiye sizinle utanç
duyuyor
AHMET Türk'e yapıları saldırı,
milliyetçi duygulan rencide edecek kadar alçakça idi.
Şahsen ünk tarafımın, insan tarafımdan Utandığım söylemeliyim.
Askerliğini Mardin'de yapmış garson İsmail Çelik'in Ahmet Türk'e bu
kadar rahat ulaşıp bu kadar kolay vurabilmesinden utanç, duydum.
"Türk polisi" diye bir şey olacaktı, neredeydi?
Partisi kapatılmış, yasaklı
hale gelmiş bir siyasi olması da, partisinin en makul adamlarından
olması da Ahmet Türk'ü yumruklanmaktan kurtaramadı. Yarılmış alnı
ve kırılmış burnu ile gösterdiği olgunluk ise Kürtlerin bu
topraklarda ne çok dayak yediğini, ne çok çeliklendiklerini
gösterir gibiydi. O haliyle bile, "Bu tür ırkçılar her yerde, her
beldede olabilir, bunu şehirle ilgili bir genellemeye
dönüştürmeyelim" diyordu. Ahmet Türk, Samsunlunun onurunu korumaya
çalışırken İsmail Çelik'in çalıştığı kahvehanenin sahibi Kazım
Topaloğlu, İsmail Çelik ile "gurur duyduğunu"
söylüyordu.
Ahmet Türk, DTP ya da BDP ile
Türkiye'nin geri kalanı arasında kurulabilecek potansiyel ortak
dilin pozitif unsurları arasında yer alabilecek az sayıda Kürt
siyasetçiden biri. Başına gelenler buna rağmen geliyor; belki tam
da bu nedenle geliyor Bu türden provokatif saldırılar ya da nefret
suçları, makul çizgiye yakın, iletişim potansiyeli yüksek olduğu
için medyada sık görünen ve ismi kitleselleşen kişilere yönelir.
Daha "barışçı", daha "uzlaşmacı" olmaları nedeniyle benzerlerinden
ayrılır ve öne çıkarlar; sırt popüler olmaları dolayısıyla da
şiddete meyyal ırkçıların görüş alanına girerek hedef tahtası
haline gelirler.
Hrant Oink'e de böyle olmuştu.
O da bir "köprü kurucu" idi, öne çıktı, popüler hale geldikçe
"temsil" kabiliyeti kazandı, sonuç malum.
O yüzden Emniyetin ve İçişleri
Bakanlığının, Türk'ün korunmasını ciddiye alması gerekiyor. Çünkü
"Türkiye'nin içinde bulunduğu konjonktürün Hrant Dink'i Ahmet
Türk'tür". Yaşanan saldırının tek hayırlı yanı, birerken uyarı
sistemi işlevi görmüş olmasıdır. Umarız gerekli ders
alınmıştır.
Hiç
şüphe kalmadı...
- Çetin Doğan'ın, Taraf
Gazetesi'ne sızan Balyoz operasvonu belgelerinden kasıtla Özkök'ü
itham etmesi, onu "kozmik oda"dan bilgi aşırmakla suçlaması, şecaat
arz ederken sirkatin söylemek idi. Bu ithamlar sonrasında Balyoz
planının içeriğinin doğru olduğuna hiç şüphe
kalmadı.
- Huysuzluk yerine siyaset,
polemik yerine pazarlık yapan, tuzak yerine diyalog kuran
birCHP'nin ne denli sevilesi/arzulanası bulunduğuna hiç şüphe
kalmadı. Son günlerdeki uzlaşmacı tavrının yarattığı olumlu tesir
gösteriyor ki, siyasete barışçıl bir iklimin hâkim olabilmesi,
Erdoğan kadar Baykal'ın da tutumuna bağlı. Müzakereci bir CHP'nin
sadece milletin değil partinin tabanını da güldüreceğine hiç şüphe
kalmadı.
- Çukurca'daki mayınların TSK
tarafından yerleştirilmiş olduğunun tespitinden sonra ordudaki
yıpranmanın "şehit' ile "Niyazi" arasındaki farkı silikleştirecek
denli kavi olduğuna hiç şüphe kalmadı.
- Zonguldak'ta halkın
duyarlılığını ölçmek için hırsızmış gibi davranan sivil polisten
sonra, görgü tanıklarından eşkâl soran üniformalı polisin aldığı
cevap derin bir sessizlik oldu. Görgü tanıkları, ellerini kollarını
sallayıp hırsızlık yapan kişileri teşhis etmediler ve duyarlılık
ölçümü testinden sıfır çektiler. Kolluk kuvvetlerinden ve adli
soruşturmadan deliler gibi korkan, tanıklık yaptığında devlet
tarafından korunmayacağım bilen bir halk olduğumuza hiç şüphe
kalmadı.
- Dershane borcu yüzünden
annesinin hapse girmesini kaldıramayan, para bulamayıp annesini
hapishaneden çıkaramadığı için intihar eden Soner Semih Sipahi'nin
mezarı başında baygınlık geçiren acılı annenin görüntüleri,
geçtiğimiz haftanın en dramatik tablosuydu. Milli Eğitim
Bakanlığı'nın söz konusu ve benzeri "timsah" dershaneler konusuna,
Adalet Bakanlığı'nın dershane borcuna jet mahkûmiyet veren
mahkemelerin hangi nedenle "dershanelere" pozitif ayrımcılık
uyguladığı konusuna eğilmesi gerektiğine hiç ama hiç şüphe
kalmadı.