Türkiye sınıf atlayacak
Abone olMilli gelirin revize edilmesiyle, Türkiye'nin risk düzeyi gerilerken, ekonomik kategorisi de yükselecek
Morgan Stanley, Deutsche Bank gibi uluslararası yatırım bankası
ekonomistlerinden aldığı bilgiye göre, kişi başına milli gelir
düzeyinde ortaya çıkacak artışın Türkiye'nin reyting kalitesindeki
etkisi orta vadede gerçekleşecek iken, Türkiye'nin risk
değerlendirmesi kategorisi daha olumlu düzeye çıkacak. Türkiye'nin,
500-600 milyar dolarlık milli gelire sahip ülkeler düzeyinde
değerlendirileceğine dikkati çeken ekonomistler, ekonomik
verilerdeki düzelme çerçevesinde, ekonomik değerlendirmelerde,
Türkiye ''daha az riskli'' ülkeler kategorisinde yer alacak.
BORÇ VE CARİ AÇIĞIN, MİLLİ GELİRE ORANI
DÜŞECEK...
Milli gelir hesabının revizyonu, Türkiye'deki toplam borcun, cari
açığın, milli gelire oranını aşağı çekerken, Türkiye'nin ekonomik
büyüklüğünün farklı bir kategoriye yerleşeceği, bunun ekonomik
değerlendirmeleri de etkileyeceği ifade ediliyor. Türkiye'nin,
benzer reyting grubundaki ülkelere göre brüt borcunun milli gelire
oranının yüksek olduğunu, bu oranın şu anda yüzde 57 düzeyinde
olduğunu, ancak milli gelirin yukarı doğru revize olması halinde,
Türkiye'nin ekonomik görünümü ve diğer ekonomik rasyolarının
iyileşeceğini kaydediyorlar.
TÜRKİYE'NİN ULUSLARARASI KURULUŞLARDAKİ
SIRASI
Uzmanlar, milli gelir ile kişi başına milli gelirdeki yükselmeler
sonucunda, Türkiye'nin, BM (bağlı kuruluşları da dahil), Dünya
Bankası, IMF ve diğer uluslararası kuruluşlardaki sıralamasının da
değişeceğini vurguluyorlar. Türkiye, bazı kuruluşların
sıralamasında ''orta gelir'' düzeyinde yer alırken, yeni
düzenlemeyle, ''üst orta gelir'' ile ''ileri'' düzeylerine
yükselecek.
YENİ MİLLİ GELİR HESAPLAMA YÖNTEMİNİN ETKİSİ
Türkiye'deki milli gelirin, 1968 tarihli Birleşmiş Milletler Ulusal
Hesap Sistemi'ne dayanarak, 1987 girdi-çıktı tablosuyla
hesaplandığını hatırlatan uzmanlar, bu hesaplama metodunu birçok
ülkenin terk ettiğini, bazı ülkelerin de milli gelirlerini birkaç
kez revize ettiklerini vurguluyorlar. Türkiye'nin, AB Muhasebe
Sistemine geçeceğinin altını çizen uzmanlar, bu girdi-çıktı
tablosunun yenileneceğini, baz yılının yenileneceğini ifade
ediyorlar.
NELER DEĞİŞECEK?
Verilen bilgiye göre, yeni hesaplama yönteminin getirdiği birinci
değişiklik, Birleşmiş Milletler sisteminden Avrupa Hesap Sistemine
(ESA) dönüş sağlanacak. Bu dönüşüm ile sadece milli gelir değil,
ödemeler dengesi, mali devlet hesaplarında da değişiklik olacak.
ESA sistemi; alt verilerde gelir, devlet yardımları, yerel
harcamalar gibi detaylarda da uyum gerektiriyor. Milli gelir,
mümkün olduğunca kayıtlardan gelen bilgiler çerçevesinde daha net
görülerek değerlendirilebilecek.
AB ile Türkiye arasında bir hesap birliği sağlanmış olacak. 1987
baz yıllı hesapların çok eskidiğinin altını çizen uzmanlar, bir
sürü yeni kaynağın mevcut olduğunu, yeni sistem ile eğitim, sağlık,
tarım ve şehirleşmeden, çevreye kadar birçok verinin değişeceğini
belirtiyorlar. Ekonomistler, yeni hesaplama sisteminin, revizyon
ihtiyaçlarını tümüyle karşılayacak bir çalışma olacağını
kaydediyorlar. ESA, milli gelir hesaplarının ''doğrudan bilgi
alma'' yoluyla yapılmasını öngörüyor.