Türkiye PYD'yi nasıl vurdu 20 kişinin akıbeti belirsiz!
Abone olMilliyet gazetesi yazarı Serpil Çevikcan, Türkiye'nin PYD planının detaylarını bugünkü köşesinden paylaştı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "PYD'yi iki kez vurduk"
açıklaması sonrası Ankara'daki güvenlik kaynaklarıyla görüşen
Milliyet yazarı Serpil Çevikcan, Türkiye'nin PYD planının
detaylarına ulaştı.
"Kırmızı çizgi kararlılığı" başlıklı yazısında Serpil Çevikcan, "İki hafta önce, Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'nin kırmızı çizgi olarak nitelendirdiği Cerablus bölgesine Fırat Nehri üzerinden geçmeye çalışan PYD'lilere ait üç bot, tank toplarıyla vurulduğu" yazdı.
20 kişinin olduğu tahmin edilen botların batırıldığını da yazan Çevikcan, "Botlardakilerin akıbeti bilinmiyor" diye devam etti.
Serpil Çevikcan'ın bugünkü yazısındaki diğer detaylar şöyle:
"...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun
yaptıkları açıklamalar, Türkiye'nin yakın zamanda hem PYD'yi hedef
aldığını hem de Tel Abyad başta olmak üzere PYD'nin bölgedeki
tutumunu sürdürmesi halinde Türkiye tarafından açık biçimde hedef
alınabileceğini gösteriyor.
Bu açıklamaların altında yatan nedenleri Ankara'daki siyasi ve güvenlik kaynaklarından öğrenmeye çalıştım.
'KIRMIZI ÇİZGİ'Yİ DELME ÇALIŞMASI
Aldığım bilgilere göre, Davutoğlu'nun "vurduk" dediği PYD'ye yönelik silah kullanımı birden çok kere gerçekleşti.
Son olarak bundan iki hafta önce, Suriye'nin kuzeyinde,
Türkiye'nin kırmızı çizgi olarak nitelendirdiği Cerablus bölgesine
Fırat Nehri üzerinden geçmeye çalışan PYD'lilere ait üç bot, tank
toplarıyla vuruldu. Üç botta en az 20 kişinin olduğu tahmin
ediliyor. Tankların menzilinde olan botlara yönelik önce uyarı
ateşi yapılıyor. Buna rağmen botlar geri dönmeyince,
batırılıyor. Bottakilerin akıbeti bilinmiyor.
Cerablus bölgesine hangi amaçla geçmek istedikleri
de.
Ancak yapılan değerlendirmelerde Türkiye'nin çizdiği kırmızı
çizginin delinmeye çalışıldığı üzerinde duruluyor.
Yani ciddi ilk deneme...
Bundan önceki olay ise yaklaşık 4 ay önce
yaşanmış.
PYD'nin hakim olduğu Kobani'deki mevzilerden Türkiye'ye yönelik
havan ve makineli tüfek atışı yapılması üzerine, asker de top ve
havanlarla karşılık vermiş.
IŞİD DE VURULUYOR
Türkiye'nin tutumu sadece PYD'ye yönelik değil. Türkiye'ye yönelen, hangi örgütten veya yapıdan gelirse gelsin, sınır ötesinden yapılacak her atışa angajman kuralları uyarınca karşılık verileceğine dair oluşturulan kural aynı katılıkta uygulanıyor. Koalisyon güçlerinin IŞİD'e yönelik operasyonlarına da Türk uçakları katılıyor. Son dönemde IŞİD'e karşı silahlı predatörleri kullanmayı tercih eden ABD başta olmak üzere koalisyon güçlerinin hava harekâtlarında da kamuoyuna duyurulmasa da Türkiye yer alıyor.
Hem angajman kurallarının gereği Esad güçleri, PKK, PYD, IŞİD ayırımı yapılmadan açılan ateşlere karşılık veriliyor hem de Türkiye'nin koalisyona katılımının gereği olarak IŞİD'e karşı mücadele sürdürülüyor.
TOPYEKÜN KARŞILIK
Özellikle bot olayı gösteriyor ki Fırat'ın batısındaki
Cerablus'u, "kırmızı çizgi" ilan eden Türkiye, bu
tutumunu da bölgedeki gelişmelere rağmen kararlı biçimde
sürdürüyor. Ankara'da bu konuda bütün planlamalar yapılmış
durumda.
Yaşanacak olası gelişmeler sonrasında kırmızı çizgilerin ihlal
edilmesi, yani Fırat'ın batısına PYD güçlerinin geçmesi durumunda,
sadece bu ihlali yapan gruba yönelik değil, PYD'nin doğuya doğru
bütünüyle hedef alınmasına dönük karar planlama yapılmış.
Tel Abyad bölgesinin PYD tarafından "kanton" ilan
edilmesi, Ankara'da, "Türkiye'ye karşı düşmanca
girişim" olarak yorumlanıyor. PYD'nin, Türkiye'nin
tutumuna rağmen, "planlarını uygulayacağına yönelik meydan okuma
mesajı olarak algılanıyor. Planlamalar sadece Tel Abyad ya da
kırmızı çizgi olarak nitelenen Cerablus-Mare hattına yönelik değil,
Kobani'yi de kapsayan geniş bir planlama yapılmış durumda.
Türkiye, Rusya'nın Suriye denklemine silahlı güçleriyle dahil
olmasıyla bölgedeki parametrelerin değiştiğinin farkında. Ancak
Ankara'da, Rusya'nın da Türkiye gibi Suriye'nin kuzeyinde ABD
güdümünde bir Kürt devletini ya da yapılanmasını istemeyeceği
değerlendiriliyor. ABD'nin ise kendi güdümündeki yapılanmaya sıcak
baktığı, PYD'nin de bundan güç aldığı değerlendirmesi
yapılıyor.
Bu nedenle PYD'nin olası hareketlerine ve Türkiye'nin bunlara
vereceği karşılığa yönelik ABD ile yoğun temaslar sürdürülüyor.
ABD'nin PYD'yi PKK ile eş tutmama politikasının vahim
gelişmelere yol açabileceğine dikkat çekiliyor. Bu konuda
Türkiye'nin işaret ettiği örnekler de var.
Örneğin, Irak'ın kuzeyinde, ABD'lilerin, PYD'lilere eğitim
verdiğini belirterek, bu bölgeye ateş açılmamasını istediği
Haftanin'e gönderilen kamyonlarca silahın PKK'nın depolarına
gittiğine yönelik tespitler hâlâ hafızalarda. ABD'ye bu bilgiler
veriliyor. Bölgedeki olası gelişmelerin yaratacağı sonuçlar
konusunda nem ABD hem de Rusya'yla görüşmeler sürüyor.
Örgüt yöneticileri Suriye'de Suriye'ye yönelik bütün bu
gelişmeler yaşanırken Türkiye'deki tehdit önceliği elbette hâlâ
PKK-KCK. Irak'ın kuzeyine yönelik sınır ötesi harekâtlar zaman
zaman yapılmaya devam ediliyor. Tespit edilen hareketli noktalar
vuruluyor. Ancak saptamalar, örgütün bu bölgedeki varlığının büyük
ölçüde azalmış olduğunu gösteriyor. Hava harekâtlarından
dolayı örgüt yönetiminin, Murat Karayılan dahil Suriye'nin kuzeyine
geçtiği ifade ediliyor.
ABD himayesindeki PYD bölgelerinin üst yönetim tarafından güvenli
bulunduğu için buraya geçtikleri kaydediliyor. Ancak özellikle
Hakkâri İkiyaka dağlarında, Doski Vadisi'nde aralıksız hava ve kara
operasyonları yapılıyor. Özel kuvvetler, iki komando tugayı
tutularak PKK'nın bir dönem etkin olduğu bölgede yeniden varlık
göstermesi engelleniyor. PKK'nın öncelikli tehdit olarak
görülme hali sürüyor.
Türkiye, bir yandan seçimin sonuçlarını beklerken, bir yandan da
dört yanında bin bir denklem barındıran coğrafyada güvenlik
politikalarını uygulamaya çalışıyor.