Türkiye Ortadoğunun yükselen yıldızı
Abone olErdoğanın İsrail'i eleştirmesi sonrası "Batı dünyası ne der" diyenler New York Times'ın bu makalesine ne diyecek?
ABD'de yayınlanan New York Times gazetesi, "ABD'nin Irak'taki
başarısızlığı ve aynı şekilde İsrail'in aşırılıklarını törpülemekte
gösterdiği beceriksizlik, Türkiye'nin Amerikan yanlısı görüntüsünü
üzerinden atıp Ortadoğu'dan Balkanlar'a, Kafkaslar ve Orta Asya'ya
kadar uzanan uçsuz bucaksız bir bölgenin merkezinde güçlü bir
bağımsız aktör olarak sivrilmesine de yol açtı" diye yazdı
İRAN VE İSRAİL'E ELEŞTİRİ TÜRKİYE'YE
ÖVGÜ
Türkiye'nin Ortadoğu'da güç oyununun kurallarını yeniden ve üstelik
de pozitif ve çatışmacı olmayan bir tarzda yeniden yazdığını
belirten gazete, "İran ve İsrail var olan güç yapılarına meydan
okuyan yayılmacı politikalarıyla endişe ve hatta korku yayarken,
Türkler mümkün olduğu kadar geniş ve uzak bölgelere barış ve
güvenlik götürdüklerini söylemekten hoşlanıyorlar" ifadesine yer
verdi.
GÜÇLE DEĞİL DİPLOMASİYLE
New York Times, Türkiye'nin etkinliğini güçle değil diplomasiyle
artırdığını kaydederek şöyle devam etti:
"Aynı zamanda komşularıyla ekonomik bağlarını güçlendiriyor ve
çeşitli bölgesel anlaşmazlıklarda arabuluculuğa soyunuyor. Ama bu
arada, bağımsız bir Kürt devleti için mücadele eden PKK
gerillalarını tasfiye etmek için güç kullanmakta da tereddüt
etmiyor. Ancak bu noktada bile Türkiye artık daha yumuşak bir
yaklaşım sergiliyor. İsyancılara af önerilirken, Türkiye'nin etkili
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da geçen hafta bir ilki
gerçekleştirerek, Kuzey Irak'taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ni
ziyaret etti. Türkiye'nin Erbil'de konsolosluk açacağı bile
konuşuluyor. "
Türk diplomasisinin son yıllarda önemli başarılara imza attığını
yazan New York Times, bu sayede Türkiye'nin bir yandan Arap
dünyasında saygınlık kazanırken, diğer yandan da Avrupa Birliği
yolunda elini güçlendirdiğini kaydetti.
2002'DE BAŞLADI
Türkiye'nin dinamik dış politikasının AK Parti'nin 2002'de iktidara
gelmesiyle başladığını belirten gazete şu sözlere yer verdi:
"Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül'ün muhafazakar ve ılımlı İslamcı
oldukları düşünülüyordu. Eşlerinin başları türbanlıydı. Ancak onlar
özenle bir İslam devleti istemediklerini vurguladılar.Ekim'de
gerçekleştirilen iki ziyaret de Türkiye'nin aktifliğine işaret
ediyor. Başbakan Erdoğan yanında dokuz bakan ve bir Airbus dolusu
işadamıyla birlikte Bağdat'a giderek Irak hükümetiyle ortak bir
toplantı yaptı ve 48 adet anlaşma imzaladı.
KOMŞULARA EL UZATTILAR
Aynı sırada, Dışişleri Bakanı Davutoğlu da Halep'e giderek Suriye
Dışişleri Bakanı Velid Muallim ile anlaşmalar imzaladı. Bunlardan
belki de en önemlisi iki ülke vatandaşlarının sınırı serbestçe
geçmelerini öngören vize anlaşmasıydı. Türkiye aynı zamanda
Ermenistan'la da iki protokol imzalayarak yepyeni bir adım attı.
Aslında Türkiye'nin bu protokolleri Karabağ sorununun çözümüne
katar uygulaması mümkün görünmüyor.
NETANYAHU İKTİDARDA OLDUĞU SÜRECE
Ama en azından Türk-Ermeni yakınlaşması yolunda tarihi bir adım
atılmış oldu. Arap bakış açısından da en önemli gelişme, kuşkusuz
Türkiye'nin İsrail'le ilişkilerinin soğuması oldu. İki ülke
arasında toptan bir kopuş beklenmiyor, ancak İsrail'in sertlik
yanlısı Başbakanı Benjamin Netanyahu ile dışişleri bakanı Avigdor
Lieberman iktidarda olduğu sürece ilişkilerin yeniden eski
sıcaklığına kavuşması da olası değil.
Türkiye aynı zamanda Rusya ile Orta Asya'daki gaz üreticileriyla
Avrupa'daki enerji açlığı çeken piyasa arasında bir enerji geçiş
noktası olması rolünü de pekiştirecek bir diplomasi izliyor.
Türkiye şu veya bu şekilde Ortadoğu'daki güç oyununun kurallarını
yeniden ve üstelik de pozitif ve çatışmacı olmayan bir tarzda
yazıyor.