Türkiye Ortadoğu için barış elçisi!

Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ile Ürdün Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesinin ortaklaşa düzenlediği ‘2. Türk-Arap İlişkilerinin Dünü Bugünü’ adlı sempozyum, Rektörlük Mimar Kemaleddin Salonunda yapıldı. Çok sayıda yerli ve yabancı konuğun katıldığı sempozyum, 26-28 Nisan 2011 tarihleri arasında gerçekleştirildi. 

Sempozyumun açış konuşmasını yapan Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. F. Rifat Ortaç, “Jeopolitik olarak dünyanın en önemli yerleşim yeri olan Ortadoğu, bölgede petrolün bulunması ve enerjiye olan ihtiyacın hızla artmasının da etkisiyle ülkelerin çıkar mücadelelerinin odağı olmuştur” dedi.

Masalha, Türk-Arap ilişkileri ile ilgili ikinci sempozyumun düzenlendiği bilgisini vererek, bu tarz etkinliklerin iki ülke arasındaki ilişkilerin ileri taşınmasında önemli olduğunu söyledi. Ortadoğu’nun bu dönemde çok karmaşık bir durum içinde bulunduğunu aktaran Masalha, akademisyenlerin yaşanan olayları yakından etmesi gerektiğini anlattı. Prof. Dr. Muhammet el-Masalha, konuşmasını şöyle noktaladı:

“Hem çıkarlarımızı korumalı hem de dünya barışına katkı sağlamalıyız. Bölgede istikrarın sağlanması için yaşanan olayları iyi tahlil etmeliyiz. Türk-Arap ilişkileri çok önemli. Biz Türkiye’ye önem veriyoruz. Son on yılda Türkiye bizi iyi bir örnek oldu. Bölgenin hem ekonomik hem de siyasi anlamda reforma ihtiyacı var.”

"MÜŞTEREK TARİH VE İNANÇ MERKEZİ"

Oturumda ilk sözü alan Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, “Bu son derece önemsediğimiz bir toplantı. Bu coğrafya çok değişik bir coğrafya. Bu coğrafya müşterek tarihe ve inanca sahip bir coğrafya. Bu coğrafya aynı zamanda dünya jeopolitiğinin içinde önemli bir yere sahip bir coğrafyadır” dedi. 

"BÖLGENİN BARIŞA İHTİYACI VAR"

Ortadoğu’da yaşayan insanların iyi insanlar olduğunun üzerinde duran Ayhan, “Bu insanların barış içinde yaşamaya ihtiyaçları var. Barış 20. yüzyılda sağlanamadı o nedenle 21 yüzyıl bizler için çok önemli” diye konuştu. Ayhan şöyle devam etti:

“21 yüzyıl bu güzel insanların barış içinde yaşamayı bekledikleri bir yüzyıl. Barış kendiliğinden olmaz. Bazı unsurların bir araya getirilmesi ile bu barış sağlanabilir. Bu unsurların başında da eğitim ve öğretim gelmektedir. Eğitim ve öğretim bölge ve dünya barışının sağlanması için önemli bir yere sahiptir. Eğer bizim Türkiye’deki öğrencilerimiz Ürdün’de yeni arkadaşlıklar elde ederlerse barış ileride kendiliğinden temin edilir.”

İlk sempozyumun Ürdün’de yapıldığını anımsatan Rektör Prof. Dr. Rıza Ayhan, konuşmasının şöyle sonlandırdı: “Ürdünlü kardeşlerimiz bizi kendilerinden biri gibi ağırladılar. Orada kendi kültürümüz ile onların kültürlerini kıyaslama imkanı bulduk. Gördük ki Ürdün Türkiye, Türkiye Ürdün’dür. Ürdün’den çok mutlu ayrıldık. Umarın olarda Türkiye’den çok mutlu ayrılırlar.”

“TÜRKİYE İLE AYNI PERSPEKTİFTEN BAKIYOR, AYNI ŞEKİLDE HAREKET EDİYORUZ"

Ayhan’dan sonra konuşan Ürdün Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adil et-Tuvaysi, “Arapların hem siyasal hem de kültürel ilişkileri Türklerle çok eskiye dayanmaktadır. Türkiye’yle bölgede çok iyi bir ilişki içindeyiz. Bölgede yaşanan olaylara Türkiye ile aynı perspektiften bakıyor,  aynı şekilde hareket ediyoruz” dedi. 

Türkiye’nin Ürdün’de çok önemli projelere imza attığının altını çizen et-Tuvaysi, Arap-Türk yakınlaşmasından yana olduğunu söyledi. “Bu yaz 60 Türk öğrenciyi misafir ederek onlara Arapça öğreteceğiz” diyen et-Tuvaysi, Ürdün üniversitelerinde Türk günlerinin düzenlendiğini belirtti.