"Türkiye Önemli Stratejik Ortak"
Abone olAmerikan Kongresi'ne bağlı bir alt komisyonda yapılan toplantıda Türkiye'nin önemli bir stratejik ortak olduğu belirtildi.
Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komisyonuna bağlı
Avrupa Alt Komisyonunda "Türkiye'nin Gelecekteki Çizgisi ve
Amerika- Türkiye İlişkileri" konulu bir toplantı düzenlendi.
Toplantıda, bir grup uzman, sunuşlar yaptı ve komisyon üyelerinin
sorularını yanıtladı. Alt Komisyon'un Cumhuriyetçi Partili Başkanı
Nebraska Milletvekili Doug Bereuter, toplantıyı açış konuşmasında
Meclis Uluslararası İlişkiler Komisyonunda yakın tarihte ilk kez
Türkiye konusunda böyle özel bir toplantı düzenlendiğini belirtti.
Kongre üyesi, Türkiye'nin Amerika için çok önemli bir müttefik
olduğunu anlatırken, 11 Eylül'den sonra Türkiye'nin, dünya çapında
terörizme karşı açtığı savaşta Amerika'ya yardım ettiğini,
Afganistan operasyonunda baştan itibaren önemli rol oynadığını ve
daha sonra da uluslararası gücün komutasını üstlendiğini
hatırlattı. Bereuter, " Saddam Hüseyin'i tecrit etmek için 12 yıl
süreyle yürüttüğümüz çabada Türkiye son derece önemli destek
sağladı" dedi. Doug Bereuter, 1 Mart'ta Irak'la ilgili tezkerenin
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yeterli oyu alamamasında
Türkiye'deki hükümetin göreve yeni başlamış ve yeterli deneyimden
yoksun olmasının rolü olduğuna inandığını belirtti. Kongre üyesi,
bazı Amerikalı yetkililerin bu gelişme karşısında Türkiye'ye
yönelttiği eleştirilerin çok sert olduğunu söyledi. Bereuter, "Türk
halkının karşı görüşte olduğunu bildiği halde hükümetin böyle bir
teklifi, olumlu sonuç alacağı inancıyla meclise götürmesi bile
cesaret gerektiren bir davranıştı" dedi ve takdirle karşılanması
gerektiğini bildirdi. Alt Komisyon Başkanı şöyle devam etti: "Mart
ayındaki oylama nedeniyle, Amerikan yönetiminde ve Kongre'deki bazı
üyelerin, Türkiye'de de bazı kişilerin karşılıklı olarak
taşıdıkları olumsuz düşünceler, ikili ilişkilerin eskisi kadar
önemli olmadığı ve yeniden tanımlanması gerektiği şeklindeki bir
tutum için gerekçe teşkil etmemelidir. Benim için Türkiye,
Amerika'nın NATO, Orta Doğu, Doğu Akdeniz ve Kafkaslar'daki
stratejisi açısından hayati önem taşıyan bir ülkedir." Alt Komisyon
toplantısında Demokrat Partili üye ve Kongre'deki Türk-Amerikan
Dostluk Komitesi Ortak Başkanı Florida Milletvekili Robert Wexler
de Türkiye'nin, Amerika'nın en önemli stratejik ortaklarından biri
olduğunu belirtti. 1 Mart'taki oylamaya giden dönemde, Amerika'nın
da Türkiye'nin de yanlış adımlar attığını söyleyen Wexler, şimdi
iki ülkenin, ileriye dönük düşünmek ve Irak'ın yeniden imarı,
terörle ve her türlü aşırılıkla mücadele, ikili siyasi ve ekonomik
ilişkileri derinleştirme yollarını araştırmak zorunda olduğunu
bildirdi. Wexler şöyle devam etti: "Son 6 ay yüzünden son 50 yıllık
ilişkiyi bir kenara itmek akılsızlık olur. Türk – Amerikan
ortaklığı Irak'taki savaşın kurbanı olmasına izin verilmeyecek
kadar derin ve anlamlıdır." Wexler, bu nedenle Türk hükümetinin,
askerlerini Irak'ta Amerikan ordusuyla yanyana görev yapmak üzere
göndermesini çok arzu ettiğini belirtti. Kongre üyesi, Türk
ordusunun dünyanın en yetenekli ordularından biri ve Türkiye'nin,
Irak'ta istikrarı sağlama konusunda en iyi konumdaki ülke olduğunu
söyledi. Robert Wexler, Türk parlamentosu önümüzdeki günlerde bu
konuyu görüşürken Amerika'nın bazı stratejik adımlar atması
gerektiğini belirtti. Wexler ilk olarak Amerikan yönetiminin,
geçmişteki hataları tekrarlamamak için Türkiye'yle doğrudan
haberleşme kanallarını açmasının şart olduğunu söyledi. Kongre
üyesi, geçmişte Amerikan tarafının ciddi hatalar yaptığını
anlatırken, "50 yıllık müttefikler, 4 Temmuz'da Kuzey Irak'ta
olduğu gibi, askeri çatışmanın eşiğine gelmezler" diye konuştu.
Kongre üyesi Wexler, Bush yönetiminin Türkiye'nin Irak'ta stratejik
bir ortak, Orta Doğu barış süreci açısından son derece önemli bir
ülke ve Orta Asya'ya açılan kapı olduğunu açıkça kabul etmesi
gerektiğini belirtti. Wexler, Amerika'nın Türkiye'yle ticaretini
arttırması, ikili serbest ticaret anlaşması imzalamayı ciddi olarak
düşünmesi gerektiğini kaydetti. Wexler, Bush yönetimini
Türkiye'deki son siyasi reformları daha yüksek sesle övmeye ve
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini daha kuvvetle desteklemeye
çağırdı. Alt Komisyonda Başkan ve Demokrat Partili kıdemli üyenin
bu konuşmalarından sonra dört uzman, Türkiye ve Türk-Amerikan
ilişkileri konusunda bilgi verdi ve soruları yanıtladı. Bunlar,
sırasıyla Washington Yakın Doğu Politika Enstitüsü Türkiye
Araştırmaları Yöneticisi Soner Çağaptay, Stratejik ve Uluslar arası
Araştırmalar Merkezi Türkiye Programı Yöneticisi Bülent Alirıza,
Hürriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Sedat Ergin ve Amerika'nın eski
Ankara büyükelçilerinden Mark Parris'di. Soner Çağaptay,
Washington'un, Irak ve diğer konularda Ankara'yla daha iyi
ilişkiler kurabilmesi için bazı tavsiyelerde bulundu. Çağaptay
şöyle dedi: "Yapılacak birçok şey var. Bunların biri Kuzey Irak'ta
PKK varlığına son vermek. Bu Türkiye için çok önemli bir konu. İki
ülkenin orduları arasında karşılıklı askeri güveni arttırıcı
adımlar atılabilir. Ancak Türkiye'yle ekonomik ilişkileri de
geliştirmek gerekir. Bu yapılırsa ileride ilişkilerde yeni bir
güçlük ortaya çıktığı takdirde aradaki bağların sadece askeri
temellere dayalı olmaması, iki ülke için de yararlı olur."
Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi Türkiye Programı
Direktörü Bülent Alirıza ve Hürriyet gazetesi Ankara temsilcisi
Sedat Ergin konuşmalarında Türkiye'deki iç siyasi durumun
anlatırken, geçmişi İslamcı harekete dayanan Adalet ve Kalkınma
Partisi hakkında toplumda hala bazı kuşkular olduğunu söylediler.
Bülent Alirıza Türkiye'de askeri müdahalelere yolaçan iç kargaşa
ortamının bugün sözkonusu olmadığını ve seçmenlerin çoğunluğunun,
ordunun, iş çevrelerinin ve medyanın, Ak Parti'nin sürdürdüğü
Avrupa Birliği'ne girme gayretini desteklediğini anlattı. Ancak
Birliğin Türkiye'yi üyeliğe kabul edip etmeyeceğinin hala belli
olmadığını söyleyen Alirıza şöyle devam etti: "Türkiye'nin Avrupa
Birliği yönündeki yolculuğu Kıbrıs sorunu nedeniyle engellenebilir.
Türkiye'nin girişi için Kıbrıs sorununa çözüm bulunması ön koşul
olmadığı halde adanın Mayıs 2004'de Birliğe alınması Türkiye'nin
durumunu zorlaştıracaktır. Bu durumdan çıkış için mantıklı yol,
Amerika ve Avrupa Birliği'nin savunduğu gibi soruna Birleşmiş
Milletler gözetimi altında görüşmelerle çözüm bulmaktır." Gazeteci
Sedat Ergin, Türkiye'deki iç siyasi durumu anlatırken yüzde 10 gibi
çok yüksek bir oy barajını öngören seçim yasası nedeniyle Kasım
2002 seçiminde oyların üçte birini elde eden Adalet ve Kalkınma
Partisi'nin Meclis üyeliklerinin üçte ikisini kazanarak iktidar
olduğunu hatırlattı. Ergin, önemli siyasi ve ekonomik reformlar
gerçekleştirmiş olmakla birlikte iktidar partisine hala şüpheyle
bakanlar olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: "Adalet ve Kalkınma
Partisi kendi içinde bir koalisyon gibi, çok farklı siyasi grupları
biraraya toplamaktadır. Kuvvetli İslamcı niteliğine rağmen, AKP
Avrupa Birliği ve genel olarak Batı'ya kendisini açtıkça daha
ılımlı bir nitelik kazanacağı söylenebilir." Kongre Alt Komisyonu
önünde son olarak konuşan Amerika'nın eski Ankara büyükelçisi Mark
Parris ise, özellikle Irak'ta Saddam Hüseyin rejiminin
devrilmesiyle birlikte Türk-Amerikan ilişkilerinin de nitelik
değiştirdiğini savundu. Irak'taki gelişmelerin ikili ilişkilerin
geleceği üzerinde etkili olacağını belirten Parris, bu açıdan bir
diğer önemli gelişmenin de İran'ın nükleer güç haline gelmesi
olacağını söyledi. Ancak eski büyükelçi, Amerika için stratejik
açıdan yeniden, son 50 yılda olduğu gibi önemli bir ülke haline
gelmesinin, Türkiye'nin kendi gelişmesine bağlı olacağını belirtti
ve şöyle devam etti: "Bunu başarması açısından en önemli unsur,
Türkiye'nin sahip olduğu potansiyeli kullanıp gerçekleştirmesidir.
Amerika'nın düşmanlarının, medeniyetler-arası çatışmadan bahsettiği
bir dönemde demokratik, müreffeh ve kendi içinde uyum sağlamayı
başarmış Türkiye, Washington'un, Avrupa'nın ya da Bağdat, Şam ve
Tahran'ın gözünde son derece ikna edici bir yer kazanacaktır." Eski
Büyükelçi Parris bundan önceki ve mevcut Türk hükümetlerinin aldığı
reform kararlarının, tam olarak uygulandığı takdirde önümüzdeki
yıllarda böyle bir Türkiye'nin doğmasını sağlayacağını, bunun da
Türk-Amerikan ilişkilerinin gelişmesi için en sağlam temeli
oluşturacağını söyledi. Kongre alt komisyon üyeleri daha sonra dört
uzmana, Türkiye'nin Ermenistan, İran, Suriye ve İsrail'le
ilişkileri, Kıbrıs sorununa ilişkin tutumu, iç politika alanındaki
diğer gelişmeler, imam-hatip okulları gibi değişik konularda
sorular sordular. Kaynak : Voice of America