Türkiye nükleer silah peşinde
Abone olİran'ın askeri alanda yürüttüğü nükleer projelerden rahatsız olan Türkiye'nin benzer bir çalışma yürüttüğü iddia edildi.
Fransa’nın haftalık haber dergilerinden Le Nouvel Observateur,
Türkiye’nin İran’ın askeri nükleer projelerinden endişe duyduğunu
ve kendisini bu olasılığa hazırladığını yazdı.
Ortadoğu’daki nükleer yarışı hakkında hazırladığı dosyada
Türkiye’ye de geniş yer ayıran dergi, Amerikan düşünce kuruluşu
German Marshall Fund’un Ankara temsilcisi Suat Kınıklıoğlu ile Dış
Politika Enstitüsü müdürü Seyfi Taşhan’ın görüşlerine yer
verdi.
Kınıklıoğlu, dergiye yaptığı açıklamada, İran’ın nükleer bombaya
sahip olması durumunda Türkiye’nin iki ülke arasındaki dengeyi er
ya da geç sağlayacağını söyledi. Türkiye’de İncirlik üssünde
NATO’ya ait 60 atom bombası bulunduğunu yazan derginin haberinde,
Kınıklıoğlu’nun ifadelerini temel alınarak Ankara’nın eskiden
olduğu gibi NATO’ya güvenmediği belirtiliyor.
Dergi, Dış Politika Enstitüsü müdürü Seyfi Taşhan’ın da “Türkiye,
iki araştırma reaktörü, zengin uranyum madenleri, yüzlerce
bilimadamı ve Ortadoğu’nun en gelişmiş teknolojik ve sanayi
altyapısına sahip. NATO içinde müttefik olsak da Amerikalılar
bugüne kadar nükleer elektrik santrali sahibi olmamızın önünü hep
kestiler. Ne zaman yabancı bir firmayla anlaşma noktasına gelinse
Washinton projeyi son anda engelledi. Yine deneyeceklerdir. Ama bu
sefer eskisi gibi olmayacak” ifadelerine yer verdi.
Dergi, Ankara’nın 80’li yıllarda Pakistan’a “hassas maddeler”
sağlayarak nükleer bomba edinmesine yardımcı olduğunu da yazdı.
Dergiye göre, Washinton’ın ikazlarına rağmen Ankara ile
İslamabad’ın nükleer alanındaki işbirliğinin devam etmesi üzerine,
dönemin ABD başkanı Reagan 27 Haziran 1988’de Kenan Evren’i
telefonla arayarak misilleme tehdidinde bulundu. Dergi bu bilgiyi,
Brooking University Press tarafından 2004’te yayımlanan “The
Nuclear Tipping Point” adlı kitaptaki verilere dayandırıyor.
Dergide, Reagan’ın telefonuna rağmen konunun kapanmadığı,
Ankara’nın, İslamabad’a yardım karşılığı, araştırmacılarını
Pakistan’ın askeri merkezlerine gönderdiği de belirtiliyor. Dergi,
1989 yılında dönemin Pakistan savunma bakanının “Türkiye’yle artık
tek vücüt olduk” ifadelerine de yer veriyor.