Türkiye kükredi şer ittifakı sarsıldı
Abone olPetrol ve doğalgaz arama konusunda ittifaka giden Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail'e uluslararası şirketlerden kötü haberler geliyor.
Türkiye'nin tartışmalı alanlarda petrol ve doğal gaz
aramasına izin vermeyeceğini sert bir dille açıklamasının ardından
ilginç gelişmeler yaşanıyor. Petrol ve doğalgaz arama konusunda
ittifaka giden Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail'e uluslararası
şirketlerden kötü haberler geliyor.
Türkiye gazetesinin haberine göre Rum yönetiminin 2001 yılı
şubat ayından itibaren başlattığı Doğu Akdeniz sularından doğal gaz
ve petrol çıkarma umutları ABD kökenli Noble Energy şirketinin
sigorta konusunu öne sürerek çekilmeye hazırlanması İsrail
yönetimini de zor durumda bıraktı.
ŞİRKET 2012 KASIM DİYOR
Kıbrıs Rum Kesimi Enerji Hizmetleri, Doğu Akdeniz yataklarının bu
yılın ekim ayında işletmeye açılması için sondaj çalışmalarına
başlanacağını duyururken, Amerikan Noble Energy şirketi, resmi web
sitesinde sadece İsrail'in Hayfa limanı açıklarındaki iki münhasır
alanda sondaj çalışmasının planlamasının yapıldığını duyurdu.
İsrail'in Hayfa açıklarındaki Mari-B, Dalit, Tamar ve Laviathan
adını verdiği bölgelerde son yılların en büyük gaz keşfi
yapıldığını duyuran şirket bu yataklardaki sondaj çalışmalarına ise
2012 yılının sonunda başlanacağını açıkladı.
POTANSİYEL VAR SONDAJ YOK
Rumların büyük umutlar bağladığı Norveç ve Kanadalı şirketler
Akdeniz'de faaliyet göstermeyeceğini deklare etmesinin ardından
İsrail adına çalışan Noble Energy ile anlaşma yapması uzmanların
dikkatinden kaçmadı. Ancak Noble Energy, Kıbrıs açıklarında
yürüttüğü faaliyeti sadece "Potansiyel" olarak duyuruyor. Uzmanlar
bunun manasını petrol ve doğal gaz yataklarının menşei ve
uluslararası pafta yönetmeliği ile yorumluyor. Tartışmalı münhasır
ekonomik bölgelerde daha çok ülkelerin kendi imkanlarıyla arama
yürüttüğünü belirten uzmanlar, "Uluslararası şirketler
tartışmalı bölgelere fazla girmezler, çünkü bu bölgelerde faaliyet
gösteren şirketleri kimse sigorta etmez" yorumunu
yapıyor.
1958 ANLAŞMALARI AÇIK VE NET
1958'de yapılan II. Deniz Hukuku Konferansına göre Türkiye, Doğu
Akdeniz'de Münhasır Ekonomik Bölgesinin çizgilerini belirlemiş. Bu
konferans sonuçları uyarınca Girit'in doğusunda, neredeyse Girit
adasının iki katı büyüklüğünde bir alana da arama izni vermiş ve bu
sulardaki Münhasır Ekonomik Bölgesi üzerindeki haklarını da yıllar
önce ilan etmiş.